Dünya çapında üretim hatları otomasyonu öncüsü olan Fanuc, şu ana kadar kurulumunu yaptığı 500 binin üzerinde sarı renkli robotu ve 3,5 milyona yakın CNC ile günümüzün en büyük fabrika otomasyonu üreticisi. Çalışanlarının üçte birini araştırma-geliştirme alanındaki genç ve yenilikçi personelin oluşturduğu Fanuc, son yıllarda Türkiye’deki yatırımlarını hızlandırdı. Fanuc Türkiye’nin Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit ile Türkiye pazarına ilişkin hedeflerini konuştuk.

Fanuc markası hakkında düşüncelerinizi alabilir miyim?

Fanuc ana merkezi Japonya’da olan yüzde 100 Japon sermayeli bir şirket. Amerika, Luxemburg ve Çin olmak üzere üç merkezle dünya çapında hizmet veriyor. Fanuc Türkiye Avrupa’daki 19 noktadan biri. Japonya’ya Luxemburg üzerinden bağlıyız. Fanuc’ta üç farklı ürün grubu var: CNC dediğimiz makina kontrolörleri, servospindle motorlar ve fiber lazer sistemleri bir ürün grubu. Endüstriyel robotlar ikinci bir ürün grubu ve robomachine dediğimiz makina grubu. Bu grup da Fanuc’un yüzde 100 kendi ürettiği plastik enjeksiyon, dik işleme ve tel erozyon olarak üçe ayrılıyor. Esasında bu üç ürünü bir araya getirdiğinizde fabrika otomasyonunun bütününe hitap edebiliyorsunuz. Fanuc’u rakiplerinden ayıran en önemli özellik bu.

Fanuc’u rakiplerinden ayıran farklar nelerdir?

Bugün herkes Endüstri 4.0’ı konuşuyor. Endüstri 4.0’ı konuşmak güzel bir şey, hitap edebilmek bambaşka bir şey. Biz farklı ürün gruplarımızı birleştirerek çözüm üretiyoruz. Fanuc’un küresel sloganı “Önce Servis”, servisi her zaman satıştan önce tutuyor. “İyi indirim müşteriyi bir gün mutlu eder ama iyi servis her zaman mutlu eder.” fikrini yıllar öncesinden benimsemiş. Satış sonrasında gerçekten çok hassasiyet gösteriyoruz. Rakiplerimizden bizi ayıran başka bir özellik de partnerlik konusundaki tavrımız. Partnerleriyle birlikte büyüyen, partnerliğe yatırım yapan bir firmayız. Kendisini partnerleriyle konumlandıran, onlara çok önem veren, destekleyen bir yapımız var.

Türkiye’deki faaliyetlerinizden söz edebilir misiniz?

Fanuc, 1985’te pazara girdi, 2012’ye kadar sadece pazardaki CNC’lere servis verdi. 2012’de satış departmanı kuruldu ve robot, robomachine ve CNC tek çatı altında birleşti. Bu tarihten sonra ciddi bir büyüme yakaladı. Personel sayısı 15’ten 50’nin üzerine çıktı. Hem organizasyon hem de cirosu büyüdü. Japon firmasıyız ama Türkiye’deyiz, Türkiye’ye ne sağlıyoruz, anlayışı içindeyiz. Pazarda yatırım yapan, üretime katma değer sağlayan bir firmayız. Bir firmaya gittiğimizde orayı robotlaştırdığımızda onun üretimine matematiksel olarak ne katkı sağladığımızı çıkarabiliyor ve müşterimize gösterebiliyoruz.

Robotlaştırma istihdamı olumsuz etkiliyor mu?

Bu yanlış bir düşünce. Biz kimle rekabet ediyoruz, global ile… Globaldeki rakiplerimiz, üretimi zaten otomatikleştirmiş durumda. Esasında insanları daha verimli değerlendirmiş oluyoruz. Almanya, Japonya gibi gelişmiş ülkelere baktığımızda zaten 20-25 yıl önce bu geçişi tamamladıklarını görüyoruz. Örneğin Japonya’da üretim yapmak çok pahalı ama Fanuc fabrikasında 3 bin robot üretiyor, başka yerde fabrikası yok, ful otomasyon yaparak dünya ile rekabet edebiliyor. 500 robot insansız üretimde çalışıyor. İnsanlar ise kontrol süreçlerinde görevli, en küçük ayrıntıların bile datası kaydediliyor, gerçek üretim bu.

