Dr. Sevgi Yılmaz’ın hazırlayıp sunduğu Maliyet Düşürme Stratejileri programında Spring Global Kurucusu Müjde Çetin konuk oldu. Çetin, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını açıklarken Türkiye’nin bu durumda seviyede olmadığını da sözlerine ekledi.  

“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ KAVRAMININ DOĞRU ANLAŞILMASI LAZIM”

Toplumsal cinsiyet eşitliği aslında hiç kimsenin kadın veya erkek olduğu için bir ayrımcılığa maruz kalmaması demek. Bazı kavramlar var; okuduğunuz zaman ilk etapta tam anlamıyorsunuz bir daha okuyorsunuz ben onlara izaha muhtaç kavramlar diyorum. Toplumsal cinsiyet eşitliği de böyle bir kavram. Arzumuz kadınlarla erkeklerin sunulan bütün fırsatlar da ve bu fırsatları kullanmada eşit olmaları. Burada eğitim, kentsel hizmetler, istihdam, şiddet, sağlık gibi alanları düşünebiliriz. Günlük hayatımızda insan olduğumuz için sunulan haklarımız var. Bu haklardan herkesin eşit derece de faydalanabilmesi de devlet görevidir. 

“TÜRKİYE DÜNYANIN ÇOK GERİSİNDE”

Yapılan faaliyetin toplumu kaç adım ileriye götürdü aslında mevcut durumunuzla alakalı bir şey. Bu durum zaten ortanın üzerinde ise ufak dokunuşlar bu sorunlara çözüm olur. Ancak bizim daha alt seviyelerde olan ülkeler için daha fazla çaba gerekiyor.  Dünyada bununla ilgili birçok ölçüm mekanizması var ancak Birleşmiş Milletler uygulamaları ve dünya ekonomik forumu her yıl cinsiyet eşitliği uçurum araştırması yapılıyor. Yaklaşık 150 ülke var burada. Türkiye 131. sırada. Bunun içinde ekonomik yaşama katılım, eğitim imkanlarına erişim, adalet mekanizmaları vs. gibi alanlar devletin sunduğu veriler üzerinden değerlendiriliyor. En iyi imkanda olduğumuz kadınların ve kız çocuklarının sağlık imkanları erişimi; onda da 100. sırada bile değiliz. İyileştirmeye acilen ihtiyaç duyulan, önemli ve yapısal tedbirler gerekiyor bizim ülkemiz için. 

“ŞİDDET SADECE FİZİKSEL DEĞİLDİR”

Biz hala şiddeti fiziksel şiddet olarak algılıyoruz. Oysaki; ekonomik, cinsel, psikolojik şiddetler de var. Bunların her birinin xde alt başlıkları var. Adalet mekanizmasındaki aksamalar ve kişilerin devlete başvurduğunda bunun ne kadar sonuçsuz kaldığını görüyoruz. Elbette birçok mekanizma geliştirilmeye devam ediliyor. Çok eğitimli kesimden diploması daha düşük olana, İstanbul’dan yaşayandan en küçük ilde yaşayana kadar herkesin başında bu sıkıntı. Bu sorun maalesef sadece Türkiye’de değil tüm dünyada görülüyor. Toplumun her kademesinde kapıların açılması lazım. 

Bazı eylemleri yapmış olmanız sizi haklı yapmaz ama hikayenin derinine baktığınızda toplumsal bir yara görüyoruz. Aslında ayrımcılık kadına özgü bir mesela değil peki biz neden kadın ayrımcılığını konuşuyoruz? Çünkü rakamlar çok kötü. 

“GÜZEL ÇALIŞMALAR DA OLUYOR”

Toplumsal cinsiyet eşitliği noktasında sadece kadınlarla çalışmayı ve onları güçlendirmeyi seçiyoruz.  Rahmetli Mustafa Koç’un önderliğinde Türkiye’de hala devam eden HeForShe projesi vardı. Orada çok güzel bir motto vardı; toplumsal cinsiyet eşitliği kadın içindir cümlesinin üzerini çizip; toplumsal cinsiyet eşitliği  herkes içindir yazmışlardı. Bunun gibi vurucu çok iyi çalışmalar yapan uluslararası örgütler de var.