Üretim hatlarında robot kullanımı, geleneksel uygulama alanlarının dışında bile son hızla yükseliyor. Ürünlerin kişiye özel hale getirilmesine yönelik artan talep otomasyon alanında daha fazla esneklik anlamına geliyor. Esneklik ve kavramsal insan becerilerinin tercih edildiği ancak kuvvet, doğruluk ve elektronik veri kaydı ve raporlama özelliklerinin gerekli olduğu uygulama alanlarında, yeni nesil kolaboratif robotlar (Cobot) geliştiriliyor.

MASA TENİSİ ROBOTU "FORPHEUS"

Hareket kontrolünde yeni bir yaklaşım uygulayan Omron, farklı insani etkileşimlerde robot kullanımını da benimsiyor. Dünyanın ilk masa tenisi antrenör robotu FORPHEUS, nelerin mümkün olduğuna ilişkin bir örnek olarak verilebilir. Geniş bir üretim tesisi yelpazesi için uzun süredir fabrika otomasyonu ekipmanları geliştiren ve tedarik eden Omron, müşterilerine yeni avantajlar sağlama vizyonu ile hareket ediyor. EtherCAT®, IO-Link ve diğer açık ağlar gibi dünyanın en gelişmiş bilişim teknolojilerinin proaktif olarak kullanılması sonucunda bu gelişmeler sağlanmış oluyor. Omron, masa tenisi robotu FORPHEUS'u, yapay zeka algoritmalarının ekipmanlara uygulanmasında 20 yılı aşkın süredir edinilen bu bilgilerden faydalanarak geliştirme başarısı göstermişti.

FORPHEUS, Omron'un temel teknolojisi olan “Algılama&Kontrol+Düşünme” kavramının somut bir örneği olarak gösterilebilir. Bu akıllı öğretici robot, OKAO görsel denetim yüz/birey tanıma teknolojisi gibi temel teknolojilerden ve dünyanın ilk “Sürücü konsantrasyon seviyesini algılayan teknolojiye” sahip sensöründen faydalanmıştır. Omron, çeşitli fabrika otomasyonu ekipmanları ve robot teknolojisinin kullanıldığı üretim tesislerine yönelik otomasyon deneyimini son teknoloji ürünü yapay zeka algoritmalarıyla birleştiriyor. Aynı zamanda da, insan kaynakları eksikliği ve işçilik maliyetlerindeki artışla başa çıkmaya çalışan üretim işletmelerini desteklemeye devam ediyor. Makinaların insan becerilerini ve yaratıcılığını sergilediği, geleceğin üretim tesislerine geçiş süreci Omron'da ivmelenerek hızlanıyor.

Omron'un yüksek düzeyde uzmanlaşmış temel teknolojileri, bugün üretime düşünme boyutunu ekleyerek üreticilerin Endüstri 4.0 akıllı fabrikalara geçmesini ve çıktılarını iyileştirmesini olanak veriyor. Bu bağlamda da Omron'un gelişmiş teknolojilerini tanıtmak üzere geliştirilen, iş birliğine dayalı, kullanıcı dostu ve akıllı 3’üncü nesil masa tenisi robotu FORPHEUS, güçlü İnsan-Makina iş birliği teknolojilerini kullanıyor. İş birliğine dayalı, kullanıcı dostu ve akıllı bu masa tenisi robotu, her geçen gün daha da akıllı hale geliyor. Omron, FORPHEUS'a yorumlama, tahminde bulunma, öğrenme, düşünme, harekete geçme, bağlantı kurma ve insanlarla iletişime geçme özelliklerini de eklemeyi başardı. FORPHEUS, yedi muhteşem tekniğin bir araya gelmesiyle, insanlara gerçek anlamda antrenman dersi verebilecek duruma geldi. İnsan-Makina etkileşimindeki bir sonraki adım, Omron'un entegre otomasyon uygulamaları ve akıllı veri çözümleriyle yenilikçi üretim teknolojilerinin en üstünde yer almaktadır.

İNSANLARIN VE ROBOTLARIN AYNI ORTAMDA ÇALIŞMASI

Adept Technologies'in Omron portföyüne katılması ve entegre edilmesiyle birlikte, Omron endüstriyel robotlar, mobil otonom robotlar ve Cobot teknolojisisini daha da güçlendirmiş oldu. Çözümlerinde, aynı ortamda çalışan insanlarla otonom mobil robotların dinamik rota ayarı gibi konularda uyumlu ve güvenli bir etkileşim sağlanması birinci hedef olarak gösteriliyor.

