Omron’un makina ve tesis emniyeti konusunda sunduğu katma değerli çözümlere bakıldığında; makina otomasyonu alanında, basit makinalardan gelişmiş makinalara A’dan Z’ye kadar cevap verebilen bir firma olduğu belirtilebilir. Omron’un makina emniyet konusunda sunduğu katma değerli çözümlerin temeli 2011 yılında lansmanını yaptığı Sysmac Otomasyon Platformu'na dayanmaktadır. Bu platform sayesinde, tek yazılım, tek kontrolcü ve tek bağlantı üzerinde hareket edebilebiliyor. Kullanılan EtherCAT haberleşmesi son derece önemli. Emniyet grubundaki kontrolcünün de, EtherCAT haberleşmesi üzerinden aynı yazılımla programlanabilmesi ve yine aynı ağ üzerinden diğer cihazlarla haberleşebilmesi oldukça avantajlı. Ayrıca bu seri beraberinde kablolama kolaylığını da getirmektedir. Dağınık uzak I/O seçenekleri sayesinde tek bir pano gerekliliğini ortadan kaldırıyor. İstenilen yerden tek bir kablo üzerinden gerekli verileri aktarma şansına sahip oluyor. Bu I/O’ları 1024 adede kadar destekleyebiliyor. Gelişmiş makinalara cevap verebilecek bir sistemde, tek yazılım ve tek haberleşme ağı olması da kullanıcı açısından son derece faydalı. 
Yeni sistemler, haberleşmenin daha üst düzeyde olduğu, ilgili geri bildirimlerin ve verilerin toplandığı sistemler haline geliyor. Eskiden bir bakımcı arızalı bir makina başına geldiği zaman çok fazla kablo yığını ile karşılaşıyor, hangi sistemin nasıl bir hata yaptığını anlamada ve çözüm üretmede hemen müdahaleye geçemiyordu. Yeni sistemlerdeki haberleşme ağ yapısıyla sistemde toplamış oldukları verilere göre, hataları ve diyagnostikleri analiz ederek çok rahatlıkla sunabiliyor ve ilgili ekranlara aktarabiliyor. Sysmac otomasyon platformu da verileri toplayarak hataların oluştuğu ya da oluşabilecek kaynaklarını, hangi zamanda ne gibi farklılıklar yaşandığını sunabiliyor. İlgili yöneticinin bu verilere dayanarak prosesinde iyileştirme geliştirme faaliyetlerini yapmasına imkân sağlayabiliyor.        

MAKİNAYI EMNİYETLİ HALE GETİRMEK 
Bir makinanın emniyetli hale getirilmesi için yapılacak çalışmalara ilk olarak tasarım aşamasında başlanılması gerekmektedir. Proje gelişmeye başladıkça,  tehlikeli olabilecek durumlar ön plana çıkartılarak, buralarda neler yapılabileceği hesaplanıp çözümler üretilmelidir. İlgili süreçte ilk olarak mekanik iyileştirmeler ve kapamalar devreye girmektedir. Bu çözümler ile nihai noktaya ulaştıktan sonra elektronik çözümler ve dolayısıyla emniyet çözümleri ile devam edilmektedir. Mekanik ve elektriksel olarak işlemler tamamlandıktan sonra sıra uyarı ve bilinçlendirme kısmına gelmektedir. Son olarak da çalışacak operatörler eğitimler ile bilinçlendirilerek istenen iş güvenliği seviyesine ulaşılmaktadır. Tüm bu süreçlerin ardından yönetilebilen/kabul edilebilen riskli makinalara ulaşılmış olmaktadır.
Öncelikle Makina Emniyet Direktifi'ni yorumlayarak makinaları emniyetli tasarlama veya emniyete alma çalışmalarında A, B, C tipi standartlara atıfta bulunmakta. İlgili makina A tipi standartlara göre risk analizi yapılarak makinaya özgü C tipi standardı bulunuyor ise mesela bir mekanik presin bir paketleme makinasının bir robot hücresinin ilgili C tipi standardına atıfta bulunarak ve standarda atıfta bulunarak mimari oluşturulur. Bunun dışında riskler var ise veya makinaya özgü bir C tipi standardı mevcut ise B tipi standartlara göre emniyet önlemleri alınmalıdır. 
