Halen farklı varyantları ile devam etmekte olan COVID-19 küresel salgını, çok boyutlu olarak hayatımızın her alanını değiştirmeye devam ediyor. Salgının bundan sonra da, sanayideki küçük, ortak ve büyük ölçekli tüm işletmeleri dijitalleşme yönünde değişime sürükleyeceğini tahmin edebilmek çok zor görünmüyor. Başta bireysel davranışlar olmak üzere her bir kurum veya firmanın değişim yönünde reaksiyonları çok farklı seviyelerde gelişiyor. Birçok işletme hızla teknoloji transferi ile dijitalleşme alanında eksiklerini kapatma yönünde ilerlerken, bazı işletmeler hala pandemi öncesindeki eski günlere tekrar geri dönebilmenin hayali içerisinde yaşıyorlar. Ama pandemi ile birlikte geride bıraktığımız son iki yıl bize gösterdi ki, pandemiden tamamen kurtulsak bile artık teknolojik dönüşüm tekrar aynı eski yaşantımıza dönmemize izin vermeyecek.

Dönüşümün hızla devam ettiğinin sinyallerini son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız metaverse yani çevrimiçi üç boyutlu sanal evren uygulamalarında görebiliriz. Aslında uzun zamandır robotik sistemlerle dijital ikiz ve çevrimiçi simülasyon programları ile aşina olduğumuz sanal ortamın, nesnelerin interneti (IoT) vasıtasıyla farklı bir oluşuma evrileceğini hepimiz hayal edebiliyorduk. İnsanların bile, kullandıkları giyilebilir teknolojik ürünler vasıtasıyla, sanal ortamın bir nesnesi haline dönüştüğü yeni ortamda, artık robotik sistemleri yepyeni sanal uygulamalar içerisinde görebileceğimizi öngörmek pek zor görünmüyor.

Öncelikle dijital ikiz, sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR) ve hepsini kapsayan metaverse uygulamalarının kullanım alanlarının hızla genişlemeye devam edeceğini ve inovatif mekatronik ürünlerle endüstride robotik sistemler alanında işlerimizi daha da kolaylaştıracağını değerlendiriyorum. Bunun en somut örneğini son zamanlarda bu alanda alınan patentleri inceleyerek görebiliriz. Örneğin, Meta firmasının geçen ay aldığı mekanik göz patenti ile robotlarda görme ve görüntü işleme alanını farklı bir boyuta taşımayı hedeflediğini görüyoruz. Aynı zamanda, son zamanlarda kuluçka merkezlerinde yeni kurulan firmaların birçoğunun geliştirdikleri yapay zeka algoritmaları ile endüstri için bu alanda ileri teknoloji çözümleri üretmeyi hedefledikleri ortaya çıkıyor. Tüm bu gelişmelerle birlikte, dünyada akıllı fabrikalarda yer alacak robotik sistemlerin, metaverse sayesinde uzaktan çalışma uygulamaları ile yönlendirilebilmesi ile ilgili araştırmaların başladığına şahit oluyoruz. İnsan ile aktif ve pasif çalışabilen kolaboratif robotlar boyutunu yeni çözümlediğimiz endüstriyel robotların, şimdi de gerçek ve sanal ortamlardaki kolaboratif kullanılması rolünü öğrenmeye hazırlanmamız gerekiyor.

Son olarak, daha önceki birçok yazımda bahsettiğim gibi akademi ve sanayi iş birliklerinin pekiştirilmesinde, iki tarafın birbirinin ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilmesinde veya daha ileri seviyelerde çözüm olanakları bulunabilmesinde metaverse ile ilgili çalışmaların büyük fayda sağlayabileceğini değerlendiriyorum.

Önümüzdeki aylarda dijital çağın yeni normalinde, endüstri ve akademinin gelişmesinde etkin rol oynayan yenilikçi uygulamaları sizlerle paylaşmak üzere, hepinize inovatif, özgün mekatronik çözümlerle dolu sağlıklı bir ay diliyorum.