Sabit robotlar iyi yapılandırılmış ve birçok fabrikanın ve üretim tesisinin önemli parçaları haline gelmiş olsa da, mobil platformlar ve manipülatörler gelecekte fabrikaların ayrılmaz bir parçası haline gelecek gibi görünüyor. Omron bir süredir bağımsız mobil robotlar üzerinde çalışıyor ve kısa bir süre önce AIV'lerden (Bağımsız Akıllı Araçlar) oluşan Omron LD ürün yelpazesini piyasaya sürdü. Omron mobil robotlar, büyük tesislerin çevresindeki hareketli ürünlerde verimlilik ve maliyet tasarrufuna yardımcı oluyor. 7/24 hızlı, güvenilir materyal taşıma için geliştirilen benzersiz mobil robot ailesi en dinamik ortamlarda bile kendi kendini yönlendirme kabiliyetine sahip. LD mobil robot platformu modele bağlı olarak 287 lb'ye kadar (130 KG) yük kapasitesine sahip olması, ürünlerin depolar, dağıtım merkezleri ve üretim tesisleri arasında taşınması için ideal bir durum oluşturuyor. Geleneksel AGV'lerle karşılaştırıldığında Omron mobil robotlar yalnızca tesisin doğal özelliklerini esas alarak kendi kendini yönlendirebilme özelliğine sahip. Maliyetli ve zaman alan alt yapı değişiklikleri gerektirmez, bu nedenle klasik AGV dağıtımlarında kullanılan zemin mıknatısları, şeritler veya lazer işaretlerine ihtiyaç yoktur. 

Dağıtım noktaları mobil robotlar için kolaylıkla değiştirilebildiğinden esnek fabrika düzeni mümkün oluyor. Omron mobil robotlar ayrıca ürün hareketlerinin izlenebilmesine olanak tanır ve konveyörler gibi geleneksel otomasyona uygundur. Patentli Acuity teknolojisiyle donatılan Omron mobil robotlar sürekli insan, palet, yük arabası ve forklift hareketleri olan ve rafların boşaltılıp yeniden doldurulduğu ortamlarda bile dayanıklı self-navigasyon sistemine sahiptir. Engelleri ortadan kaldırmak ve görevi tamamlamak üzere en iyi yolu seçmek için yerleşik zekaya sahiplerdir. Bu akıllı hareket sistemi aynı zamanda bu makinaların insanlarla iş birliği içinde güvenle çalışmasını sağlar. Bir filo en fazla 100 araç ile oluşturulabilir. Bu filoyu, MES veya WMS gibi fabrika veya depo yönetimi yazılımları üzerinden etkileşim sağlayabilen bir filo yönetici tarafından merkezi olarak yönetmek mümkün olabilir. Yük araçlarını taşımak için tasarlanan ve bu sürüme dahil olan LD yük arabası, taşıyıcısı otomatik bir malzeme işleme çözümüdür. Otomatik bağlantı cihazı bulunan yük arabası taşıyıcısı, bu sayede yük arabasını otomatik olarak bağlamak için kullanacağı yöntemi ayarlayabilme özelliğine sahiptir. Bu özellik, yük arabası taşıyıcısını montaj hatları veya bir dağıtım merkezindeki e-ticaret siparişlerinin tamamlanması için ek tedarik sağlayan ideal bir çözüm haline dönüştürüyor.

OMRON LD AIV 130 KG TAŞIYABİLİYOR

Yeni nesil AIV'lerle ilgili hala çözümlenmesi gereken birkaç zorluk bulunmakta. Karmaşık ve dar ortamlara çalışabilmek için AIV'lerin yükü dahil aracın toplam biçimini dikkate alarak karmaşık güzergahları hesaplayabilmeleri gerekmekte. Bu özellik aracın dar eğimli yerlerdeki tıkanmalardan kaçınabilmesine olanak sağlıyor. Tüm araç filosu daha çevik olduğu için güzergah oluşturma aracıyla ilgili küçük gelişmeler, verimlilikle ilgili büyük iyileştirmelerle sonuçlanabilir. AIV'lerin ağırlık kapasitesi, gelişmeye açık bir başka alan konumunda yer alıyor. Şu anda, en büyük Omron LD AIV 130 kg taşıyabiliyor ve bu kapasite çoğu uygulama için yeterli durumda. Ancak meşrubat veya otomotiv piyasalarındakiler gibi bazı müşteriler daha fazla taşıma kapasitesine sahip AIV'lere ihtiyaç duyabiliyorlar. Daha büyük AIV'ler daha fazla düzenlemeye tabidir ve daha büyük robotlarda emniyet açısından aşılması gereken daha fazla engel ortaya çıkarır. Bu durumlar zamanla bunlar aşılabilir.  Filo yönetimi yazılımının gelecek nesilleri, daha karmaşık üretim akışlarına da olanak sağlayacak gibi görünüyor. Şu anda yazılım, üretim hattının durumuna reaktif olduğundan robotun planlama yazılımından, alınması gereken bir yük olduğuna dair gelecek çağrıyı beklemesi şart. Bu sürecin ,yazılımın bir sonraki neslinde daha akıllı hale gelmesi planlanıyor. Planlama yazılımı AIV için adımları önceden hesaplayacak veya aracı görevin tamamlanmasına hazır şekilde ayarlayacak. AIV'lerin çalışma süresini uzatacak bu durum, verimliliği daha da artıracak. AIV'leri farklı uygulamalara da açacak bir diğer faktör ise ek özellikler... Örneğin RFID ve barkod okuyucular AIV'nin zekasına eklenecek ve onları depolarda daha fazla görev yapabilecek duruma getirecek.

