Türkiye’de yeni teknoloji, inovatif ürün veya iş yapış şeklinin geliştirilip, dönüştürülmesini teşvik etmek üzere TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD)’nin müşterek organizasyonunda, Teknoloji Ödülleri'nin 13'üncüsü sahiplerini buldu.

2018’de başvurular arasından yapılan değerlendirmelerde, finalde 8 branşta 45 projede, 11 finalist ödül almaya hak kazandı.
Sabancı Center'da yapılan organizasyona, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ta katıldı.
13. Teknoloji Ödülleri Yürütme Kurulu Başkanı Esin Güral Argat, TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD’ın 1998 yılında Teknoloji Ödülleri’ni tasarlarken, ulaşmayı planladıkları iki ana hedefin olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
"Teknoloji ve yenilikçilik kavramlarını temel alarak, bir gündem maddesi yapmak ve özel sektördeki başarıları, daha iyi anlatabilmek. Aradan geçen 20 yıl içinde ödüle gösterilen teveccüh, ödül kazanan kurumlara ve fikirlere baktığımızda, teknolojinin getirdiği yüksek katma değerin fark edildiğini görebiliyoruz.
Bu farkındalığa, devlet, özel kurum ve STK’ların birlikte hareket ederek yarattığı iklimin, önemli bir katkı getirdiğini görüyoruz."


TÜSİAD: TEKNOLOJİYİ İÇERİDE GELİŞTİRMELİ…

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, ileri teknoloji ve dijitalleşmenin, iş yapış şeklinde ve piyasada devrim niteliğinde fark getirdiğini kaydederek, "Endüstrinin dijital dönüşümünde, ithal ettiğimiz, kopyaladığımız teknolojiler bakış açısı sürdürülebilir değil. Dijital değişimi yakalamak, teknolojik sıçramayı gerçekleştirmek için üretim ekosistemine entegrasyon, hem de bu teknolojiyi yerelde geliştirmeyi hedeflemeliyiz." dedi.

CESARETLE ESARET ARASINDA BİR FARK VARDIR!

Değişmeyen tek şeyin, değişim olduğunu vurgulayan Bilecik, kalkınmanın inovasyonla mümkün olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Küresel dünyada 'bilgi' en değerli güçtür. Denklemden eğitimi çıkardığınızda, teknolojiyi, açlığa mahkum edersiniz.
Bilimsel, analitik, yaratıcı, yenilikçi, disiplinler arası düşünebilen insanlar, birincil önceliğimiz olmalı. Cesaret ve esaret arasında sadece bir harf fark vardır.
Bilim ve teknolojide cesur adımları atmaz isek, uluslararası rekabette bunun sonu maalesef esarettir.
İşte bu bağlamda, bilim ve teknolojide gelişmek, milli menfaat meselesidir.
Bu konuda çaba sarf eden, bilimde, teknolojide var olmaya çalışan her firma Türkiye’nin dijital dönüşümünde eşit derecede önemli role sahiptir. Bu kurumlarımızın teknoloji için yaptığı her yatırım, attığı her adım ve cesaret gösterdiği her risk, güzel Türkiye’yi yukarı taşıyacaktır."