Örneğin işletmeci enjeksiyon makinasının yanına bir robot entegre ettiğinde ve yanına bir konveyör monte ettiği zaman sistem çok farklı bir makina haline getirilmiştir. Kendi içinde baktığınızda farklı farklı C tipi standartları olsa da B tipi standartlara göre de emniyete alıyorsunuz. Türkiye’de maalesef makinaların standartlara göre tasarlandığını söylemek zor. Sonuç olarak, konuyu yüzeysel değil alt standartlara da inerek incelemek şart oluyor. 


MAKİNA EMNİYETİ ÜRÜNLERİNDEKİ TEKNOLOJİK GELİŞMELER
Omron sadece emniyet çözümleri sunan bir firma değil, toplam çözüm sunan bir firma. Otomasyon grubunda nasıl bir ürün çeşitliliğine sahipse emniyet grubunda da benzer bir ürün çeşitliliğine sahip. Uygulamalara cevap verebilecek emniyet sensörleri, emniyet komponentleri ve emniyet kontrolcüleri ürün yelpazesi içerisinde yer alıyor. Bu ürünlerinin geliştirilmesi ve yeni modellerinin üretilmesine devam ediliyor. Bu bağlamda yapılan yatırımlara İtalyan menşeili Techno-GR ve ABD menşeili STI firmalarının satın alınması da örnek gösterilebilir.  
Omron’un kendi müşterileri tarafından dahi bilinmeyen geniş bir ürün portföyü var. Gıda sektörü için paslanmaz çelikten üretilen ürünleri gibi. Bunların yanında örneğin emniyet paspasları, emniyet kenarları gibi farklı ürünleri de mevcut. Makinada yapmış olduğunuz risk analizinde çıkmış olan risk seviyesine göre emniyet ürününü seçmeniz gerekiyor. Türkiye’deki emniyet ürünlerinin seçimi biraz daha "algılama" konusunda ortaya çıkıyor. Bazen insanlar kapının açılıp kapanmasını kontrol ettiği için basit bir indüktif sensörü dahi emniyet ürünü olarak kabul edebiliyorlar. Farklı makinalarda birden farklı çözüm oluşabiliyor. Tamamıyla ergonomik şartlara göre, sistemin yapısına göre ve prosese göre seçilmesi gerekiyor. Bazen kilitli mekanik switchler koyabiliyorsunuz ama o kapağın açılıp kapanması çok uzun sürecek ise ışık perdeleri ya da alan tarayıcıları ile onu destekleyebiliyorsunuz, bunun akabinde de makinanın duruş süreleri gibi farklı ayrıntılar ortaya çıkıyor.
Omron, birebir makinacılara hakim olan bir firma ve partnerler aracılığı ile çalışmalar yapıyor. Son kullanıcı tarafında daha çok entegratörleri ile çalışmalar yapıyor. Şu anda yurt dışında emniyet servis tarafına yaptığı birçok proje var. Bunlardan birkaç tanesi İtalya, İngiltere lokasyonlu proje. Son yapılan çalışmada 5-6 pres ve 6-7 adet robotun bulunduğu sistem ile ilgili yine farklı bir firmada çalışması oldu. CE çalışmaları, teknik dokümantasyonların oluşturulması, makine emniyetinin sağlanması ve doğrulaması gibi farklı aşamalarda çözüm sağladı. Omron’un uluslararası bir kimliğinin olmasıyla projelerde o ülkeye özgü çözümleri ve standartları ve farklı dillerde dokümantasyonların oluşturulmasında katkı sağlayabiliyor. 

