Etekteki Taşlar programına konuşan Yazar ve Eğitim Bilimci Nazan Arısoy, yeni dünya düzeninde mutluluk kavramı üzerinde etkileri üzerine Endüstri Radyo’da değerlendirmede bulundu.

 MUTLULUK VE MUTSUZLUK SONSUZA KADAR DEĞİL

Mutluluk kavramı üzerine değerlendirme yaparak söze başlayan Arısoy, insanların her an mutlu olma gibi bir şanslarının bulunmadığını çünkü böyle bir yaratılışlarının olmadığını söyleyerek istenmeyen durumlara karşı tepkilerin de verilebileceğini belirtti.

Mutluluk algısına genel olarak baktığını söyleyen Arısoy, “Hayatımızda ayağımıza takılan, çok özlemimizi sağlayan, önümüze çıkan blokajlar var ama büyük tabloya bakmak lazım. Yani birini bile kaybetsek, sevdiğimizi bile kaybetsek dünya için küçük bir hareket bizim için çok büyük bir hareket oluyor. Bu durumda bile aslında kendimizi dik tutmak ile başlamak zorundayız. Yani sonsuza kadar mutlu olamayacağımız gibi sonsuza kadar mutsuz da olamayız. Bunu kabul etmemiz lazım. Hedonik adaptasyon süreçleri var, yaşadığımız olayları sindirmek ve normalleştirmek sonra da olduğumuz yerden hayatımıza devam etmek gibi. Dolayısıyla, evet mutlu anlar var, sonsuz bir mutluluk diye bir şey yok ama büyük tabloda mutlu anlarımızı çoğaltma çabamızın olması lazım.” dedi.

HAYATTAN KEYİF ALMAYA ODAKLANMAK GEREKİYOR

Mutluluğun anı yaşamakta olduğunu ancak bencil bir davranış ile birlikte kendi mutluluk tarafında olup bunu sorumsuzluğa dönüştürmenin doğru bir davranış olmadığını belirten Arısoy, duygunun sürdürülebilir olmadığını ancak insanların en çok kötü anıları hatırladığını söyledi.

Arısoy,” Yeni insanlarla tanıştığımızda bile mutlu anlardan bahsedemeyiz. Acılarımızı anlatıp oradan ortak bir bağ kurmaya çalışırız. Böylece samimiyet kurarız. Mutluluk anlayışı kişiye göre değişiyor. Biz hiçbir zaman insan olarak geçmişten alacaklı gelecekten beklentili olmayacağız. Şimdi buradayız, andan keyif almaya bakmak zorundayız.”ifadelerini kullandı.

Arısoy, hayattan keyif almaya odaklanıldığı müddetçe mutluluğun kendiliğinden geleceğini sözlerine ekledi.