Koray İnan’ın hazırlayıp sunduğu Satış 4.0 Dünyası programının bu bölümünde GOSB Teknopark Blink TTO Direktörü Tolga Bildirici konuk oldu. Teknoloji Transfer Ofislerinin işlevlerini aktaran Bildirici, teknoparklara girebilmenin şartlarını ST Endüstri Radyoda anlattı. 

“TEKNOPARKLARIN KURULUMUNDA 3 ANA ETKEN VAR”

Türkiye'de birçok yerde organize sanayi bölgeleri, içinde üretim yapılan belirli bir sistematiği üzerine kurulmuş yapılar olarak biliniyor.  Organize sanayi bölgelerini birçok yerde bulabiliriz. Teknoparklara gelirsek, Türkiye'deki gelişimi haricinde teknoparklar 1789 daki Fransız ihtilalinden başlayıp Sanayi devrimiyle birlikte nasıl teknoloji geliştirilebilir üzerine düşünürken ortaya atılan bir fikir. Üniversitede bilgi var, kamuda finansman sağlayacak para var, üretimi yapacak sanayi var bu üç fikir üzerine çalışmalar yapılıyor. 1789’da erken aşamada bir fikir olarak ortaya atılıyor, ABD’de Silikon Vadisi’ne kadar ulaşan daha sonra da Türkiye’ye Avrupa’ya kadar gelen bir yapı oluşuyor. Teknoloji geliştirme bölgeleri bu yerler 2000’lerde başlıyor. Türkiye’de yapı biraz daha farklı; özel tarafında çok fazla inisiyatif alınamadığı için veya alınmadığı için kamu tarafından desteklenmek ve belirli gruplar kümeler oluşturmak için yapılmış kurgulanmış bir kanun doğrultusunda 2000'lerin başından itibaren yer alıyor.

"TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSLERİ TÜRKİYE’DE DAHA FARKLI”

Teknoloji transfer Ofisi yapısı itibariyle 1900'lerin başında yine Amerika'da ortaya atılan bir takım fikirlerle daha çok patentler baz alınarak yapılmıştır. Bilginin transferini sağlayan aracı kuruluşlar diyebiliriz TTOlar için. Genellikle üniversite bünyelerinde olan ve üniversitede belirli akademik sebeplerle yapılmış araştırmalar ile biriken bilginin sanayi tarafına aktaran aracı kuruluş demek yanlış olmaz. Türkiye'de ise bu biraz ters işliyor aslında çünkü teknoparklar kurulduktan sonra bir de teknoloji transfer ofisleri olmalı diyerek teknoparkların içine kuruluyor. Oysa yurtdışındaki örnekler daha farklı, önce bilgi transferi başlıyor ardından bilgi geliştirme bölgeleri kuruluyor. 

"TTO’LARIN İKİ ÖNEMLİ DESTEĞİ VAR”

Firmalar genellikle yüksek yetkinlikte birkaç kişinin bir araya gelerek kurduğu firmalar oluyor.  Dolayısıyla firmalarda teknik taraf oldukça yetkin olmasına rağmen birtakım alanlarda eksiği olabilir. Firmalara yol gösterecek birtakım ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla eğitimler, danışmanlıklar veriliyor. Tabii burada teknoloji transfer ofislerinin bulundukları yapıda önemli. Devlet destekleri, ürün geliştirme vs gibi konularda firmalara yardımcı olup onların bu sistemde kaybolmadan yön gösterilmesini sağlıyor.  Tüm bu danışmanlık hizmetlerine firmaların gelişimiyle olan destekler diyebiliriz. Ekosistemde olmuş olmanın vermiş olduğu birtakım avantajlardan faydalanabiliyorlar. Teknoloji Transfer Ofisleri diğer başka ofislerle de ilişki içerisinde dolayısıyla bu durum da yurtdışı ve yurtiçi ilişkilerde oldukça önem arz ediyor. Özetle TTO’ların iki önemli desteği var; gelişim anlamda sunduğu hizmetler ve ekosistemi birbirine bağlama hizmetleri diyebiliriz.

“YASAL YETKİNLİK ŞART”

Firmaların teknoparklara girebilmeleri için yasal yetkinliklerinin olması gerekiyor. Birkaç prosedür var onları sağlayan firmalar ancan buralarda yer alabilir. Bunlardan en önemlisi teknolojiyle ilgili olmaları tabi ki. Yazılım, AR-GE, tasarım gibi alanlarda çalışmalar gerekiyor.  TTO ise teknoparktaki firmalardan bir şekilde yine seçim yapıyor. Her şeyden önce firmaların ilgisine bakılıyor. Karşılıklı ilişki TTO’lar için çok önemli. İlgili olmadığı zaman firma ve biz yol alamıyoruz. İsteksi bir firmada kaynak kullanılmasını tercih etmiyoruz.