4. Proses Zirvesi ve Sergisi, üçüncü ve son gününde son paneli “Gıda, İlaç, Kimya, Boya, Kağıt, Cam, Demir-Çelik, Çimento, Otomotiv, Petrol ve Doğalgaz, Su-Atıksu Sektörlerinde Proses Kontrolü ve Bakım-2” başlığı ile gerçekleştirildi.
Oturum Başkanlığı’nı İstanbul Gedik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Haydar Şahin’in üstlendiği panel kapsamında birçok proje ve konu masaya yatırıldı.
Panele; Set Teknik Satış ve Teknik Hizmetler Direktörü Öznur Sun, Hima Türkiye Genel Müdürü Semir Çakır, Yılkomer Genel Müdürü Serdar Aksoy, Delta Vana CEO’su Cem Şanlımeşhur ve ARS Endüstriyel Satış Müdürü Erdem Dirin katıldı.
“GÜVENİLİRLİĞİ ÖLÇEN SİSTEMLER SUNUYORUZ”
Teknik emniyet, çevre teknolojileri ve yanma teknolojilerinde hizmet verdiklerini dile getiren Set Teknik Satış ve Teknik Hizmetler Direktörü Öznur Sun, konuşmasında şu noktalara değindi: “Ana çalışma alanlarımız, gaz tehlikelerinin bulunduğu alanlar. Örnek olarak, demir-çelik sektörünün önde gelen bir firmasında sürekli emisyon ölçüm sistemlerinde son 3 yıldır devam eden bakım çalışmamız var. Firmanın çok fazla bacası var ve çok fazla emisyon salımı söz konusu. Bu sistemlerin en önemli özelliklerinden biri Çevre Bakanlığı’na bağlı çalışması. Aylık ve dönemsel bakımlar mevcut. Ekipmanların bakımlarının yapılması ile çalışanların sağlığını da korumuş oluyoruz.”
Sun, “Gaz algılamada sabit ve portatif dedektörler konusunda hizmet veriyoruz. Sabit sistemler tesislerin güvenilirliği amaçlı, portatif sistemler ise gaz riski olan ortamlarda çalışan kişinin sağlığını korumaya yönelik olarak çalışıyor. Bu sistemler, yaşanılan kazaların minimuma indirilmesi, sistemlerin çalışabilirliğini ve güvenilirliğini ölçen sistemlerdir. Türkiye’deki bir rafine tesisinde bin tane dedektörümüz bulunuyor. Dört ayda bir bakım hizmeti veriyoruz.” dedi.
“DAHA EMNİYETLİ HİSSETMELERİNİ SAĞLIYORUZ”
Hima Türkiye Genel Müdürü Semir Çakır, emniyet sektörüne odaklandıklarını söyleyerek, TÜV emniyet sertifikasını tasarladıklarını, kimya, petrokimya, ulaşım, demiryolu, petrol ve doğalgaz sektörlerine yönelik çözümler sunduklarını belirtti.
Çakır, sözlerine şöyle devam etti: “TÜBİTAK’ın yaptığı sinyalizasyon sisteminde PLC’lerimiz kullanılıyor. Avustralya’da gaz yatağı denizde bulundu. Burada bütün emniyet sistemlerinin planlaması, danışmanlığı, üretim ve çözümlerini sağladık. Yüzlerce sistemimiz çalışıyor. Avrupa’ya baktığımız zaman emniyet sistemlerinin yüzde 50 paya sahibiz. Ürün gamımızda farklı emniyet PLC’lerimiz bulunuyor. Orta boy modüllerimiz var. Kullanıcılar bakımlarını, yazılım modifikasyonlarını, sistemlerini ve üretimlerini hiç durdurmadan entegrasyonunu yapabilir. Fonksiyonel emniyet konusunda kimya, petrokimya gibi sektörlere danışmanlık hizmetleri veriyoruz.”
Emniyet sektörünün her geçen yıl daha da geliştiğini kaydeden Çakır, müşterilerini destekleyerek kendilerini daha emniyetli hissetmelerini sağladıklarını söyledi.