Türkiye’de otomasyona ilgi nasıl?

Türkiye’de otomasyon çok yeni, Endüstri 4.0 konuşuluyor ama kimse detayına hakim değil aslında. Otomasyonla ülke kazanır. Daha önceki endüstri süreçlerini ıskaladık, bunu kazanmalıyız diye düşünüyorum. İnsanlar robotlaşma konusunda duyarlı ve istekli aslında ama gerçekçi olmak zorundayız. Bizim için satış değil, çözüm öncelikli. Örneğin bir ziyaretimizde yatırımcı fabrikasına 50 robot koymak istediğini söyledi. Ancak her yere otomasyon olmaz, her yere robot konulmaz, bunun bir matematiksel analizi olmalı. 18 robot istenen yerde biz 6 robotla çözüm sunabiliyoruz. Makbul olan bu. Otomasyonu doğru kullanmalı, doğru çözüm üretmezsek yarardan çok zararı olur.

Erkan CNC ile iş birliğinden neler bekliyorsunuz?

Fanuc partnerleriyle çalışıyor, buna önem veriyor. Erkan CNC hakkında pazardan güzel, pozitif geri dönüşler aldık. Uzun yıllardır pazar deneyimi var. Türkiye gibi dinamiklerin hızlı değiştiği bir pazarda stabil olarak hizmet verebilmek zor. Erkan CNC’yi bu zor işi başarmış bir firma olarak görüyoruz. Türkiye’de kurumsallaşma çabasının çok da doğru yürümediği bir ortamda Erkan CNC’nin başarılı aksiyonlar yaptığını gördük. Bunlar bizim değer verdiğimiz gözlemler ve bakış açımızı şekillendirdi. Bunlar olduğunda zaten satış başarısı mutlaka gelir.
Elbette firmalar önemli ama insanlar da önemli, firmalara yön veren insanlar. Bu bakımdan Erkan CNC yöneticileriyle elektriğimiz tuttu. Ortaya şu çıktı: Biz iyi bir şey yapmak istiyoruz ve iyiniyetliyiz, ne yapacağımızı tanımladık ve yola çıktık. Birbirimizi destekleyerek ilerleyeceğiz, umudum çok yüksek. Erkan CNC tarafında ne yapmak istediğini bilen oturmuş deneyimli bir kadro var. Söylemler ve eylemleri tutarlı. Bize bunları hissettirdi, bunu ben hissediyorsam müşteri de hissediyordur.

Robocut makinalarının pazardaki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?

Robocut iyi bir ürün, globalde iyi satıyor, müşteri memnuniyeti yüksek fakat yapmamız gereken Türkiye pazarında bunu daha iyi anlatmak. Tabii ki bir pazar payımız var ama açık konuşmak gerekirse bu bize yeterli değil. Pazardaki rakipleri değerlendirdiğimizde esasen çok yolumuz olduğunu görüyoruz, bu açıdan hedeflerimiz agresif ve büyük. Zaten bu hedeflere ulaşmak için birlikteyiz. Fanuc Türkiye olarak tek amacımız var, pazarda birinci marka olmak. Kalite, satış, servis anlamında. Robocut ile hedefimiz net; pazarda lider olmak.

Piyasaların ekonomik durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fanuc’un pazara bakış açısı olumlu. Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz, Fanuc Türkiye yatırıma devam edecek. Kriz var evet, Polyannacılık oynamıyoruz ama pozitif düşünüyoruz. Hem istihdam hem diğer yönlerde yatırımı kısmayacağız, artıracağız. Krizi fırsata dönüştürmenin hesabını yapmak önemli. Bu kriz bir gün bitecek, işte biz o noktada hazır olmak istiyoruz. 
Pazara bakış açımız bu, şu an bir zorluk var ama bir adım geri atmayacağız. Partnerlerimizi de bu noktada olabildiğince destekleyeceğiz. Geri adım atmak ilerisi için bizi zorlayacaktır. Fanuc Avrupa da bu anlamda bize güveniyor ve destekliyor.