Hamle Mühendislik, 2002 yılından bu yana endüstriyel elektrik ve otomasyon sektörüne yönelik projeler üretiyor. Zamanla test ve ölçüm sistemleri, robotik otomasyon uygulamaları, kamera destekli otomasyon sistemleri gibi entegre projelerde aranan bir firma olan Hamle’nin ortaklık yapısı 2007 yılında oluştu. 2011 yılında kurumsallaşma çalışmalarını tamamlayan Hamle Mühendislik, 2014 yılında büyüyen işlerine cevap vermek üzere iş yerini büyüterek yeni adresine taşındı.

Bilişim Vadisi’ndeki Ar-Ge çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Bilişim Vadisi’nde ilk projemiz geçen yıl prototipini geliştirdiğimiz 6 eksenli robotumuzun optimizasyon çalışmaları oldu. Bu projemiz bitme safhasındadır. Tüm kalıplarda revizyonlar yaparak uluslararası rekabete uygun bir robot geliştirdik. Şu anda robotumuz ile yapacağımız projeleri planlıyoruz. 2019 yılı içerisinde robotumuzu pek çok projede değerlendireceğiz. Özellikle şimdiye kadar robot çözümü yapılmayan uygulama ve sektörlerde çözüm üreterek farklılaşmak istiyoruz. Önümüzdeki yılın ilk aylarında farklı uygulamalarda ve sektörlerde robotumuz ile yaptığımız uygulamaları sizlerle paylaşacağız. Bu yıl içerisinde delta tipinde ilk robotumuzu geliştirerek optimizasyonunu tamamladık, 3 kg taşıma kapasitesindeki robotumuz ile de projeler geliştiriyoruz. Özellikle yüksek hızlarda paketleme, ayrıştırma kalite kontrol gibi uygulamalarda çok uygun bir robot. Kol tipi robotumuz gibi delta robot ta kamera ile entegre çalışma kapasitesine sahip. Bu özelliği ile konveyör üzeri uygulamalarda esnek çözümler geliştirmenize olanak sağlıyor. Hamle Mühendislik teknik eğitim alanında da yatırımları olan bir firma. Yaptığı bu tip yatırımlar bize birçok açıdan yüksek değerlikte avantajlar sağlıyor. Bu yıl içerisinde 1 mt erişim mesafeli 1,5 kg yük taşıyabilen mini paletleme robotunu satışa sunduk. Bu robotumuz, eğitim kurumlarında yüksek yatırım maliyeti ile endüstriyel robot kullanımının önüne geçerek, düşen maliyetler ile kursiyer ve öğrencilerin uygulamalı eğitim almalarını kolaylaştıracaktır. Eğitim robotları kategorisinde bundan sonra 6 eksen robotun mini modelini de üreteceğiz. Önümüzdeki yıl içerisinde endüstride kullanılan birçok robot tipinin eğitim modellerini geliştirerek fabrikaları okulların içerisine taşımayı planlıyoruz.

Türkiye’de robot üretmenin zorlukları nelerdir?

