1996 yılında geçirdiği bir kaza sonucunda hayatına tekerlekli sandalye ile devam etmek zorunda kalan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ozan Bahar, hayat hikayesini ve azmini Endüstri Radyo’da anlattı. 

Etekteki Taşlar programına konuşan Prof. Dr. Bahar, “2 Ekim 1996 günü o kaza gerçekleşmeden önce başarılı bir subay olarak hayatıma devam ediyordum. Yaşadığım travma ile birlikte birçok şeyimi kaybettiğim gibi kimliğimi ve hayat amacımı da kaybetmiştim çünkü ben idealleri olan bir insandım.” dedi.

Vazgeçme, bırakma, pes etme noktasının bir eşik olduğuna dikkat çeken Bahar, birçok insanın bu eşiği atlayamadığını ancak o noktada vazgeçmek yerine devam edebilmeyi seçebilen insanların negatif durumları pozitife dönüştüreceğini belirtti.

Bahar, “İçimde insanlara, hayvanlara karşı hiç bitmeyen bir sevgi var. Mücadeleci bir insanım. Başarılı bir insan olduğum için çabaladım ve sınavlara hazırlandım. Girdiğim yüksek lisans sınavından iyi bir derece aldım ve ilk kitabıma şu notu düştüm; ‘Yaşamaya yeniden başlamanın mutluluğuyla…’” ifadelerini kullandı.

Hayatında en önemli kırılma noktalarından birinin iktisat yüksek lisansına başlamak olduğunu söyleyen Bahar, Prof. Dr. olarak Türkiye’nin ilk tekerlekli sandalyeli dekanı olduğunu söyledi.

“HAYATA ANLAM KATACAK HEDEFLERİNİZ OLMALI”

Mutlu ve iyi olmak için birçok nedenimiz var diyen Bahar, “Ben kazadan sonra yaşadığım tüm zorlukları, acıları, gözyaşlarını kendimi akademiye vererek aşmayı öğrendim. Bir şeylerle uğraşan, hayatına anlam katacak bir amacı, hedefi, odağı olan insanlar hayata daha sıkı sıkıya tutuluyor. Hayatınızın merkezine koyacağınız bir odağınız varsa sabah güne mutlu ve enerjik başlarsınız.” dedi.

İnsan dinamik yaratılmıştır diyen Bahar, özellikle bu pandemi sürecinde yeni hobiler edinmenin, yeni şeyler öğrenmenin gerektiğini belirtti.

Bahar, kendi hayalinin peşinden giden insanların hayatı daha farklı yaşadığını da vurguladı.

Programı buradan dinleyebilirsiniz.