Endüstride güvenlik cihazlarının hata yapma lükslerinin hiç olmadığı, tek bir hatanın dahi kaza ile sonuçlanıp çalışana zarar verebileceği herkesin malumu. Güvenlik lazer alan tarayıcılarda büyük bir yeniliğe daha imza atmaya hazırlanan SICK, dış ortamda yağmurdan, kardan ve sisten dahi etkilenmeden kusursuz algılama gerçekleştirebilen ürününü 2019 yılı içinde piyasaya sunmaya hazırlanıyor. SICK Türkiye Satış Müdürü Arda Akçoru ile yeni yıldaki yeni çözümlerini ve gündemlerini konuştuk. 

SICK TÜRKİYE’NİN 2019 YILI GÜNDEMİNİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?

2019’u değerlendirirken 2018’den biraz referans almak daha doğru olur. 2018 yılı bizim için iyi geçen bir seneydi. Birçok inişlerin –çıkışların yaşandığı, kur dalgalanmalarının çok etkili olduğu 2018’i çok hızlı ve başarılı bir şekilde atlattık. Aynı şekilde 2019’a da aynı hız ve ivme ile girdik. 2019, dikkatli olunması gereken, müşterilerimizin daha fazla yanında olup, onlarla daha fazla temas içerisinde olacağımız, uygulamalarına çözümler sunacağımız, eğitime ağırlık vereceğimiz, kadromuzu yeni takım arkadaşıyla birlikte genişleteceğimiz bir yıl olacak bizim için. 

HEM GLOBALDE HEM DE TÜRKİYE‘DE FİRMANIZIN ENDÜSTRİ 4.0 VİZYONUNU ÖĞRENEBİLİR MİYİZ? 

Endüstri 4.0 üzerinde çok konuşulan ve son 2-3 senedir detaylı olarak her programda sanayinin her alanında yer bulan bir kavram. Endüstri 4.0 çok geniş bir kavram, neresinden baktığınıza, hangi pencereyi açıp baktığınıza doğru orantılı olarak değişiyor. Kendi açımızdan Endüstri 4.0‘ı nasıl yaşadığımızdan, buna adapte olabilmek için neler yaptığımızdan kısaca bahsetmek istiyorum. 
Almanya merkezde, bu kavram ortaya çıktıktan sonra kuluçka merkezleri oluşturuldu. Bunları gruplandırırsak; cyber security’den dijital twin’e, alınan dataların işlenmesiyle alakalı birçok yapılması gereken noktalar var. Firmamız, Almanya’daki bu kuluçka birimlerinde, odaklanmış olduğu endüstrileri de ortaya çıkarttı. Robotik AGV‘ler, AGC‘ler ve lokalizasyon bizim için çok önemli konuların başında yer alıyor.  Almış olduğumuz dataların işlenebilmesi için geliştirilen ve kurulmuş olan bazı kuluçka birimlerimiz de var.  Bunların hepsinin odağında ise data var ki endüstriyel anlamda bir makinadan ya da bir endüstriyel üretimden bahsettiğinizde, datayı toplayabileceğiniz ilk birim sensör olduğundan SICK olarak çok şanslıyız. Almanya merkezde başlatılan inisiyatifin, Türkiye organizasyonu olarak hayatımıza yansıması, hem ürün bazında hem de uygulama bazında yavaş yavaş hayatımıza giriyor. Partnerlerimizle birlikte müşterilerimize çözümler sunmaya çalışıyoruz. 

ODAK NOKTALARINIZDAN BİRİSİ OLAN OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜ DEĞERLENDİRMENİZİ RİCA EDİYORUZ.

Otomotiv her zaman Türkiye için çok önde gelen lokomotif bir sektör olmuştur. Geçen seneki ihracat rakamlarına bakarsanız yine en önde gelenler arasında. 2019 yılı için de benzer öngörülerimiz var. Otomotiv, her zaman yeni teknolojilerle ön plana çıkıyor ve verimliliği artırmakla alakalı planları mutlaka var. Yeni yılda da yine aynı şekilde üretimin daha verimli hale gelebilmesi için otomotiv bütçelerini ayırmış, projelerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu noktada da SICK Türkiye olarak biz de müşterilerimize; hem proje hem de güvenlik anlamında hem kalite –kontrol anlamında destek olmaya çalışacağız.

