Robotik ve Yüksek Teknolojili Sistem Entegratörleri Derneği (ROBODER) Yönetim Kurulu Baş Danışmanı Ali Şen’in moderatörlüğünü üstlendiği “Makina Yapan Makinalar” Zihin Makinası programının 5. bölümüne, Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır ve ROBODER Yönetim Kurulu Başkanı Gürel Yılmaz konuk oldu.

"İKİNCİ LİGE YÜKSELMEYE YAKINIZ"

YouTube üzerinden canlı olarak gerçekleştirilen programda konuşan MAKFED Genel Sekreteri Bakır, sektörün birinci ligi olarak nitelendirdikleri makina ihracatının yaklaşık yüzde 60’ını gerçekleştiren 5 ülkenin (ABD, Almanya, Japonya, Çin, İtalya) dünya ticaretinin yüzde 36’sını yönettiğini, beşinci olan İtalya’nın dış ticaret fazlasının 50-60 milyar dolar arasında olduğunu söyledi.

İhracatı 50 milyar dolar seviyesinde olan İngiltere, Hollanda, Singapur, G. Kore gibi ülkelerin ikinci ligde yer aldığını, Türkiye’nin ise makina ihracatı yapan 40 ülke içerisinde 17. sırada bulunduğunu, üçüncü ligde mücadele ettiğini ancak hızlı bir şekilde ikinci lige yükselme durumunda olduğunu kaydetti.

Bakır, Türkiye’nin birinci lige yükseldiği takdirde kişi başı milli gelirin 30 bin dolara çıkacağını öngördüklerini dile getirerek, “Türkiye’de bu potansiyel var. Türkiye’nin çıkış noktası; sanayileşme, üretmek ve katma değerli üretim olmalı. Bunu yapabileceğiniz en önemli unsurların başında ise, makina sektörü geliyor. Sektör olarak buna inanıyoruz ve bu hedefe odaklanmış vaziyetteyiz. Kamu nezdinde de makina sektörü öncelikli sektörler arasında bulunuyor. Sektör olarak, 2019 yılında 118 milyar TL’lik bir ciromuz var, cirodan 27 milyar TL’lik bir katma değer oluşturduk. Bu oran diğer sektörlerle kıyaslandığında çok yüksek olduğunu görüyoruz. Sanayi siciline kayıtlı 10 bin, TÜİK’e göre 17 bin makina imalatı yapan firmamız var. 250 bin doğrudan istihdamımız var, bu rakam Maliye Bakanlığı kayıtlarında 400 bine kadar çıkıyor.” dedi.

“ÇİN’İ TEHDİT OLARAK GÖRMÜYORUM”

Dünyada Türk makina algısının Çin’inkinin önünde olduğunu; Alman makinasından ucuz, Çin makinasından kaliteli olarak görüldüğünü ifade eden Bakır, bunun artması için birlikte iş yapamama, ölçek sorunu gibi sorunların çözülmesi gerektiğini dile getirdi ve ekledi: “Makina sektöründe Çin’i, orta ve uzun vadede Türkiye’ye tehdit olarak görmüyorum.” 

Türkiye’nin potansiyeli ile İtalya’nın konumunda bulunabileceğini aktaran Bakır, yatırım ve teşvik politikasında ise radikal ve hızlı adımlar atılması gerektiğinin altını çizdi.  

“DEVLET TEŞVİKİ İLE İTHALAT OLMAZ!”

ROBODER üyelerinin arasında yardımlaşma kültürü bulunduğunu, üyelerin ihalelerde rakip olsalar bile sorun olmadığına dikkat çeken Yılmaz ise, dernek olarak sektördeki firmaların düşman değil “dava arkadaşı” olarak görülmesini sağladıklarını, bu anlamda önemli bir farkındalık oluşturduklarını ifade etti. 

ROBODER çatısı altında yaptıkları ikinci en önemli işin ise MAKFED’e üye olmak olduğunu söyleyen Yılmaz, MAKFED bünyesinde ENOSAD, MAİB ve ROBODER’in bir araya gelerek devlete sunduğu sektörel sorunlarla ilgili çözüm önerilerin güç birliğiyle daha fazla anlam kazandığını ve etkili olduğunu belirtti. 

Yılmaz, devletin ithalatı teşvik edemeyeceğini, devletten alınan teşvikle ithalat yapılamayacağını vurguladı.

"ORTAK AMAÇ İÇİN BİR ARAYA GELMELİYİZ"

Şen de, sektörde rakip olmayı bir kenara bırakarak sektörü büyütme hedefiyle çalıştıklarını ifade ederek, katma değeri yükseltecek, imal edilen makinaların değerini, ihracat potansiyelini, yatırımları artıracak, devlet mekanizmalarının daha iyi işlemesine olanaklar sağlayacak parametreleri şöyle sıraladı: 

"Bir araya gelmek, samimi olmak, farklılıklarımızı bir renk, mozik olarak görüp ortak amaç için kol kola girmeyi en önemli başlık olarak görüyorum. İkinci sıraya organizasyon başarımızı, rekabet çıtamızı artıracak kompleksi koyuyorum. Üçüncü sıraya insan kaynakları ve öz niteliği, dördüncü olarak devlet politikalarını koyuyorum. Yerli üreticilerimiz, alt tedarikçileri ya da iş ortaklarında ithal ürünleri tercih etmemesi, yerlileşme politikaları ve dayanışma kültürünü geliştirmesi gerekiyor."