Emine Eroğlu’nun ST Endüstri Radyoda hazırlayıp sunduğu Endüstri Harmanı programına konuşan BCC Türkiye Kurucu Ortağı ve Endüstriyel Psikolog Banu Koç Çakan, pandemi süreciyle birlikte kişilerde ortaya çıkan kaygı ve korku durumları üzerine bilgiler verdi.

Covid-19 süreci ile beraber ülkemizde önlemlerin alınmaya başlama sürecinden itibaren duygusal dayanıklılık konusunda destek vermeye başladıklarını ifade eden Koç, endüstri içerisinde iş hayatındaki çalışanların verimliliği konusunda duygu bilimi üzerine çalışmalarını daha öncede yaptıklarını ifade etti. Duygu biliminin önemli etkinliklerinden bir tanesinin duygusal dayanıklılık olduğunu belirten Koç, bu dayanıklılığı, şu an içinde bulunduğumuz gibi zor koşullardaki ortamları yönetebilme ve bu durumlardan güçlü bir şekilde çıkabilme becerisi olarak tanımlanıyor. 

KAYGI VE KORKU YAŞAYANLARA YÖNELİK ÇALIŞMALAR 

Çalışmış oldukları firmalara bilgilendirmeler yaptıklarını ve duygusal dayanıklılık konusunda neler yapmaları gerektiği üzere webinarlar düzenlediklerini belirten Koç, “Amacımız şu anda bu belirsizliğin içerisinde, evden çalışma sürecine geçen, dışarıda çalışmak zorunda olan kaygı ve korku yaşayan çalışanların biraz daha güçlü tutmaya yönelik.” dedi. 

“BİZİM DEĞER GÖRMEYE İHTİYACIMIZ VAR”

Dünya Ekonomik Forumu'nun son iki dönemdir yayınlamış olduğu ‘geleceğin yetkinlikleri’ listesinde bugün tam da içinde bulunduğumuz koşullarla nasıl mücadele edebileceğimiz konusuna dair işaretler vardı diyen Koç, dijitalleşmenin ve insanlarla problem çözmenin önemine dikkat çekti. Duygusal zekanın dijitalleşme nereye giderse gitsin atılacak bir tarafı olmayacağını çünkü biz insanları hayatta tutan noktanın duygular olduğunu belirten Koç, insanların görülme, değer görme ve bilinme ihtiyacı hissettiklerini ifade etti.  Koç,”Çalışmalarımızı internet ortamına taşıdığımızda kişilerin birbirlerini görüyor olmasından çok, birbirlerini hissediyor olması önemliydi. Hangi dönemde olursak olalım, bizim değer ve ilgi görme ihtiyacımız hiç bitmeyecek.” dedi.

“OLUMSUZ ETKENLERİ ORTADAN KALDIRIN”

İnsan yapısı olarak olumsuzu görmeye odaklı olduğumuzu belirten Koç, düşüncelerin sürekli olumsuzluk içerisinde tutulmasından dolayı davranışlarında aynı oranda değişeceğini ve tükenmişlik sendromuna doğru ilerlendiğini kaydetti. Bedenimizin en büyük işareti verdiğini dile getiren Koç, daha az uyuma, uyku bölünmesi, mide ve baş ağrıları gibi etkenlerin bu dönemde sıkça yaşandığını belirtti.  Koç, “Bedenimizi iyi yönetmemiz gerekiyor. Kendimizi rahatlatacak bedensel aktivitelere yönelmek gerekiyor. “ dedi. Koç ayrıca olumsuz çevrede yaşayan insanların daha fazla fiziksel hastalıklara yakalandığını söyledi ve mümkün olduğu kadar çevredeki olumsuzluklardan kendilerini izole etmeleri gerektiğine dikkat çekti.