ENDÜSTRİ 4.0 KAPSAMINDA SANAYİCİLERİMİZE NE TÜR HİZMETLER VE ÇÖZÜMLER SUNUYORSUNUZ? 

Kuluçka merkezlerinin çalışmaları, yavaş yavaş meyvelerini vermeye başlıyor. Endüstri 4.0’a bizim çerçevemizden baktığımızda iki örnek verebilirim. Endüstri 4.0’ın kişisel üretim yönüne baktığınızda; siz bir gömlek sipariş edecek olsanız, gömleğin şeklini, yakasını, rengini vb. çok farklı isteklerinizi bir platforma gireceksiniz ve üreticiler size bunu üretmekle mükellef olacaklar. İşte üretimde geleceğimiz noktalardan bir tanesi budur. Kişiye özel üretimden bahsettiğimizde, üretilen makinaların da aynı şekilde adaptif olmalarını sağlamak gerektiğidir. Makinaya özel sensörlerin üretilmesi söz konusu olduğunda buna APPSpace platformu ile yanıt veriyoruz. APPSpace platformu şu şekilde çalışıyor; mesela bir kamerayı ele alalım. Bunun içerisine programlar geliştirip, sensörün sadece kendi işinizle alakalı olarak çalışmasını sağlıyorsunuz, yani SICK Türkiye’den aldığınız sensörü siz kişiselleştiriyorsunuz, sonuç olarak makinanıza, fabrikanıza ve üretiminize özel hale getiriyorsunuz.  APPSpace açık bir platform olduğu için bunu herkes yapabiliyor. Programcılık yeteneğine sahip olan, Almanya’da, Amerika’da, İtalya’da ya da Uzakdoğu’da bunu yapmış bir kişinin programını da alabiliyor, kendi makinanız için benzer bir programları da kullanabilir hale gelebiliyorsunuz. İkincisi de sahadan bilgileri, Telemetrik Data Collector ile formatı ne olursa olsun toplayıp buluta çıkmasını ve burada işledikten sonra tekrar üretime faydalı hale getirmeyi sağlayacak ürünler üzerine Almanya merkezce yürütülen çalışmalarımız bulunuyor. Yavaş yavaş meyvelerini Türk sanayicisine sunmaktan gerçekten gurur duyuyoruz.

VERİ TOPLAMA SÜREÇLERİNDE SİZİN MÜŞTERİLERİNİZE ÖNERİLERİNİZ NELER OLUYOR?

Data toplama işi birbirinden çok farklı dinamikleri gerektiriyor. Belirleyici olan sizin sahada neyi yapmak istediğinizdir. Çok fazla bilgi var, çok fazla data tutulabilir ancak bunların düzgün bir şekilde işlenmesi ancak sizin yapacağınız işteki kalite algınızla doğru orantılı olarak değişecektir. Örnek vermemiz gerekirse; üretmiş olduğunuz bir kumaşın kalitesini ortamın sıcaklığı, ortamın nemi, ortamdaki makinanın çalışma hızı üzerine atılan boyanın kalınlığı gibi gibi birçok parametre belirliyor. Tüm bu faktörler için sahadan bilgiyi topluyor olmak gerekiyor. Bizimle çalışan müşterilerimiz çok şanslı, çünkü biz, zaten datayı oluşturan havuzun içerisinde başlangıç noktasında yer alıyoruz. Sensörler, sadece var –yok kontrolünün haricince içlerinde barındırdıkları algoritmalar sayesinde sahadan çok farklı dataları alabiliyorlar. 

SICK, “SENSÖR ZEKASI” KAVRAMINI ÇOKÇA VURGULUYOR. ONLARI AKILLI YA DA ZEKİ YAPAN ÖZELLİKLERİ NELER?

