ST Endüstri Radyo’nun canlı yayın konuğu olan Sakarya - SAMİB Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Günay Güneş, makina sektöründe kalifiye personel, eğitilmiş iş gücü ve pazara yakınlığın büyük öneme sahip olduğunu kaydederek, “Rekabetçi bir sektördeyiz ve bilhassa pazara yakın olması nedeniyle Sakarya Bölgesi birazcık daha şanslı. Hem Anadolu hem Anadolu’nun giriş kapısı olmasının yanısıra Türkiye’de makinanın kalbi diyeceğimiz İstanbul’u, Bursa’sı, Ankara’nın tam geçiş noktasında bir çemberin tam ortasında, her tarafa ulaşımı çok kolay olduğundan, şehrimiz yatırımlarda da ciddi bir göç alıyor. Sanayi stratejimizde de bilhassa savunma, otomotiv ve vagon sanayinin de kalbi olma yolunda” dedi. 

Sanayide çok önemli ve öncü kuruluşların Sakarya’da yatırımının bulunduğunu dile getiren Güneş, “BMC‘nin bölgemizde ciddi bir yatırımı var, 2 milyon 200 bin metrekarelik bir alanda endüstri bölgesi tahsisi gündemde yer alıyor. Global marka Toyota’nın Sakarya’yı bundan 25-30 sene önce üretim merkezi olarak belirlemesi ve Toyota gibi ciddi bir kuruluşun yanına da etrafına da yan sanayini yapılandırılması bugünkü altyapının gelişiminde önemli rol oynadı. Koç Grubu’nun Otoyol ve Otokar firmalarının yanısıra başka büyük yatırımcılarla birlikte bölge giderek gelişmiş oldu” dedi. 
SAMİB’in çalışmaları hakkında bilgiler veren Başkan Günay Güneş, “Üniversitemiz, Ticaret ve Sanayi Odaları, STK’larla birlikte ve Büyükşehir Belediye Başkanı öncülüğünde 40-45 kişilik gruplarla bir araya gelip, gündemdeki projeleri konuştuğumuz toplantılar gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılardan, Türkiye’ye rol model olacak projeler çıktı.  Üniversitemizde kısa dönem, 4 dönem ve 8 dönem okuyan öğrencilerin bir dönemlerini komple dönemli staj şeklinde işletmede geçirmesi ve bunun aynı dönem notuna yansımasını sağladık. Üniversitemizde 4 bine aşkın yabancı uyruklu öğrencimiz var. Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi Türkiye’ye yurtdışından gelen bu öğrencilerin de çalışma izni yoktu. Biz Bakanlıkla yazışma yaparak, bu öğrencileri de staj imkanlarından faydalandırmış olduk.  Böylece, hem işletmelerimizin yabancı dil sorunları kalmıyor, hem de bu öğrenciler yaşayış tarzımızı ve sektörlerimizi tanıyıp ülkelerine gittiklerinde bölgemizin ve sektörümüzün elçisi oluyor” şeklinde konuştu. 
“Dünyada gelişmiş ülkelerin bel kemiği KOBİ’dir. KOBİ rahat hızlı hareket eden organizmadır ama bu yapıyı süreklilik sağlayacak şekilde devrede tutabilmeniz için işletmenin temel gereksinimlerinden birer tanesi teknoloji ve bilgi ama en önemlilerinden birisi ise finanstır” diyen Güneş, “Finansı ve pazarlamayı yönetemedikten sonra ürünü en iyi şekilde yapsanız bile faydası yok, marka olamıyorsunuz. Marka olamadıktan sonra da rekabet gücünüz ister istemez sıkıntıya giriyor” dedi. 

Güneş Türkiye’de gereğinden fazla yeni yatırımcı türediğini vurgulayarak, “Benden ayrılan, hemen kendisine rakip bir şirket kuruyor. Aman yanlış anlaşılmasın, biz kimsenin önünü tıkamak istemiyoruz, herkesin bir hayali ve vizyonu vardır ama bu durum sektörlere ve memlekete zarar veriyor. Yeni girişimcilerin yüzde 90’ı işini kapatıyor ve ne oluyor?   Bir kez daha kambur olarak hepimize yansıyor. İşte o nedenle mevcutları güçlendirsek ve onları desteklesek, bu girişimci ruhu olan arkadaşlarımızı da hakikaten işletme içinde motive edip sürekliliğini sağlayıp, o verimliliği işletmelerin akışına yönlendirebilirsek çok daha faydalı olacaktır” dedi.