Recep Akbayrak ve Gözde İpek’in hazırlayıp sundukları Şirketler Arası Pazarlama programının bu bölümünde, şirketler pazarlama üzerine hangi çalışmaları yapmalıdır konusu konuşuldu. . Akbayrak ve İpek sizlerden gelen soruları yanıtladı.

Satış ekibimizin temas sağladığı ama satışa dönüşmeyen firma görüşmelerini nasıl sürdürmeliyiz? Pazarlama çalışmaları ile neler yapılabilir?

Öncesinde mutlaka müşteriye pazarlama çalışmaları ile dokunmak gerekiyor. Eğer bunu yapmazsak müşteriye erişim potansiyelimiz oransal olarak düşüyor. Markamızın yeterince bilinmediği bir kesime telefonla erişmeye çalışmak, randevu isteyip ve firma hakkında bilgiler paylaşmak, mail ile bilgi vermeye çalışmak gibi durumları yaptığımızda dönüş oranı çok düşük oluyor. Bu aşamda satış ekibimizi değil pazarlama ekibimiz ile müşteriye dokunmak gerekiyor. Pazarlamanın görevi müşteri talebi oluşturmaktır. Bunun içinde farklı seçeneklerimiz mevcut. 

Bir patent firmasıyız. Pazarlama çalışmaları ile nasıl farklı olabiliriz?

Bu tarz sektörlerde ön plana çıkan bir durum olmazsa eğer tabii ki kişilerin tercihlerinin önemli bir kısmı fiyat odaklı oluyor. Bu işlerde para harcama misyonumuz olmadığı için öyle tercih ediyoruz ancak burada sektörde yaşanan olumsuz deneyimleri ön plana çıkararak faydalı hale getirebiliriz. Sektörle ilgili ortaya net hikayeler koyarak hem sektörün otoritesi olduğunu net bir şekilde müşteri potansiyeline hissettirmek hem de bu konuda müşterinin zaten gündeminde olan bu tip konuları fark ettirmek önemli bir noktadır. 

Şirketler arası pazarlamada geleneksel olmayan medyada neler yapılabilir? Bu konuda dünyada yapılmış farklı örnekler var mı?

Aslında pazarlamayı ayırmamak kısmı bizim ısrarcı olduğumuz bir alan. Doğru sektörle doğru ziyaretçi birleştirmek için viddi pazarlama bütçeleri kullanılıyor. Bunu yaparken en pratik ve en düz mantık şöyle gözüküyor; bizim hedef kitlemizin bir akıllı telefon var. Dolayısıyla biz akıllı telefonun içerisine girmeye başarırsak sonuç alırız. Evet düz mantık ile böyle gözüküyorsa da bu günün sonunda tamamen dijital dünyada hedeflediğiniz başarıya ulaşamıyorsunuz. Bunu kullanan çok fazla firma var. Tabii gerekli değil diyemeyiz ancak bunu doğru kullanmak önemli.  

Yerli ve yabancı marka ürünlerin pazarlama çalışmalarında ne gibi farklılıklar oluyor?

İç pazarda distribütör firmaların yurt dışındaki kendi pazarlama çizgilerine aşırı derecede sadık kalma çabalarını görüyoruz. Örneğin bir dergi reklamı yapılacaksa; logo mutlaka şu kadar santim kullanılmalı vs. gibi net kriterler üzerine kuruyorlar. Bunu kurumsal kimlik olarak kabul etmek mümkün ancak bir de her ülkenin kendi içerisindeki dinamikleri var. Bu konuda yerelde temsilcileri olan o global markaların pazarlamadan sorumlu ekipleri Türkiye'deki trendleri takip etmeli ve globale de sıklıkla bildirmelidir. Bu bir yandan avantaj sağlıyor. Israrcı olmak da iyi değil o zaman da devreye motomot giriyor.