Geleceğin otomasyon uygulamaları üreticilere oyunun seyrini değiştirecek yepyeni teknolojiler vadederken, akıllı ve entegre otomasyon çözümlerini temel alıyor. Omron da, temel algılama ve kontrol teknolojilerine yapay zekayı ekleyerek üreticilerin Endüstri 4.0 fabrikalarına yenilik getirmelerini ve ürünlerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Omron'un otomasyonla yeniliğe dayalı üç temel ilkesi, üretim dijitalleştirmesinde uzmanlaşmak için gereken tüm temel yetkinliği ve birlikte çalışılabilir çözümleri ortaya koyuyor. Müşterilerin bu hızla büyüyen global fırsattan yararlanmasına katkıda bulunuyor. Endüstri 4.0'a dönüşüm, tüm paydaşların birlikte seyahat ettiği bir yolculuktur ve bu yolculukta Omron; geleceğin bağlantılı, iş birlikçi ve akıllı fabrikalarına dönüşümün nasıl destekleneceğine ışık tutuyor.

Omron'un entegre, akıllı ve interaktif teknoloji çözümleri üreticilerin yenilik yaparak verimlilik, esneklik ve kaliteyi artırırken ürünlerini geliştirmelerine olanak sağlıyor. Dünya çapındaki lider üreticiler; Omron'un entegre robot teknolojileri, bağımsız akıllı araçları (AIV), algılama, kontrol, emniyet, komponentler ve gelişmiş denetim çözümlerini bünyelerinde bulunduruyor. Dikey ve yatay entegrasyon, akıllı ürün verisi kullanımı ve İnsan-Makina iş birliği üretim alanında otomatik optimizasyonun önünü açmada önemli rol oynuyor. Omron bu tür teknolojileri geliştirip üretmenin ve patentini almanın yanı sıra uygulanması için gerekli mimariyi de ortaya koyuyor. Omron'un Sysmac platform mimarisi tüm bu öğeleri bir araya getirerek üretim ortaklarının sektörde lider haline gelmesine yardımcı oluyor.

OMRON, 2016'NIN EN İYİ 100 GLOBAL YENİLİKÇİ ŞİRKETLERİ ARASINDA

Tescilli fikri mülkiyet ve patent verilerini temel alarak En İyi 100 Global Yenilikçiyi seçen Global bilişim hizmetleri şirketi Clarivate Analytics (eski adıyla Thomson Reuters), Omron'u 2016'nın En İyi 100 Global Yenilikçi şirketinden biri seçti. Clarivate, bağımsız bir indekse göre fikri mülkiyet eğilimlerini analiz ediyor ve en yenilikçi şirket ve kurumları belirliyor. Bu ödülle ikinci kez En İyi 100 Global Yenilikçi arasına girmeyi başaran Omron, daha önce 2013 yılında bu ödüle layık görülmüştü. 1959 yılında Omron'un kurucusu Kazuma Tateisi, şirketi Hayatı Geliştirmeye ve Daha İyi Bir Toplum Amacına Hizmet Etmeye adayarak çok sayıda teknolojik yeniliğin yanı sıra manevi bir itici güç oluşturdu. Omron kurucusunun izinden giderek topluma hizmet etmeye devam ediyor. Omron ilkeleri kapsamında tanımlanan en önemli değerlerden birisi, sosyal gereksinimlerden doğan yeniliktir. Bu da, geleceğe ilham veren çözümler üreterek iş hayatında karşılaşılan sorunların çözümünde öncü olmak anlamına geliyor. Omron, daha iyi bir toplum amacına hizmet etmek için fikri mülkiyet stratejisini geliştirmeye ve iş faaliyetlerini Ar-Ge ile bir bütün olarak yürütmeye devam ediyor.

KISACA OMRON

Omron, temel algılama ve kontrol teknolojilerini kullanarak faaliyet alanını kontrol komponentleri, elektronik komponentler, elektronik otomotiv komponentleri, sosyal alt yapı, sağlık hizmetleri ve çevre gibi iş alanlarına kadar genişleten lider endüstriyel otomasyon şirketidir. 1933'te kurulan Omron, dünya çapında yaklaşık 39 bin çalışanıyla 110'dan fazla ülkeye ve bölgeye ürün ve hizmet sunuyor. Üretime yenilik getiren otomasyon teknolojileri sunarak zengin bir toplum yaratılmasına katkıda bulunan Omron, endüstriyel otomasyon alanında ürün ve müşteri desteği sunuyor.