YENİ ÜRETİM TESİSİYLE KAPASİTESİ YÜZDE 100 ARTACAK YENİ ÜRETİM TESİSİYLE KAPASİTESİ YÜZDE 100 ARTACAK

Türkiye makina sektörü, ihracatını 2022 yılının geride kalan ilk 2 ayının sonunda 4 milyar dolara ulaştırdı. Dış satım miktar bazında yüzde 8,5 artarken, KG başı fiyatlarını 6 doların üzerine çıkararak değer bazında yüzde 12,4'lük bir artış yakaladı.

Sektörün dış satımında ilk sırada ABD ve Almanya gelirken, üçüncü sırada yer alan İtalya'ya olan dış satımda yüzde 19,3'ü buldu. Yılın ilk iki ayında Rusya'ya ihracatı yüzde 55,3 artan makina sanayi, aynı dönemde Ukrayna'da da yüzde 40,3 seviyesinde bir artış sağladı.

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektörün Ocak-Şubat 2022 dönemi performasını değerlendirdi.

"RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDAN MİNİMUM ETKİLENMEYE ÇALIŞACAĞIZ"

Türkiye'nin toplam makina dış satımı içinde halihazırda savaşın devam ettiği Rusya ve Ukrayna'nın yüzde 5,5 seviyesinde paya sahip olduğu bilgisini veren Başkan Karavelioğlu, üretim araç-gereçleri ile servis ve bakım gereksinimlerinin yakın ülkelerden tedarik edilmesinin üretimin verimliliği ve emniyeti açısından avantajlı bir durum olduğunu söyledi.

Bu nedenle Türkiye'nin komşu ülkelerin makinalarının kalitesine ve tedarik güvencesine büyük önem verdiklerini kaydeden Karavelioğlu, yakın coğrafyada kurulacak teknolojik ve ticari ilişkilerin Türkiye'yi sınır ötesine götürecek bir hamle olduğunu vurguladı ve gerek Ukrayna gerekse Rusya ile güçlü iş birlikleri tesis ettiklerini belirtti.

Karavelioğlu, geçtiğimiz yılın sonunda sektörün dış satımının 1,2 milyar doları geçtiği her iki ülkede ortaklıkları, bayilik ağları, sözleşmeli işlerini tesis müteahhitlikleri ve markalaşmış şirketlerinin bulunduğuna ve yerelleşmeye önem atfettiklerini dile getirdi.

İki ülke arasındaki krizin Covid-19 kadar derin ve yaygın küresel etkileri olabileceğini düşündüklerini söyleyen Karavelioğlu, "İki ülke de makina sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli çelikler ile döküm sektörünün ihtiyaç duyduğu külçe ve alyaj malzemeleri gibi ana ve yardımcı maddelerin önemli tedarikçilerinden. İki ülkenin birden küresel üretim ve tedarik ağının dışına çıkması uluslararası ölçekte birçok dengeyi bozacaktır. Dünyanın farklı coğrafyalarındaki ve krizlerindeki tecrübelerimizle bu süreçten de olabildiğince minimum oranda etkilenmeye çalışacağız." diye konuştu.

"TİCARİ VE TEKNİK PARTNERLERE İHTİYAÇ DUYMASI ÖNÜMÜZÜ AÇIYOR"

Eski Sovyet ülkelerinin endüstriyel dönüşümünün uzun süredir gündemlerinde yer aldığını ve bölge ülkeleriyle ilişkileri geliştirecek projeleri küresel salgından evvel başlattıklarını aktaran Başkan Karavelioğlu, söz konusu ülkelerin ana ihraç kalemlerinin ağır sanayi ürünleri, doğal kaynaklar, tarım ürünleri ve silahtan oluştuğunu belirtti.

Refahın artırılması ve yaygınlaştırılması için de varolan ekonomik yapılarını dinamik hale getirecek bir değişim-dönüşüm sürecine girmeleri gerektiğine dikkat çeken Karavelioğlu, genel üretim endüstrisinin dönüşümüne imkan verecek büyük kalibrede bir yatırım atılımı için ticari ve teknik iş ortaklarına ihtiyaç duymasının Türkiye’nin önünü açtığını söyledi.

"SAVAŞIN YANSIMALARI RİSKLERİ BÜYÜTÜYOR, YATIRIM İŞTAHINI AZALTIYOR"

"Türkiye’nin Makinecileri"nin, bahsi geçen ülkelerin gereksinimlerine yanıt vermek amacıyla uluslararası ölçekte çeşitli görüşmeler gerçekleştirdiğini ancak savaşın bu girişimleri kesintiye uğrattığını bildiren Karavelioğlu, barış ve huzur ortamının sağlanmasına öncelik verdiklerini dile getirerek şöyle devam etti:

"Komşu ülkelerimizdeki savaş, pandemi öncesi başlayan ve pandemi ile birlikte daha büyük belirsizliklere doğru evrilen dünyada riskleri büyütüyor, yatırım iştahını azaltıyor. En önemli ihraç pazarımız olan Avrupa’da ise yeni bölgesel gelişmeleri beraberinde getiriyor."

"KAMU-ÖZEL SEKTÖR İŞ BİRLİĞİYLE ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİZ"

Petrol, gaz ve ham madde fiyatlarındaki artışlara savaşın da eklenmesiyle, sınai üretiminde ve tüketiminde yeni fiyat artışlarını getirmesini beklediklerini belirten MAİB Başkanı Karavelioğlu, "Makina teçhizat yatırımlarının son 2 yılda yaklaşık 1,5 katına çıktığını düşünürsek, ekonomimizde yaşanan çift haneli büyümeyi üretim ve ihracat artışının beklenen sonucu olarak değerlendirebiliriz. Yurt içinde oluşan yüksek talep gibi yurt dışından gelen siparişlerimiz de büyüdüğü için, makina üretimimizde yüzde 40’ları geçen bir artış elde ettik. Üretimdeki hızlı artışının yanında ÜFE'mizin de yüzde 65'e ulaşması, şirketlerimizin ilave işletme sermayesi ihtiyacını gün geçtikçe artıyor." dedi.

Yansımalarının sene başı itibarıyla netlik kazanan enerji ve personel maliyetleri ile Ukrayna krizinin emtia arzı ve fiyatları üzerindeki kuvvetli etkileri altında makina fiyatlarının er ya da geç artacağını bildiren Karavelioğlu, söz konusu durumunda gerek Türkiye'nin küresel rekabet gücünü gerekse artan makina teçhizat yatırımlarını aksatma riskine karşın sektöre özel çözümler geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Karavelioğlu, dünyanın zorlu bir süreçten geçmesine rağmen kamu ve özel sektörün iş birliğiyle sürecin başarılı bir sınav vererek üstesinden gelinebileceğini ifade ederek sözlerini noktaladı.