Dr. Yıldız Tuğba Kurtuluş Kara’nın hazırlayıp sunduğu Toplum 5.0 programına konuk olan ACT Fonu Kurucu Ortağı Okan Kara toplum 5.0 ve teknolojik girişimlerin finansmanı üzerine ST Endüstri Radyoda değerlendirmede bulundu.

TEKNOLOJİDE ÇOK GÜÇLÜ FİKRİ MÜLKİYET OLMALI

Piyasada koşulları içerisinde ulaşılabilen ve satın alınabilen teknolojileri kendi iş süreçlerinde kullanan şirketler ile kendi bünyesi içerisinde ar-ge faaliyetlerini yürüten ve bu faaliyetler sonucunda kendi teknolojisini geliştiren şirketleri birbirinden ayırmak gerekiyor diyen Kara, bu şirketleri de derin teknoloji şirketleri olarak adlandırdıklarını belirtti.

Ar-ge faaliyetleri kendi içerisinde alt gruplara ayrıldığı için bu şirketlerde de ayrıma gidilmesi gerekiyor diyen Kara, derin teknolojide çok güçlü bir fikri mülkiyetin olmasının yanı sıra global seviyede yenilikçi ürünler ortaya koyması ve rekabet edilebilir olmasının önemine dikkat çekti. 

DERİN TEKNOLOJİNİN YIKICI ETKİSİ

Derin teknoloji girişimlerinin toplum 5.0 çağında iki farklı etkisinin görüldüğünü belirten Kara,” Bir tarafta yıkıcı etki söz konusu. Özellikle geleneksel sektörlerde değer zincirindeki birçok halkayı elediklerini, bu sayede birçok maliyet azalmasını sağlayıp nihai tüketici için erişim maliyetlerini düşürürken bir taraftanda değer zincirinde belli halkaları ortadan kaldırmak demek istihdam açısından da birçok şirketin ortadan kalkması demek.  Örneğin bunu e-ticaret sektörü ile ilgili teknolojilerde görmekteyiz.” dedi.

YENİ PAZARLAR AÇIYOR

Diğer taraftan da derin teknoloji girişimlerinin yepyeni pazarlar açtığını görüyoruz diyen Kara, “Örneğin bulut bilişim teknolojisine baktığımız zaman bugün hayatımızda olmayan veya çok sınırlı ölçüde olan birçok sektörün çok hızlı büyüdüğünü görüyoruz. Ciddi anlamda istihdam sağladığını, geliştiğini ve yeni tedarik zincirlerinin oluştuğunu görmek mümkün. “ ifadelerini kullandı.

DERİN TEKNOLOJİ; YIKICI YENİLİK

Kara, inovasyon literatüründe de yıkıcı yenilik olarak adlandırılan  tanımın var olduğunu ve elektrikli otonom araçların buna bir örnek oluşturduğunu söyledi.
Kara, “Otonom kısmı kademe kademe ilerliyor ama elektrik kısmı çok hızlı bir şekilde hayatımıza girdi. 
Burada geleneksel içten yanmalı motorun yerini elektrikli motorlar aldığını görüyoruz.” dedi.

Bunun piyasada radikal bir değişime sebep olduğunu belirten Kara,  geleneksel üretim fabrikalarına tedarik  sağlayan birçok alt sektöründe tamamen ortadan kaldırılmış olduğunu ve Türkiye gibi ülkeler için de ciddi risk oluşturduğunun altını çizdi.

GELİR ADALETSİZLİĞİ ARTIYOR 

Teknolojinin yeni sorunlara yol açması yerine mevcut soruna odaklanması bizim tercihimiz diyen Kara, sorumlu yatırımcılık kavramı üzerinde yoğunlaştıklarını ifade etti.

Kara, “Her teknolojik yeni akım bir taraftan mevcut problemleri çözmeye gayret ederken kendi içerisinde de yeni problemler ortaya çıkarıyor.” dedi.

Kara, iklim değişikliği ile mücadele etme, sağlıkta hastalıkları yapay zeka ile iyileştirme gibi birçok alana derin teknolojiler ile çözüm üretme konusunda eğilim olduğunu belirtirken gelir adaletsizliğinin hızla arttığını ve bunun da sosyal politikalar ile çözülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.