Japon otomobil markası Mazda'nın modelleri inovatif deneme süreçleriyle araçların sınırlarını zorlamayı sürdürüyor. Markanın 2021 yılında Japonya'daki Hiroşima Fabrikası'nda kurulan "İklim Testi Laboratuvarı"nda güncel modeller son derece sert testlere tabi tutuluyor.

FARKLI İKLİM SENARYOLARI İLE SİMÜLE EDİLİP GÖZLEMLENİYOR

Dünyada yalnızca birkaç defa yaşanabilecek doğa üstü iklim olaylarına maruz kalan araçlar bu kapsamda; Ekvator çevresindeki direkt güneş ışınlarından kavurucu Afrika sıcaklarına, 250 km/s hızdaki rüzgarlardan yüzde 30 ile yüzde 80 arasında değişen nemli ortama ve Kuzey Avrupa ve Rusya'daki derin dondurucu soğuklara kadar pek çok farklı iklim senaryosu ile simüle ediliyor. 

Firmanın Ar-Ge ekipleri ve mühendis kadrosu, tüm test süreçlerinde hava koşullarının otomobilin karoseri ve iç mekanına olan etkilerini sistematik bir biçimde inceliyor, yakından takip ediyor.

OLASI GERİ ÇAĞIRMA RİSKLERİNİN ÖNÜNE GEÇİLİYOR

Altıncı nesil Mazda CX-5'ten örnek veren Mazda mühendisleri, test süreçlerinde belirli parçaların sıcak karşısında deformasyona uğradığını ve seri üretimde ortaya çıkacak olası geri çağırma risklerinin önlendiği ifade ediyor.

Aerodinamik özellikleri iyileştiren karoser alt kaplamalarının ısı yalıtımında otomotiv sanayinde yeni standartları belirleyen firma, otomobilleri aynı zamanda su basması, derin çukurlu yollar gibi etkenleri de kapsayan 13 farklı "acımasız test"ten geçiriyor. Korozyon koruması gözlemlenen araçlarda istenmeyen sesler de büyük bir titizlik ve hassasiyetle analiz edilerek parçalar geliştiriliyor.  

GNC MAKİNA 2024 YILINDA HEDEF BÜYÜTTÜ GNC MAKİNA 2024 YILINDA HEDEF BÜYÜTTÜ

ROBOTLARDAN AKTİF ŞEKİLDE YARARLANILIYOR, İNSAN FAKTÖRÜ GÖZ ARDI EDİLMİYOR

Robotların etkin bir şekilde kullanıldığı laboratuvarda, insan faktörünün asla göz ardı edilmediğini vurgulayan mühendisler, "Mazda felsefesine uygun olarak sürücüleri rahatsız etmesi muhtemel tüm olası hataların araştırma ekibi tarafından sürekli olarak takip edildiğini" dile getiriyor.

Dayanıklı parçalar, yedek parça gereksinimini de minimuma indirgeyerek markanın çevreye gösterdiği saygının bir ispatı olarak dikkati çekiyor.