Endüstriyel otomasyon alanında geliştirdiği ürünlerle dikkat çeken GMT Endüstriyel Elektronik, makine imalatçılarının yanı sıra, Endüstri 4.0 kavramıyla birlikte özellikle veri toplama konusuna da ağırlık veriyor. Makine üreticilerinden fabrikalara, endüstriyel tesislerden belediyelerin su işleri departmanlarına kadar birçok alanda yaygınlaşan veri toplama konusunda çözümler sağlıyor. 
Endüstri Gündemi programında Derya Kumtepe’nin konuğu olan GMT Endüstriyel Elektronik Satış ve Pazarlama Müdürü Osman Engin Karayer, yeni dönem hedeflerini ve Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili süreçleri anlattı. 

Firmanızın kuruluşundan ve geldiği noktadan kısaca bahsedebilir misiniz? Siz ne kadar bu şirkette faaliyet gösteriyorsunuz?

GMT Endüstriyel Elektronik, 25 yıllık bir endüstriyel otomasyon birikimi üzerine 2014 yılında kurulmuş bir firmadır. Biz, bir mühendislik ve Ar-Ge firmasıyız. GMT olarak Türkiye’de yapılması imkânsız görülen bir alanda PLC üretmek amacıyla yola çıktık. 2014 yılında firmamızı 15 kişiyle kurduk. Mikro işlemci tabanlı birbiriyle haberleşebilen cihazlar tasarlamak, üretmek ve yine bu alanda pazarlama faaliyetlerinde bulunmak amacıyla çalışıyoruz.
Ben elektronik mühendisiyim. 2006 yılında Uludağ Üniversitesi Elektronik mühendisliği bölümünden mezun oldum. Birkaç yıl iş hayatı tecrübesinin ardından Galatasaray Üniversitesi Mühendislik Yönetiminde yüksek lisansımı tamamladım. Halen GMT’ de mevcut görevime devam ediyorum.

Siz Türkiye’de PLC üretimi yapan ilk firmasınız. Bu süreci ve çalışmalarınızı anlatabilir misiniz? 

Endüstriyel PLC üretimi yapan ilk firma olduğumuzu söylememiz daha doğru. PLC ismini kullanan, çeşitli cihazlar üreten ya da üretme iddiasında olan bazı firmalar belki vardır, olmuştur. Ancak endüstriyel anlamda bir PLC’yi Türkiye’de ilk yapan firma GMT Endüstriyel Elektronik’tir. Biz özellikle “endüstriyel PLC” kavramını kullanmak istiyoruz. Bir cihaz üretmek mümkün olabilir belki, bununla birlikte bu cihazı ticarileştirmek, pazarda yaygın olarak kullanılmasını sağlamak kolay bir iş değildir. GMT Endüstriyel Elektronik olarak, biz ürettiğimiz ürünün pazarda yaygın olarak kullanılmasını sağladık. 
PLC’ lerimiz makine üreticileri, fabrikalar, endüstriyel tesisler tarafından kullanılıyor. Biz ürünlerimizle ilgili olası bir problem yaşandığı zaman o sorunları sahadan alıp Ar-Ge’ye taşıyoruz. Bu sorunların çözülmesini sağlıyoruz. Bu çalışmalarımız sayesinde sahaya her geçen gün daha da gelişmiş ürünler sunuyoruz.

Endüstriyel PLC ürününün üretilmesi, geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi konusunda nasıl çalışmalar gerçekleştirdiniz? Ar-Ge sürecinizi anlatabilir misiniz? 

Bu süreci anlatırken hem Türkiye’nin içine bulunduğu koşullardan hem de bizim endüstriyel otomasyon alanındaki 25 yıllık deneyimimizden bahsetmek isterim.  Biz kurulduğumuz 2014 yılından beri üretim süreciyle uğraşıyoruz. Üretim yapmak için öncelikle know-how birikimine, insan kaynağına ve sermayeye sahip olmanız gerekiyor. GMT Endüstriyel Elektronikolarak bilgi birikimine sahiptik. İnsan kaynağı ve sermaye belli ölçüde vardı. GMT çalışmalara ve üretime başladı. Kazandıkça yatırıma ağırlık verdi ve Ar-Ge faaliyetlerini kesintisiz sürdürdü. Halen de kazandığını üretime yatırarak yoluna devam ediyor.  Mühendislik çalışmalarının yanı sıra markalaşma konusunda ciddi bir sermayeye ihtiyacınız bulunuyor. Ülkemizde özellikle elektronik ve otomasyon sektörünün markalaşma sürecinde birtakım sıkıntılar olduğunu görebiliyoruz. GMT olarak Türkiye’de endüstriyel otomasyon sektöründe yerli bir marka oluşturmak için çalışıyoruz. Amacımız, bu topraklardan, bu coğrafyadan bir dünya markası çıkarmak. Bu iddianın kolay olmadığı biliyoruz ama yapılamayacak bir iş olmadığının da farkındayız. Doğru zamanda, doğru noktalarda ve doğru hamlelerle hareket etmeliyiz. Örneğin, insan kaynağımızı iyi değerlendirerek ve sermayeyi doğru yöneterek bu işin üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz.

Nutella markasını bu konuya örnek olarak gösterebiliriz. Dünyada günde yaklaşık 1 milyon kilo satılan Nutella’nın mucidi İtalyan Michele Ferrero’dur. Nutella’nın içerisinde kullanılan fındık Türkiye’de üretiliyor. Dünyadaki fındığın yüzde 85’ini üretiyoruz. Ancak fındık ihracatımız yıllık yaklaşık 3 milyon dolar civarında. Bizden fındığı alıp markalaştıran Michele Ferrero’ nun yıllık cirosu ise yaklaşık 11 milyar dolar. Yani fındığın katma değerini Nutella kazanıyor. İşte biz de Nutella örneğinde olduğu gibi, Türkiye endüstriyel otomasyon pazarında yerli bir marka oluşturarak katma değerli bir iş yapmak istiyoruz. 

2021 yılı iş gündeminizi ve hedeflerinizi paylaşabilir misiniz? 

Bizim ana gayemiz üretimle büyümek. Çünkü biz büyüdükçe yatırım yapmaya devam ediyoruz. 2021 yılında ve sonrasında ihracat çalışmalarına ağırlık vermeyi hedefliyoruz. Bu hedefimize ulaşabilmek için çalışmalarımızı artıracağız ve ürün çeşitliliğine ağırlık vereceğiz. Endüstri 4.0’a uyumlu cihazlar geliştirmeyi planlıyoruz. Tabii bunu başarmak çok kolay değil. Ancak yaptığımız Ar-Ge çalışmalarıyla katma değerli ürünler geliştiriyoruz. Zaten mücadelemiz de geliştirdiğimiz ürünlerin önemli bir katma değer sağlamasıdır. Yenilikçi ürünler geliştirmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz.