Dünyada kendi alanının 7’nci büyük firması olan Samsun Yurt Savunma (SYS) dakikada 1 tabanca üreterek, üretim gücünü dünyaya kanıtlamış. Yıllık üretimi 400 bin adeti bulan marka, bu yıl ayrıca “yerli ve milli uçaksavar” olarak anılan, 12.7 mm ağır makineli tüfeği CANiK M2 QCB’yi pazara kazandırmış. Yerli uçaksavarı ilk etapta yıllık 1.500 adet üretmeyi hedefleyen SYS, bunun da yüzde 60’ını ihraç etmeyi planlıyor. Samsun Yurt Savunma (SYS) Genel Müdürü C. Utku Aral ile şirketin yakın gündemini, yeni yatırımlarını ve hedeflerini konuştuk.

Bize SYS’nin yapılanmasını ve 2021 yılı ikinci yarısı için iş gündemini anlatmanızı rica ediyoruz. 

Samsun Yurt Savunma (SYS) olarak devlet öncülüğünde başlatılan Doğu Karadeniz Silah Projesi’nin Samsun ayağının temsilcisi olarak 1998 yılında kurulduk. Samsun Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam 40 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu 3 tesisimizde 750 çalışanımız ile üretimimizi sürdürüyoruz. Üretim faaliyetlerimizi her ne kadar Karadeniz’de gerçekleştiriyor olsak da İstanbul merkezli bir firmayız. İştiraklerimiz ve alt yüklenicilerimizden oluşan ekosistem ile birlikte, yaklaşık 1.500 kişilik bir kadroya sahibiz.

Üretiminin yüzde 95’ini 68 ülkeye ihraç eden firmamızın yıllık ihracatı 120 milyon doları buluyor. Stratejik pazarlarımızdan olan ABD’deki faaliyetlerimizi, 2010 yılından bu yana Century Arms iş birliğinde kurduğumuz CANIKUSA firması üzerinden yürütüyoruz. Bölgedeki aktif faaliyetlerimiz, 2020 yılında dünyadan Amerika’ya en çok tabanca ihraç eden 4’üncü firma olmamızı olanaklı kıldı. Dünyada kendi alanımızda 7’nci büyük firmayız. 1 dakikada 1 tabanca üreterek, üretim gücünü dünyaya kanıtlayan firmamızın, yıllık üretimi 400 bin adeti buluyor. CANiK markamızla Türkiye tabanca ihracatının yüzde 75’ini tek başımıza gerçekleştiriyoruz. 2020 yılında kendi üretimimizin yüzde 90’ını ihraç ederek Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağladık.

Firmamız, 2019 yılında gizli taşımaya uygun “sub compact” segmentindeki tabancaları olan TP9 Sub Elite ve onun ABD konfigürasyonu olan TP9 Elite SC’yi piyasaya kazandırdı. Bu yıl “sub compact” ailesinin hem gece hem gündüz optik entegrasyonu bulunan yeni üyesi TP9 Sub Elite CAS’ın da seri imalatına başladık. Ürünümüz dünyada büyük ilgi gördü. Ayrıca CANiK ürün ailesinin en önemli parçası olan TP9SFx modelinin yeni versiyonunu, 18 aylık tasarım ve geliştirme çalışmalarının ardından SFx RIVAL adı ile bu yılın Ağustos ayında satışa sunduk. 2012 yılında geliştirmeyi arzu ettiğimiz “yerli ve milli uçaksavar” projemizi, 2021 yılında tamamladık. Doğu Karadeniz’deki yegâne Ar-Ge merkezlerinden birine sahibiz. Nuri Killigil Ar-Ge Merkezimiz, 100 mühendis ve 44 personelle çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Üretim Mühendisliği Bölümümüz tarafından sürdürülen otomasyon çalışmaları ile 2020-2021 döneminde verimliliğimizi yüzde 25 oranında artırmayı başardık. 

Markanız ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? Yakın dönemde hangi projeler üzerine çalışıyorsunuz?

CANiK markamızla hafif silahta dünya devi bir firma haline dönüştük. 2012 yılında yerli uçaksavar projemizi hayata geçirme arzusuyla yola çıktık. Türkiye’de özel sektöre yönelik kısıtlamalardan dolayı ancak 2018 yılında bu projeye başlayabildik. 2021 yılında “yerli ve milli uçaksavar” olarak anılan, 12.7 mm ağır makineli tüfeğimiz olan CANiK M2 QCB’yi pazara kazandırdık. 

Türkiye’nin kara, hava ve deniz araçlarında ciddi bir uçaksavar ihtiyacı bulunuyor. Dünyada bu silahı NATO Standartları’nda üreten kurumların sayısının sınırlı olması ve bunların ciddi kontrollere tabi olması nedeniyle Türkiye, projelerine istediği zamanda istediği miktarda silahı temin edememe durumu yaşadı. Bu nedenle firmamız “yerli ve milli uçaksavar” için ciddi bir vizyon ortaya koydu. M2’nin yerlileştirilmesine ve endüstriyelleştirilmesine ek olarak, silahın Hürkuş gibi sabit kanatlı uçaklar, helikopterler, kara ve deniz araçlarında kullanılmasına yönelik projeler üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. 

NATO ve T.O.P. standartlarında ve dünyadaki rakiplerimizden daha üstün özelliklere sahip olan uçaksavarımız için ön sipariş almaya başladık. Yerli uçaksavarı ilk etapta yıllık 1.500 adet üretmeyi ve bunun da yüzde 60’ını ihraç etmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki yıl ise ihracat oranımızı yüzde 80’e çıkarmayı hedefliyoruz. Özellikle Afrika ve Güney Doğu Asya ülkelerinde, bu silahın çok büyük bir pazarı bulunuyor. Bununla birlikte, dünyada bu silahı üretebilen sadece 4 firma var. 5’incisi bir Türk firması olacağı için gururluyuz. 

Hatasız, kazasız ve zamanında üretim adına ne tür metod ve sistemler kullanıyor, daha çok hangi teknolojik donanım ve yazılımlardan yararlanıyorsunuz?

Savunma sanayinde hafif silah üretimini basite almamak gerekiyor. Hafif silah, ebadından dolayı toleransı en az olan sistemlerden biridir. Yüksek adetlerde üretim yapıldığı için riski de fazladır. Üretimde yapılan hataların hem firmaya hem de kullanıcıya verdiği zararların geri dönüşü yoktur.

CANiK markasıyla ürettiğimiz tabancalar, son 5 yılda 3 kez silah dünyasının Oscarları olarak bilinen ICA ödüllerini aldı ve “yılın tabancası” seçildi. CANiK TP9 Elite SC, ABD’nin en prestijli silah sanayi dergisi olan Ballistic dergisinin 2020 yılının “en iyi kompakt yarı otomatik” tabanca kategorisi ödülünün sahibi oldu. Bunlar, tesadüfen kazanılmış başarılar değil. SYS olarak, süreçlerin en mükemmele ulaştırılması için ciddi efor sarf ediyoruz. Nitelikli insan gücü barındırıyoruz. Teknoloji odaklı büyük yatırımlar yapıyoruz. Teknolojimizi ve kalite kontrol altyapımızın gücünü her geçen gün artırmaya çalışıyoruz. 

Savunma, uzay ve havacılık alanlarında yapılan hataların bedeli de çok büyük oluyor. Bu bedel hem canla ödeniyor hem de savunduğumuz değerlerimizi kaybetmemize neden oluyor. Savunma sanayi ve uzay-havacılık hata kabul etmiyor. Bu hataların önüne geçmenin yolu; doğru ekiplerle, doğru koordinasyonla doğru bir ekosistemin kurulmasından geçiyor. “Tüm branşları aynı çatı altında yöneteceğiz” dediğimizde ürünlerde problemler ve bu problemlerden doğan sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu yüzden savunma sanayinde “böl-parçala-yönet” sisteminin zorunlu olduğuna inanıyoruz. Mekanikten elektroniğe malzemeden kimyaya tüm alanların aynı çatı altında, aynı ekip tarafından yönetilmesinin, hataları kaçınılmaz hale getireceğini düşünüyoruz.

Öte yandan savunma sanayi üretiminde kalite kontrol süreçlerinin de büyük bir önemi bulunuyor. Çok büyük adetlerde yapılan hafif silah üretimiyle, 1000-2000’li adetlerde üretilen makineli tüfek, roket-füze sistemleri gibi savunma sanayi ürünlerinin kalite kontrol süreçleri farklılık gösteriyor. Tabancalarda “mastar kontrolü” ana kontrol enstrümanıyken makineli tüfek ve roket-füze sistemlerinde üç boyutlu ölçüm sistemleri prosese uygun çözümler sağlıyor. Çok yüksek adette üretilen bir ürünü klasik ölçü aletleri veya üç boyutlu ölçüm cihazları kullanarak ölçmek mümkün değil. Mekanik olarak yapılmış bir ürünün teknik resmine göre yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan mastar kontrolü ile imalat hataları tespit edilebiliyor. Robotik sistem kullanmamıza rağmen mastar kontrolünü bypass edemiyoruz. Robotun ölçemediği kısımlarda da mastar kontrolü devam ediyor. Bizim için önemli olan yüzde 100 ölçümün ve süreç kontrolünün sağlanması. Bunları yapmadığınızda bu adetlerde üretim olmuyor ve ürün güvenliğini sağlayamıyorsunuz.

SYS olarak bünyemizde konumlandırdığımız CANiK Academy çatısı altında kullanıcılara, çalışanlarımıza ve eğitmenlerin eğitimine katkı sağlıyoruz. Silahın bakımı ve idamesi çok önemli. Bizler bir ürünü tasarlayıp kalifiye ederken belli uluslararası standartlar çerçevesinde testler yapıyoruz. Bu testler, doğru bakım ve doğru kullanım rutinine göre yapılıyor. Eğer kullanıcı silahına doğru bakmazsa, aynı otomobilde olduğu gibi sıkıntı ve arızalar olabilir. Silahın doğru kullanımında kullanıcının da büyük sorumluluğu bulunuyor. 
 

Üretim süreçlerinizde robot kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız robot yatırımının getirdiği avantajlar nelerdir?

Savunma sanayinde insan gücünü, kalifiye olan ve kalifiye olmayan diye ikiye ayırmak gerekiyor. Kalifiye olmayan insan gücünü robot kullanımına dönüştürmeyi önemli buluyoruz. Bilgisi, tecrübesi zengin, daha kalifiye personeli daha çok çalıştırmak önceliğimiz olmalı. Kusursuz teknoloji diye bir şey savunma sanayinde yok. Uluslararası standartlarda üretim yapılarak, istenilen standartlar sağlanmış oluyor. 

Üretimde en yeni teknolojileri kullanıyoruz. Bu nedenle firmamızın içinde “Robotik Sistem Yönetimi” adlı bir bölüm oluşturduk. Kendi robotlarımızı kendimiz programlıyoruz. Böylece üretim sırasında uluşabilecek hata payını en aza indirerek verimlilik artışı sağlayabiliyoruz. “Robotik Sistem Yönetimi” ile üretimde en yeni teknolojilerin gücünden faydalanarak zaman ve maliyet tasarrufu yaratabiliyoruz. Fabrikamızda hem üretimde hem de kalite kontrolde robot kullanımı yüzde 60’lara ulaştı.  Bir sene içinde robot kullanımını üretim bandında yüzde 90’lar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz.