Artes Havuzculuk Genel Müdürü, Makina Mühendisi Üzeyir Uludağ, Eve İş Götürme programında Can Karadut’un sorularını yanıtladı. Türkiye’nin ekonomik durumu ve havuzculuk sektörüne olan etkilerini Endüstri Radyo’da değerlendiren Uludağ, pandemi koşullarının bu günlerde belirleyici olduğunu belirtti.

BİREYSEL KONUTLARA İLGİ ARTTI

Ekonomik olumsuzları sadece pandemi koşullarına bağlamamak gerektiğini söyleyen Uludağ, Mekanik Tesisat ve Müteahhitler Derneği’nin araştırmasına göre ekonomide yapısal problemlerin 2015 yılından beri hızla azalmaya başladığını kaydederken, pandemi ile birlikte yapısal problemlerin daha da ağırlaştığını ve sektörün bu durumlardan etkilendiğini dile getirdi.

Uludağ, “Pandemi tüm dünyada olduğu gibi bizim de başka arayışlar içine girmemize neden oldu. Kentlerin çarpık yapılanması daha da görünür hale geldi. Büyük kentlerde yaşayan ve ekonomik durumu iyi olan insanlar kendilerine farkı bir yaşam seçmeye başladı. Dolayısıyla bireysel konutlara olan ilgi arttı. Talep artınca ağırlıkla kente yakın ama kent dışında yaşamaya başladılar ve havuz yaptırmak istediler. Bu müteahhitler için  de bir fırsat oluşturdu.” dedi.

Uludağ, gelişen şartlar ile birlikte artan talebi karşılamak ve rekabet edebilmek için yapılan bazı havuzların standartlara uygun olmadığını söyleyerek bu yapıların da ekonomiye uzun vadede katkı getirmeyeceğini belirtti.

ETİK KURALLARA UYMAYAN REKABET SÖZ KONUSU

Türkiye’nin ekonomik durumu ve sektör üzerine değerlendirmede bulunan Uludağ, şunları söyledi:

“Havuz sektörü denilince işler kamu ve özel sektörden alınıyor. Bu tür yatırımları kim yapıyor, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve yerel yönetimler yapıyor.  Peki bu projelerin içeriği nasıl, sağlıklı mı değil mi? İhale nasıl yapılıyor derseniz; ben yıllardır Spor Bakanlığı müteahhitlerine iş yaparım, olimpik yüzme havuzları yapıyorum. Bugüne geldiğimizde son 5 yıldır bu türk ihalelere giren firmaların niteliği son derece yetersiz. Firma; tarım, tekstil, gıda, turizm adı altında kurulmuş ve hiçbir deneyimi yok. İşi de proje firmalarına ihale ediyorlar ve son derece düşük işçilik ile yapıyorlar bunu.  Ortaya yeteri kadar incelenmemiş ve yetersiz mühendislik işi çıkıyor ve bunu kimse denetlemiyor. “ dedi.

Uluslararası ve yerel standartlara uygun işler yapılmasının önemine dikkat çeken Uludağ, “Biz onlardan işi almaya çalıştığımız zaman yanlış olan yerleri, standartların dışında olan yerleri belirtiyoruz. Hesap raporu hazırlayıp müteahhit firmaya sunduğumuzda sadece sonucuna, fiyatına bakıyor ve işi vermiyor.” açıklamasında bulundu.

Uludağ, sektörde etik kurallara uymayan bir rekabet olduğunu söyleyerek kuvvetler ayrımının olmadığını belirtti.

Programın tamamını buradan dinleyebilirsiniz.