Bir sensöre baktığınız zaman algılayıcı yani optik bir kısım var. Ayrıca arkasında, algılamış olduğu nesneyi değerlendiren bir ünite bulunuyor. İşte bu noktada SICK, hem kendi entegresini üretip, hem de içerisindeki programını kendisi yaptığından, çok ciddi avantajlar sağlıyor. Ürünle sadece varlık - yokluk kontrolü yapmak ya da mesafesini ayarlamaktan çok içerisine entegre edilen, algoritmalarla farklı çalışma şekillerinde de cevap vermesini sağlayabiliyorsunuz. Aslında bir tane üründen belki 3-4 tane data alıp, farklı farklı ürünler kullanmak yerine tek bir data ile ürününüzün kontrolünü gerçekleştirebiliyorsunuz. Zeka katmaktan aslında kastımız budur. 

MARKANIZ OTOMASYON SEKTÖRÜNE HANGİ İLKLERİ KAZANDIRDI?

Bizim damarlarımızda, kurucumuzdan da kaynaklanan sürekli yeni bir şeyler üretme dürtüsü var. Kurucumuz Erwin Sick, bir optik mühendisi ve aynı zamanda da bir mucit. Dünyadaki ilk kontrast fotoselini kendisi bulmuş. Şu anda teknolojinin geldiği noktada ise SICK, parmak kalınlığında güvenlik bariyeri yapıyor. Bizim amacımız insanları korumak olduğundan, dünya üzerinde insanları korumak için ilk güvenlik bariyerini de yine Erwin Sick geliştirilmiş ve patentini almış. DNA’mızda yeni ürün piyasaya sürmek her zaman önceliğimiz olmuş, 2019’da da çok enteresan ürünler gelecek.

BİZE HEMEN BU ÜRÜNLERDEN BİRKAÇINI PAYLAŞABİLİR MİSİNİZ? 

Aklıma gelenlerden bir tanesi lazer alan tarayıcılar. Bu tarayıcılar, güvenlik amacıyla makinaya yaklaşmayla alakalı olarak insanı algılar ve zarar vermeden makinanın durmasını sağlar. Ancak, lazer alan tarayıcılar, dış ortamdan şartlarından etkilenebilirler. Kar, yağmur, çamur, sis ve benzeri durumlar için algoritmaların yazılması ve simüle edilmesi çok zor bir husustur. Sadece yağmur olarak incelediğinizde dahi, çok ince yağanı var, çok sağanak şeklinde yağanı var. Göz gözü görmeyen bir sis de olabiliyor, çok hafif bir dumanlanma da olabiliyor. Bu algoritmaları cihazların içerisine koymak çok zor. İşte SICK, 2019 yılı içinde Türkiye’de sunacağımız, dış ortamda dahi çalışabilen güvenlik lazer alan tarayıcı üretti ve bu algoritmaların hepsini içine gömerek ürüne bir zeka kattı. Dış ortamda yağmurdan, kardan ve sisten etkilenmeyen bir algılama gerçekleştirdi. Herkes biliyor ki, güvenlik cihazlarının hata yapma lüksleri yok. Tek bir hata kaza ile sonuçlanabiliyor ve çalışana zarar verebiliyor.  O yüzden, her ortam şartında çalışabilmesinin garanti edilmesi gerçekten de kolay değil. SICK 2019’da damarlarındaki girişimci ruhuyla birlikte böyle bir ürünü piyasaya sunacak.  

ÖZELLİKLE DIŞ ORTAMDA HANGİ UYGULAMALAR ÖN PLANA ÇIKACAK?

Odaklanılan sektör olarak, AGV’leri söyleyebiliriz. Kendi başına hareket eden araçlarımız ağırlıklı olarak fabrika içlerinde çalışıyorlar ancak fabrikaların lokasyonları gereği fabrikadan fabrikaya da geçebilen, fabrikanın etrafında bir ürünü sürücüsüz olarak bir noktadan bir başka bir noktaya taşıyan araçlar var. Bu araçlar için kullanılabilir.