Türkiye’de tuz denince akla ilk gelen marka olan Billur Tuz, faaliyetlerine İzmir Çiğli’de bulunan modern tesisinde devam ediyor. Türkiye’nin ilk rafine tuz üretim tesisi olan ve 1964 yılında rafine sofra tuzu üretmek amacıyla kurulan Billur Tuz, sistematik üretim, iş sağlığı ve güvenliğinin yanı sıra kalifiye personel sorunu gibi nedenlerden dolayı robot yatırımı gerçekleştirdi. 2013 yılında yaptıkları yatırımla robot kullanmaya başladıklarını belirten Sayın Bayır, yatırımın avantajlarını “Robot yatırımı yapmak bize öncelikle iş sağlığı ve güvenliği sağladı. Çalışanlarımız 8 saat manuel paletleme yapıyorlardı. Bu hem düzensizliğe neden oluyordu hem de yorgunluk ve sağlık açısından risk taşıyordu. Robotlar sayesinde bunu çözüme kavuşturduk. İnsan gücümüzü kaliteye yönlendirdik. Robot yatırımı ile birlikte daha kaliteli, daha sorunsuz ve seri bir üretime kavuştuk.” sözleriyle ifade ediyor.

Üretim sürecinizdeki yapılanmanızdan ve fabrikanızdan bahsedebilir misiniz?

Billur Tuz, Türkiye’nin ilk rafine tuz üretim tesisi olarak 1964 yılından beri faaliyet göstermektedir. Firmamız, ham tuz ihtiyacını, Türkiye’nin en büyük deniz tuzlası olan Çamaltı Tuzla’sından karşılamaktadır. Çamaltı Tuzlası, Ege Denizi kıyısında, doğal koruma alanı olan İzmir Kuş Cenneti’nin yanında yer almaktadır. İki türlü üretimimiz var. İlki kuruluşumuzdan beri var olan rafine tuz üretimi diğeri de 2007'den bu yana yıkama tesisi ile yıkanmış tuz üretimi. Bu süreçte kapasite artırımımız oldu. Sanayinin ve müşterilerimizin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda farklı üretimler gerçekleştiriyoruz. 2013 yılından bu yana önemli teknolojik yatırımlar yaptık. Makinalarımızın birçoğu yenilendi, üretim teknolojimiz otomasyona bağlandı. Halihazırda yatırımlarımıza devam ediyoruz, ilerleyen projelerimiz mevcut. Tamamen otomasyona dayalı, makinalarla daha sağlıklı ve kaliteli ürünler üretme gibi bir projemiz var. Üretim sürecimiz elverdiği oranda, kısa süreli duruşlarla tekrardan yeni makinaların montajına ve yeni alanların düzenlenmesine devam edip onları sisteme adapte edeceğiz. Geniş bir ürün gamına sahibiz. Tansiyon ve kalp hastaları için özel olarak ürettiğimiz sodyumu azaltılmış tuz ürünümüz, kansızlık sorununa takviye için ürettiğimiz demir minarelli tuzumuz, guatr hastalarına özel ürettiğimiz iyotsuz tuzumuz var. Ayrıca ev tüketimine uygun farklı ürünlerimiz bulunuyor. Bunlara ek olarak, kapasitemiz ve üretim teknolojimiz sanayide talep eden her müşterimize tuz verme imkanına sahiptir. Hedefimiz dünyaya açılmak ve ihracatımızı artırmak, ki bu konuda son 2-3 yılda önemli bir yol kat ettik. İhracatımız yüksek kapasitelere ulaştı. Avrupa, Afrika, Asya ve Amerika kıtalarında müşterilerimiz var, bu da  Türkiye’nin ilk tuz firması olan Billur Tuz’un dünyaca tanınması demektir. Onlar için çalışmalar yapmak demektir, Türkiye’de tuzun öncüsü olmak bizim için yeterli değildir.  Dünya markası olma hedefi doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Otomasyon sisteminizden ve hattınızdaki yeniliklerden bahsedebilir misiniz? Bu konuda çalıştığınız bir partner firma var mıydı?

Rafine bölümünde otomasyona gidildi. Bütün sistem bilgisayar ortamına alındı. Geçmişte ampermetre, voltametre, termometre gibi cihazlara bakarak ayar yapılırken, bugün çalışanlarımız DCS ekranından tüm parametreleri anlık takip edip müdahale edebiliyorlar. Verileri ekran üzerinde görüp hızlı bir şekilde müdahale etme imkanımız oldu. Paketleme bölümünde ise, 2013 yılında makinalarımız tamamen yenilendi. Öncesinde paketleme makinalarımız tam otomatikti, ama kolileme ve paletleme manuel olarak yapılıyordu. 2013’ten sonra ilk olarak otomatik dolum makinalarını ardından da partner firmayla koordineli çalışarak dikey paketleme ve otomatik kolileme makinalarını devreye aldık. Bu bize gerek personel yükü gerekse üretim kapasitesi açısından büyük bir avantaj sağladı. Neticede hızımız yaklaşık yüzde 80 oranında arttı.