“BİNLERCE TESİSİ YILDIRIMDAN KORUDUK”
Prosesin sürdürülebilir olması için yıldırımdan korunmanın gerekliliğinin altını çizen Yılkomer Genel Müdürü Serdar Aksoy, endüstriyel tesislerin kendileri açısından önem taşıdığını ifade etti.
Yatırımcıların zarar görmeden, farkındalık kazanarak tesislerini koruma altına almaları gerektiğini vurgulayan Aksoy, “Demiryollarına sinyalizasyon, fabrikalara PLC sistemleri kuruluyor. 1 hafta içerisinde 6 bin adet yıldırım düştüğü bilgisi geldi. Bunlar çok güçlü darbeler. Darbe düştükten sonra birçok sistem zarar görüyor. Telefon hattından serverlara birçok sistem etkileniyor. PLC’ler yanabiliyor, güneş santrallerinde yanıklar, trafolarda patlamalar meydana geliyor. Yıldırımdan korunmaya yönelik iki bin dört yüz çeşidimiz var. Türk Telekom ile çalışıyoruz. Kısa sürede 3 bin adet yıldırımın düştüğüne şahit olduk. Alman partnerimiz ile kulelerinde korumalar sağladık. PLC’lerden haberleşmelere, yanıcı patlayıcı tesislerde exproof sistemler kurduk. Bu sayede çözümlerimizle binlerce tesisi koruma altına aldık.” şeklinde konuştu.
“İLK KEZ DIŞARIDAN HİZMET ALDILAR”
Delta Vana CEO’su Cem Şanlımeşhur, vana ile başlayarak akış yönetim şirketi olarak faaliyetlerine devam ettiklerini, Honeywell’in saha enstrümanları ve kontrol sistemlerinin ana bayiliğini yürüttüklerini ifade etti.
“Her çeşit vanaya bakım ve kalibrasyon hizmetleri veriyoruz. Emniyet vanası konusunda gerek sahaya giderek gerekse kendi bünyemizde hizmet sunuyoruz. Kaçak algılama ve ölçüm hizmetleri uzmanlıklarımız arasında bulunuyor. Kestirimci ve önleyici bakım hizmetleri sunan bir sistem ile buluttan müşterilerinin vana ile ilgili aktivitelerini gözlemleyip destek olabiliyoruz. Vanada daha kaçak oluşmadan aşınma esnasında kestirimci bakım çözümleri sunuyoruz.”
Şanlımeşhur, TÜPRAŞ’ta emniyet vanalarının bakımını yaptıklarını ve bu hizmetin ilk kez firma dışarısında yapıldığının altını çizdi: “Emniyet vanaları, yüksek basınçtan en son koruyan ekipman. Basıncı tahliye ederek can ve mal kaybından koruyor. SEVESO direktifleri doğrultusunda bakımlarının yapılması gerekiyor. 5 senede bir yapılmasını öneriyoruz. TÜPRAŞ’ın tüm rafinerilerinde yaklaşık binin üzerinde emniyet vanasının bakımını yaptık. TÜPRAŞ bunu ilk kez dışarıdan bir firmaya yaptırdı. Yakın zamanda da Aygaz’ın sahasına gidip vanalarının test ve bakımlarını gerçekleştireceğiz.”
“İSKİ’YE FARKINDALIK KAZANDIRDIK”
ARS Endüstriyel Satış Müdürü Erdem Dirin ise, içme suyu, atıksu tesislerinde ya da enerji santrallerinde izleme ve analiz konusunda hizmetler sunduklarını ifade etti.
Dirin, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı 220 adet SAİS (Sürekli Atık İzleme Sistemleri) kabini var. Önümüzdeki iki yıl içerisinde bu sayının 500’ün üzerine çıkması planlanıyor. Çeşitli atıkların, sanayi atıklarının izlenmesi yönünde. İSKİ’ye yağmur suyu rejimi online izleme sistemleri sayesinde rejimi öğrendiler. Geçmişte bu çalışmayı İTÜ’nün hazırladığı raporlar üzerinden yapıyorlardı.” dedi.
İSKİ’nin arıtma su kapasitesinin 10 milyon metreküp olduğuna dikkat çeken Dirin, denetimin ve izlemenin daha fazla olması gerektiğini belirtti.