STANDARTLARIN DIŞINA ÇIKMAYACAK ÇÖZÜMLER İLE VERİMLİLİĞİ ARTIRMAK
Endüstri 4.0 konsepti çerçevesinde Omron, verimlilik ve durmaksızın üretim üzerinde odaklanıyor. Gerek mevcut gerekse yeni çıkarmış olduğu emniyet grubu ürünlerinde de bu noktayı referans alarak hareket ediyor. Otomasyon grubundaki ürünlerinde gerekli parametreleri, hazır algoritmaları kullanarak ihtiyaç olan mekanik çözümleri, örneğin kontaktör gibi ürünleri, ortadan kaldırarak hem bunların montajı için geçen süreyi, hem de oluşabilecek arızalarda yaşanan duraklamaları ortadan kaldırmak üzere çözüm sunuyor. Diğer bir çözüm sunduğu kısım, üretim hattında senaryo değiştiği zaman, kullanılan emniyet ışık perdelerinde kapama ya da körleme gibi ihtiyaçlarla karşı karşıya kalınabilir. Hızlı bir şekilde devreye alma ve kullanma noktasında esneklik sağlayarak her seferinde sistemi durdurup ayar yapmayı ortadan kaldırıyor. Otomatik üretimi seri biçimde destekleyerek gereksiz duruşların önüne geçmiş oluyor. Ayrıca standartların dışına çıkmamak kaydıyla kontaksız emniyet kapı switchlerindeki mevcut çalışma mesafesi ile kapı ya da pencerelerde tam kapatılmama gibi durumları tolare edebiliyor. Bu sayede de yine gereksiz duruşların önüne geçilmiş olunuyor. Standartların dışına çıkmayacak çözümler ile verimliliği üst seviyeye çıkarmak adına Omron, küçük dokunuşlar ile büyük faydalar sağlayabiliyor. 
Yeni tasarlanan makinalarda daha tasarım aşamasında hem hız hem de emniyet bir arada sağlanabiliyor. Ancak eski makinaların emniyet revizyonlarında ister istemez hızdan fedakarlık yapılıyor. Hızlardan fedakarlık yapmak istemediğiniz zaman ise ister istemez makinanın prosesinde değişimler gerekmekte ve akabinde emniyet ekipmanları sizin prosesinize üretim anlamında ve emniyetten taviz vermeyecek şekilde nasıl artılar sağlayacak, ne kadar eksisi olacak iyi hesaplanmalıdır. Gerçek şu ki her şeyi sadece emniyet komponentlerinden beklememek gerekir. 

2018'da daha fazla hangi sektör ve uygulamalara odaklandınız? Yeni yıl ile ilgili hedef ve beklentileriniz hakkında bilgi verir misiniz? 
Omron, sektörde çalışmalarını iki ayrı kanaldan yürütüyor. Birincisi makina üreticileri olan direkt müşterileri, diğeri de son kullanıcılar. Odaklandığı noktalar; hızlı tüketim malzemeleri olarak adlandırılan yiyecek-içecek ve kozmetik alanındaki makinalar ve son kullanıcılar şeklinde özetlenebilir. Yine aynı şekilde otomotiv sektörü ve yan sanayisi hedef alanlardan bir tanesi. Türkiye özelinde değerlendirebilecek, tekstil sektörü ve demir-çelik sektörünü yine Omron Türkiye’nin hedef aldığı ve katma değerli çözümlerini sunmaya çalıştığı alanlar olarak belirtebiliriz. Omron’un önceki yıllarda paketleme ve ağaç işleme sektöründe güzel uygulamaları da vardı. 
Emniyet tarafında önce kendi partnerleri, bayileri ve çözüm ortaklarına vereceği eğitim ve sunumlarla, makina emniyeti konusunda firmaları belirli bir seviyeye kadar hızlı yol almayı hedefliyor. Hedefler; sistemlerle ilgili know-how’ı ilerletmek, ilgili standartları oturtmak ve saha incelemeleri ile birlikte firmalara katma değer sağlamak şeklinde olacak. Omron, emniyet tarafında Türkiye’de büyümeyi hedefliyor, bünyesine katmış ve bünyesine katmayı düşündüğü işgücü yatırımları da bir yandan devam ediyor.