Yedek parça ve otomotiv satış sonrası sektöründe 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Motor AŞİN'in CEO'su Saim Aşçı, Türkiye'nin yerli otomobil projesi TOGG'un 5 yıl içinde satış sonrası ekosistemini hızla dönüştüreceğini söyledi.

"PAZARIN İKİ KATI BÜYÜME POTANSİYELİ VAR"

İlk otomobilin seri üretim bantlarından çıkıp yollarla buluşmasının ardından, elektrikli otomobillerin ihtiyacı olan tüm altyapının büyük bir ivmeyle ülke çapında gelişeceğine dikkat çeken Motor AŞİN CEO’su Aşçı, "Bu proje için çalışan binlerce mühendis içinde çok nitelikli 500'e yakın mühendis projenin yarınına imza atmak üzere üstün gayretle çalışıyorlar. 2023 yılına kadar kademeli olarak toplam 4 bin 300 kişilik istihdam sağlanması hedefleniyor. Yazılım, otonom, elektrik gibi teknik konularda uluslararası standartları yakalamaya çalışıyorlar. Ülkemizin böyle gecikmiş olan bir projeye start vermesini, canı gönülden destekliyoruz. Üretime geçişle birlikte bu girişimin maksimum 5 sene içinde otomotiv satış sonrası ekosistemini ve yedek parça sektörünü de hızla dönüştüreceğini öngörüyoruz. Türkiye otomotiv sanayisi edindiği köklü tecrübelerle çok güçlü bir yapıda ve TOGG projesi kapsamında üretilecek otomobillerin ihtiyaç duyacağı tüm komponentleri geliştirecek, OEM ve eşdeğer parça statüsünde üretim kabiliyetine sahip birçok yerli markayla 6 Milyar avroluk pazarın iki katı büyüme potansiyeli var. " dedi.

"TÜM PAYDAŞLAR TARAFINDAN DESTEKLENMESİ ÖNEMLİ"

Aşçı, projenin en heyecanlandıran konusunun kamuoyunda çok fazla gözükmeyen, nitelikli istihdamla sadece üretim boyutu değil, aynı zamanda yazılım ve yönetim noktasında Türkiye'nin küresel olarak yarını ve daha gelişmiş noktaları konuşan projelendiren ve hayata geçirmek üzere pozisyon alan ender ülkelerden biri olduğunun altını çizdi.

Söz konusu durumun global piyasada Türkiye'nin milli projesi olarak ülkeyi çok üst segmentlere taşıyacağı özgüvenini verdiğini kaydeden Aşçı, "Bunun, arkadan gelecek mühendis veya teknisyen boyutundaki tüm genç jenerasyona da büyük ümit ve heyecan verdiğini düşünüyoruz. Bu nokta bütün paydaşlarca bu projenin ülkenin milli seferberliği konumunda değerlendirilip, desteklenmesi en büyük arzumuz." dedi.

"GÜÇLÜ BİR İNSAN KAYNAĞINA VE DENEYİME SAHİBİZ"

Avrupa'daki regülasyonlara bağlı olarak elektrikli otomobillere olan ilginin artışı ve Türkiye'nin lojistik üssü konumunda yer almasıyla, girişimin seri üretim elektrikli otomobil ihracatının yanı sıra, yedek parça ihracatıyla da ülke ekonomisine ciddi döviz girdisi sağlayacağını belirten Aşçı, 2019 yılında lansmanı yapılan projenin, Türkiye adına otomotivde bir milat olduğunu belirtti.

Türkiye’nin dünya çapında bilinen Toyota, Hyundai, Fiat, Ford ve Renault gibi markalara üretim yaptığını; fakat aynı zamanda, arka planda bu üretimlerin dışında birçok otomobil markasına yedek parça desteği sağladığına değinen Aşçı, Türkiye'nin özellikle binek araç üretimi konusunda halihazırda güçlü bir insan kaynağına ve tecrübeye sahip olduğunu dile getirdi.

NAKAMURA- TOME’NİN YENİ CNC TEZGAHI TÜRKİYE’DE NAKAMURA- TOME’NİN YENİ CNC TEZGAHI TÜRKİYE’DE

"MİLLİ BİR DURUŞ SERGİLEMELİYİZ"

Türk otomotiv sanayisinin yaklaşık 70 yıllık köklü bir geçmişi olduğunu vurgulayan Aşçı, yerli bir markayla yepyeni bir otomobil üretimine geniş bir vizyonla yaklaşmak gerektiğini söyleyerek şu açıklamalarda bulundu:

"Elektrikli araç yeni ve gelişmekte olan bir pazar. Bu pazardan alınabilecek maksimum paydayı alabilme ihtimalimiz varken, sadece satış sonrası olarak üretim yapmamız nispeten küçük bir vizyon. Sadece satış sonrası yerine her ikisini de yapabilme kabiliyetine sahibiz. Otomotiv sektör; dış ticaret fazlası verdiğimiz, güven ve istikrarla ilerlediğimiz bir alan. Dünya’da ve Avrupa’da otomobil üretiminde ilk sıralarda yer alıyoruz. Trendi yakalamamız açısından Türkiye’nin Otomobili’nin elektrikli doğması, çok doğru bir karardı ve bu fırsatı doğru zamanda yakaladık. Hatta bence bir adım ileride tüm TOGG ekibi bu projede yarını konuşuyor diyebiliriz. Bu özgüven ve heyecan projenin başarısını çok olumlu etkileyecektir. Küresel pazarda oyun değiştiren bir aktör olma yolunda ciddi bir motivasyon verdiğini düşünüyorum. Bu konuda milli bir duruş sergileyerek, tüm paydaşların bu açılımı can-ı gönülden desteklemesi gerektiği aşikar. Bunun gibi yerli projelere tüm sektör olarak katkı sağlamalıyız." 

"SATIŞ SONRASI İKİ KAT BÜYÜME POTANSİYELİNE SAHİP"

Türkiye otomobil endüstrisinde yedek parça sektörünün her yıl ortalama 3 milyar avrodan fazla ihracat gerçekleştirdiğini aktaran Aşçı, yerli üretim otomobillerin pazarın gelişmesinde büyük rol oynadığını ekledi ve sözlerine şöyle devam etti:

"Proje çerçevesinde üretilecek otomobillerin ihtiyaç duyacağı tüm komponentleri geliştirecek, OEM ve eşdeğer parça statüsünde üretim kabiliyetine sahip birçok yerli markayla pazarın iki kat büyüme potansiyeli var. Karoserden yürüyen aksama, janttan şanzımana, camdan lastiğe, bataryaya, motor ve şanzımana her alanda parça geliştirebilen ve üretebilen yerli markalarımız mevcut. Bu nedenle üretime geçişle birlikte girişimin maksimum 5 sene içinde otomotiv satış sonrası ekosistemini ve yedek parça sektörünü hızla dönüştüreceğini öngörüyoruz."