ST Endüstri Radyoda Bahar’la İş Dünyası programının bu bölümünde Değişim Ustaları Akademi Kurucu Ortağı, Eğitmen ve Danışman Sinan Pekşen konuk oldu. Organizasyonların başarısı nasıl olmalı konusunda bilgiler veren Pekşen, Bahat Yıldırım’ın sorularını yanıtladı. 

“SÜREKLİ BİR DEĞİŞİM İÇİNDEYİZ”

Yaşam boyu öğrenme; sadece insan için değil aslında varlığın tümü için sürekli bir değişim söz konusu. Bazen şu an içinde yaşadığımız çağ gibi bu değişimler hızlı ve daha korkunç derecede olabiliyor. Bununla baş edebilmenin tek yöntemi aslında yeni yetkinlikler elde edebilmek. Ben 2017 yılında artık kendi işimi kurmalıyım diye bir yola çıktım. Bu zaten yıllardır içimde olan bir şeydi onun zamanının geldiğini düşündüm ve bunun sonucunda Değişim Ustaları Akademisi’ni kurdum. 
Özellikle insan kaynaklarının işe alımları, performans yönetimi, bu kurumların KOBİ’lerin kurulmasındaki çalışmaları gibi alanlarda danışmanlık hizmeti vererek başladık. Daha sonra hem kurumsal hem bireysel eğitimler vermeye de başladık. Bu eğitimler bizim akademimizin büyük bir bölümünü oluşyuruyor. Sadece eğitimler, organizasyonlar, gelişim programları ve projeleri konusunda biraz da işin içerisine farklı bir bakış açısıyla felsefe ve kültür sanatında girdiği bir sistem yapmaya çalışıyoruz.

“UYGULAMA DERSLERİMİZE ARA VERDİK”

Pandemi süreci ile birlikte pek planlamadığımız ve hayalimizde olmayan bir yöne sürüklendik. Eğitimlerimiz, çözümlerimiz hep deneyim içeren örnekler içerisinde yer alıyordu. Kavramsal bir eğitim verdikten sonra ertesi gün mutlaka anlaşmalı olduğumuz bir üniversiteye giderek eğitim verdiğimiz şirketin yöneticileri ve çalışanlarına uygulama yaptırıyorduk. Fakat pandemi süreci bu çalışma şeklimizi değiştirmemize neden oldu. Biz de bu süreçte aynı felsefe ve yaklaşım açısıyla şirketlerin büyümesine, başarılarının sürdürülebilmesine online katkıda bulunmaya başladık. Bütün eğitim programlarımızı da bu yönde yeniledik. 

“İNSAN KAYNAKLARI DEPARTMANI BİR İHTİYAÇ”

İnsan kaynakları departmanı sadece insanların şirketlere girişini ve çıkışını kayıt altına alan, onların ücretlerinin ve diğer yasal haklarını takibini yapan bir birim olmaktan çoktan çıktı. Bu KOBİ'ler için de böyle aslında. İnsan kaynakları artık sadece büyük şirketlerin ihtiyaç duyduğu bir konu değil. Bugünün küçük ve orta ölçekli şirketlerinin de içinde olması gereken bir yapı. Bir kişiyi bununla görevlendirmekten ziyade aslında bu departmana bir ihtiyaç olduğunun bilincine vararak başlamak lazım. Bu yapıyı harekete geçirecek çözümler üretmek gerekiyor. Sizin şirket çalışanlarınız 20 kişinin altında bile olabilir ancak az çalışan sayısının bulunduğu şirketler için bile bir insan kaynakları bakış açısı gerekiyor. Dünya değişiyor dolayısıyla taleplerde bu yönde değişiyor. Bunu yakalamak ve böyle sistem yaratmak için insan kaynakları bir ihtiyaç olarak kabul ediliyor. 

“BEN İLE BİZ ARASINDAKİ GELİRİM ARTTI”

İçinde bulunduğumuz dönem tam anlamıyla tüketimin ve tüketime bağlı olarak üretim yapan şirketlerin dönemi. Şirketlerin hangi yöne, hangi miktarlara ve hangi kuvvetin tarzlarına kaydığının cevabının arandığı bir dönemdeyiz. Dolayısıyla tüketim nasıl şekillenir ise üretim de ona paralel olarak şekillenir. Burada önemli olan yeni tüketicinin profili nasıl bir profil olacak. Ben ve biz ilişkisi arasındaki bağ aslında artık değişiyor. Daha benci bir yola doğru evriliyoruz. Hem toplumsal hem de bireysel dönüşüm sürecini iyi görebilmek lazım. Bireyin tüketimini arttırmak için biz politikasından mı vazgeçeceğiz yoksa ben politikasına mı devam edeceğiz bu seçenek önemli. Buna karar verdikten sonra elbette en önemli olan şey şu; teknoloji. Bunu üretimimize uygun bir şekilde kullanmamız gerekiyor.