Guntamatic, 1963 yılında odun yakıtlı kazanların üretimine başlamış ve günümüzde biyokütle yakıtlı ısıtma sistemi sektörünün uluslararası öncüsü haline gelmiş. 80’li yıllarda biyokütle teknolojisi gelişmiş, Guntamatic büyümüş ve ilk rakipler meydana çıkmış. 90’lı yıllarda biyokütle yakıtlı ısıtma sistemlerinin Co2 nötr olduğu ve akaryakıt ve gazla çalışan ısıtma sistemlerine eşdeğerli, temiz bir alternatif olarak işletilebileceği fikri yaygınlaşırken, Guntamatic’in hibrit ısıtma sistemleri bunların ikisini de birleştirmiş: Yani, sıcak su hazırlığı için elektrikli ısı pompası aracılığıyla ısı edinimi ile biyokütle yakımından oluşan kombinasyon. Hibrit ısıtma sistemi, güç tüketimi ile biyokütlenin yanması arasında da otomatik olarak geçiş yapıyor. Ancak Guntamatic sistemleri yalnızca yeni bir ısıtma düzlemi değil, aynı zamanda konforun yeni bir boyutu. Çünkü Guntamatic bir yandan ısı edinimi yoluyla yaşam konforunu arttırırken, diğer yandan şömine görünümündeki atmosferik ve tasarım açısından son derece şık ısıtma elemanları ile rahat radyan ısı da dahil olmak üzere yanma işlemini oturma odasına getiriyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, MALİYET VERİMİ VE VERİMLİLİK 

Guntamatic GmbH’nin Genel Müdürü Günther Huemer, “Pelet ısıtma sistemlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte sektör 2000’li yılların başında hızla gelişti. Her alanda ekonomik durumu korumalı ve buna rağmen en yüksek kaliteyi sunmalıyız. Bu nedenle, düşük ücretli ülkelerle yerinde rekabet edebilmek için yüksek derecede bir otomasyon (özellikle sac işlemede) gereklidir” diyor. Ancak Guntamatic’te sürdürülebilirlik özelliği olmadan maliyet verimi var olamaz: “Isıtma sistemlerimizin üretimi uzun kullanım ömrüne bağlıdır” diyen Huemer; “Sürdürülebilir, temiz ve doğru ürünler imal etmeye çalışıyoruz. Ekolojik ayak izi bizim için belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu sürdürülebilirliği ve kaliteyi iş ortaklarımızdan da talep etmekteyiz. Bu nedenle, satın alınan ürünlerin ve hammaddelerin uzun kullanım ömrü ve kalitesi bizim için oldukça önemli.” şeklinde sözlerini sürdürdü. Bu hususta işletme, tedarikçileriyle yakın ve güven dolu bir ilişkiye de bağlı. Huemer; “Bizim için önemli olan iyi, hızlı ve güvenilir bir destek. Bu nedenle, partnerlerimizden biri, başından beri manuel kaynak segmentinde bize eşlik eden Fronius’tur.” dedi. 

ÜRETİM VE BİRLEŞTİRME TEKNOLOJİSİ

Guntamatic’te Kaynak Denetimi Sorumlusu Roland Fellinger, “Yalnızca sacları ve hammaddeleri temin ediyoruz. Ardından işlemeyi, parça üretimini ve montajı neredeyse tamamen biz gerçekleştirmekteyiz. Parçaları satın almaktan kaçınmaya çalışıyoruz.” Tüm bileşenler CNC delme makinaları ve diğer otomatik yüksek teknoloji tesisler vasıtasıyla imal ediliyorken, birleştirme teknolojisi devreye girdiğinde; kazanların ve uzun dikişlerinin kaynağı önemli ölçüde otomatik olarak gerçekleşiyor. Ancak kazanın içi ve tutturulması söz konusu olduğunda, sınırlı iş parçası erişilebilirliği nedeniyle robotlu kaynak artık verimli değil. Manuel kaynak sonradan tercih edilen bir yöntem haline geliyor: “Biz burada ağırlıklı olarak siyah-beyaz bağlantıları, yani çeliği paslanmaz çelik ile birleştiriyoruz” diyen Fellinger. “Kutu biçimindeki kazanlar, manuel kaynakçılar tarafından sürekli olarak yeniden işlenmesi gereken zor köşe bağlantılarına sahip. Burada tüm sac kalınlığı aralıklarında işlem yapmaktayız. Bu nedenle ağırlıklı olarak geçiş arkı ile sprey ark arasında gidip gelmekteyiz. Malzeme seçimi nedeniyle de koşullar oldukça zor. Asıl amacımız, ortaya çıkan yeniden işleme maliyetlerini düşürmek” dedi. 

RULMAN VE GÜÇ AKTARIM EĞİTİMLERİ İLE VERİMLİLİK RULMAN VE GÜÇ AKTARIM EĞİTİMLERİ İLE VERİMLİLİK

GUNTAMATİC, MANUEL KAYNAK ALANINI MODERNİZE EDİYOR

Guntamatic, manuel kaynak alanında başından itibaren yalnızca Fronius kaynak sistemleriyle (bunların arasında VarioSynergic (3500/4000), Transpocket bulunmaktadır); TIG kaynağı alanında ise Magic Wave ile çalışıyor. Ancak, işin basitleştirilmesi ve maliyetin düşürülmesi talebi ile başa çıkmak için MIG/MAG alanındaki darbe kaynağı döneme uygun ve gerekli görünüyordu. Fellinger, “Fronius 2020 yılında TransSteel Pulse cihaz serisiyle piyasaya girdiğinde, kendimizi modernize etmeye karar verdik. Çünkü darbe kaynağı fonksiyonunun yardımıyla, çok daha fazla proses kararlılığı ve dolayısıyla kaynak çapağında önemli ölçüde bir indirgeme oluşturmayı sağlıyoruz. Bunun neticesinde, çok sayıda TransSteel 4000 Pulse kaynak sistemini üretim aşamamıza entegre ettik. O zamandan itibaren manuel kaynak bizim için çok daha temiz hale geldi ve  yeniden işlemeyi kayda değer biçimde redüksiyonu başardık.  Bunun dışında, cihazların kullanılabilirliğinin çok kolay olması da bizim için ön plandaydı. Ve bunu Fronius,TransSteel 4000 Pulse ile bizim için sağlamış oldu. Bunun neticesinde, kaynak sistemleri birkaç adımda kullanıma hazır hale geldi.” dedi.