Türkiye’de robot üretmenin önündeki en büyük engel bu konuda bir sektörün olmayışıdır. Aslında dünyada da pek az ülkede robot üretimi yapıldığını düşünürsek giriştiğimiz işin zorluğunu daha net fark ediyoruz. Ancak zorluklara bakarak vazgeçecek değiliz. Gelişen ticari imkanlar ile dünya küçük bir köy halini alıyor, deyip duruyoruz. O halde bizde bu imkanlardan yararlanarak ülkemizi robot üreten hatta dünyaya ihraç eden konuma taşımalıyız diye düşünüyorum. Sorunuzu ‘Türkiye’de hangi sanayi ve teknolojinin gelişmesini istersiniz?’ diye sorsaydınız size cevabım robotlarda kullandığımız hareket kontrol sistemlerinin ve devir düşürücüler yani redüktörlerin Türkiye’de üretilmesini isterim, olurdu. Bu konuda imalat yapan firmaların yüksek katma değerli bu ürünleri üretmek üzere yatırımlar yapmasını çok isteriz, zaman zaman ulusal ve uluslararası fuarlarda karşılaştığımızda kendilerine bu yöndeki taleplerimizi iletiyoruz ve buralarda görevli arkadaşlar yönetime aktaracaklarını belirtiyorlar. Bana göre buradaki en büyük sorun bizde üreticilerin bugünkü talebe göre hareket etmeleridir. Halbuki dünyadaki dijital dönüşüm sürecini imalatçı firmalarımız okusa ve üretimlerini gelişecek olan yeni teknolojilere göre planlasa robotik sistemlere yönelik ürün geliştirerek hem mevcut pazarı genişleteceklerini hem de dünya çapında pazar paylarını artıracaklarını fark ederler diye düşünüyorum. Diğer yandan robotun şimdiye kadar kullanım alanlarını buz dağının görünen kısmına benzetebiliriz. Bu ürünün kullanım alanları sürekli gelişmekte ve robotik üretim sürekli kendine farklı farklı sektörlerde yer bulmaktadır. Geliştirdiğimiz robotlarımızın farklı sektörlerde uygulamalarının yaygınlaşmasına yönelik çalışmalar ile mevcut pazarı daha da genişleten bir etki yapacağını öngörüyorum. Yani giriştiğimiz iş ne kadar zor olursa olsun elde edeceğimiz bilgi ve tecrübeyi hafızamızdaki bilgi ve tecrübe ile birleştirerek zoru zor olmaktan çıkartabileceğimizi biliyoruz.

Size göre dijital dönüşümde hangi noktadayız?

Dijital dönüşüm tüm dünyada yaşanan bir gelişme ve kaçınılmaz olarak bizi de etkiliyor. Son zamanlarda ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ başlığı altında pek çok etkinlik gerçekleşti ve gerçekleşmeye de devam ediyor. Türk insanı dönüşümü fark etti bence. Türkiye’de üretimin otomasyonu tam olarak gerçekleşmediği ifade ediliyor. Bende bu duruma katılıyorum. Bu yüzden bizim çok çalışmamız gerekiyor. Bu dönüşümün kaçırılmaması gerektiğine inanıyorum. Bizim Bilişim Vadisi’nde bulunmamız ve bu projeye verilen önemi görmemiz ülkemizin bu dönüşüm sürecini kaçırmayacağına olan güvenimizi perçinliyor. Bana göre dijital dönüşüm sürecinde batılı ülkelere göre geride olsak ta çok çalışarak arayı kapatabiliriz. İnsanımızın bu dönüşümü fark etmesi devlet nezdinde Bilişim Vadisi gibi projelere verilen önem ve son dönemde yaşanan kriz sürecinde herkesin teknolojiye yatırımdan ve teknolojik üretimden bahsetmesi Türkiye’nin bu dijital dönüşümü kaçırmayacağını gösteriyor. Türkiye’nin teknolojik gelişimini tamamlamaktan başka şansı yok, endüstride çalışan ve endüstriye hizmet üreten tüm firmaların bunun bilincinde olması lazım. Biz bu noktadan hareketle Türkiye’nin robotlarını geliştirmek üzere yola çıktık. Hiçbir zaman ‘Bu ürün yerli alın destekleyin’ söyleminde olmadık. Biz ürünlerimizin kalite, etkin servis, hizmet memnuniyeti ve eğitimlerimiz ile sağlayacağımız avantajlar neticesinde tercih edileceğini biliyoruz. Ancak Türkiye’de üretimin tüm paydaşlarının robot yatırımlarını planlaması, üretimlerinde robotu nasıl kullanacaklarına dair kafa yorması gerekiyor. İhtiyaç duyduklarında biz her türlü desteği vermeye hazırız. Paydaşların tesislerinde robotik otomasyona geçmeyi ertelemeleri veya geciktirmeleri bizce ülkemizin karşı kaşıya kaldığı en büyük risktir.