Robot yatırımı ihtiyacı nasıl doğdu?

Geçmişte paletleme manuel yapılıyordu fakat artan üretim hızı paletlemede aksaklıklara neden olmaya başladı, daha düzenli ve hızlı paletleme yapabilmek için böyle bir yatırıma gidildi. Aktif olarak çalışan 3 adet robotumuz bulunuyor. Kapasitesi yüksek olan bir ürünü tek bir robotumuz paletliyor. Biraz daha düşük olan iki ürünümüzü diğer robotumuz aynı anda paletliyor. Üçüncüsü ise, sanayi grubumuzda 25 kg’lik ürünlerimiz için paletleme yapıyor.

Üretim sonuçları ve avantajları neler oldu? Robot yatırımları size ne gibi bir katkı sağladı?

Robot yatırımı yapmak bize öncelikle iş sağlığı ve güvenliği sağladı. Manuel olarak yapılan paletleme hem daha yavaş hem de düzensizliğe neden oluyordu ayrıca yorgunluk ve sağlık açısından risk taşıyordu. Robotlar sayesinde bunu çözüme kavuşturduk. İnsan gücümüzü kaliteye yönlendirdik.

İleriki dönemlerde hangi alanlarda robot yatırımı yapmayı düşünüyorsunuz?

İlerleyen dönemlerde robot yatırımı yapma planımız var. Kapasitemizi artırma çalışmalarımız devam ediyor. Fakat bunu kademeli olarak yapacağız. Öncelikle kapasitemizi artıracağız ardından otomatik kolilemeyi yapıp robot yatırımı gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. 2019 ya da 2020’de ilk etapta 2, sonrasında 2 robot daha almak için çalışmalarımız sürüyor.

Yatırım öncesi entegratörünüzden nasıl bir fizibilite çalışması aldınız? Entegratör firma ile çalışmanın avantajları nelerdir? Yeni robot yatırımı yapacak olan firmalara tavsiyeleriniz var mı?

Entegratör firma ile çalışmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü endüstriyel robotlar ülkemizde pek bilinmiyor. Otomotiv, demir-çelik gibi sektörlerde yıllardır kullanıyor, ama gıda/tuz sektöründe yeni yeni kullanılmaya başlandı. Entegratör firma ile koordineli, iş birliği içerisinde hareket etmeliyiz. Firmaya çalışma ortamınızı, üretim sürecinizi çok iyi anlatmanız gerekiyor ki, firmada ona göre destek verebilsin. Ortaklaşa çalıştığınız, taleplerinizi net ve doğru bir biçimde aktardığınız takdirde süreç sorunsuz olarak tamamlanacaktır.

Tuz sektörünü robot yatırımı açısından değerlendirirseniz hangi proseste robotlara ihtiyaç duyuluyor?

Sektörümüz ağırlıklı olarak paketleme robotlarına ihtiyaç duyuyor. Biz robotları paletleme ve taşıma işlerinde kullanıyoruz. Üretimde böyle bir ihtiyaç olmuyor. Üretim tamamen otomatik olarak ilerliyor. Genelde robotlardan son ürün çıkışında yararlanıyoruz.

Endüstri 4.0 ile birlikte üreticiler tesislerinde modernizasyona gidiyor. Buna istinaden “Yalın Üretim” alanında bir çalışmanız var mı? Size böyle talepler geliyor mu? Sizce üretici bu konuda bilinçli mi?

Endüstri 4.0’a kademeli olarak geçmek için çalışmalarımız devam ediyor. Amacımız, insana bağımlılığı minimuma indirip hata payını sıfıra indirmektir. Ülkemizin kısa vadede Endüstri 4.0’a geçmesi gerekiyor. Neticede üretim yapıp dünyada rekabet edebilmeyi amaçlıyorsanız, güncel teknolojiyi kullanmanız gerekiyor. Biz firma olarak bu konuda son 5 yılda önemli bir yol kat ettik. Tesisimiz, Avrupa’daki firmalara oranla benzeri olmayan özelliklere sahiptir. Zaten Türkiye’de bizim standartlarımızda bir tuz fabrikası, firması bulunmuyor. Bunu daha da ileriye götürmeyi ve dünyada söz sahibi olmayı amaçlıyoruz. Bunun içinde teknolojiden yararlanmamız gerekiyor.