İmalatta ana üretim malı olarak kullanılan takım tezgahlarındaki bazı ürünlere getirilen ilave gümrük vergisi (İGV) getirilmesinin sonuçlarına ilişkin bir rapor hazırlayan Takım Tezganları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD), Başkan Fatih Varlık’ın imzasının yer aldığı raporu Ticaret Bakanlığı’na sundu.
TİAD’ın raporunda, İGV’nin, üretim yapan ve Türkiye ihracatına katkı sağlayan sanayi kuruluşlarının maliyetini arttıracağı ve dünyadaki rekabet gücünün azalacağı belirtildi.
Raporda, Türkiye’nin ekonomik zorluklar ve pandeminin yarattığı ekonomik etkiler nedeniyle oluşan dış ticaret açığının azaltılması adına ithalata ek vergi getirilmesi yönünde alınan kararların anlayışla karşılandığı, ancak ek vergi gelirinin, dolaylı olarak Türkiye ekonomisine ve ihracatına zarar getireceği ifade edildi.
SATIŞ FİYATLARINA NASIL YANSIYACAK?
TİAD’ın hesaplamalarına göre söz konusu düzenleme, takım tezgahlarının satış fiyatlarına ekim ayına kadar ortalama yüzde 12,3, ekim sonrası için ortalama yüzde 7,5’lik artış olarak yansıması, kesici takım sektöründe ise artışın ekim ayına kadar ortalama yüzde 28,6, ekim ayının ardından da ortalama yüzde 6,8 olması öngörülüyor.
“FİYAT AVANTAJIMIZI KAYBEDEBİLİRİZ”
TİAD Başkanı Varlık, durumun zincirleme reaksiyonuna ilişkin olarak, İGV nedeniyle, sanayicinin üretimde ihtiyacı olan takım tezgahı ve tamamlayıcı ekipmanlarını daha pahalıya alacağını, bunun da ihracat yapan sanayicilerin üretim maliyetlerinde en az yüzde 15’lik bir artışa neden olacağını kaydetti.
Varlık, bu doğrultuda ihraç edilen ürünlerin fiyatının yüzde 15 civarında artacağını, bilhassa Avrupa ve Rusya pazarında fiyat avantajıyla müşteri bulan Türk ihracatçısının etkileneceğini ve ihracata yüzde 10-20’lik bir negatif etkisi olacağının tahmin edildiğini söyledi.
“YÜKSEK VERGİYLE DEZAVANTAJLI DURUMUN OLUŞMAMASI LAZIM”
Vergi düzenlemesinin tekrar değerlendirmeye alınmasının, sektör temsilcilerinin katılımıyla Türkiye sanayisinin ihracatta sahip olduğu rekabetçiliğini ortadan kaldırmayacak bir formülün oluşturulmasını öneren Varlık, Türkiye’nin rekabetçiliği anlamında en önemli avantajlarından biri olan esnek ve dinamik üretim şeklinin, yüksek vergi oranlarıyla dezavantajlı duruma düşürülmemesi gerektiğini savunduklarını dile getirdi.
