DMG Mori Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mr. Masahiko Mori, konuşmasına Türkiye ile olan iş birliğinin başlangıcına değinerek başladı: “Dünyanın en iyi takım tezgahı firması olarak yaklaşık olarak 12 bin çalışanımız bulunuyor. Türkiye’ye ise ilk kez 1995 yılında geldim. Fatih Bey ile tanışmamız o zamanlara dayanıyor; 25 yıldan daha fazla süredir birlikte çalışıyoruz. En sadık çalışanlarımızda birisidir, hep bizimleydi… DMG Mori, Türkiye’de 2005’in sonunda doğrudan satış, hizmet ve operasyonlarına başladı. Avrupa’nın ve Asya’nın aynı zamanda Orta Doğu’nun da tam merkezinde olduğu için Türkiye en önemli pazarlardan bir tanesi haline geldi. Tarihe baktığımızda Japonlar Türk kültürüne inanılmaz bir saygı duyar; Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu zamana kadar iki ülke arasında dostluk vardır. Şu anda dahi çalışanlarımızın çoğu buraya gelip makina montajı yapıyorlar, Türkiye’deki müşterilerimizle beraber çalışıyorlar ve bundan büyük keyif alıyorlar.” dedi.

“BUGÜNE KADAR 3 BİN 200 TANE MAKİNA SATTIK”

Yaklaşık 18 senedir Türkiye pazarında olan DMG Mori’nin bugüne kadar 3 bin 200 tane makinası Türk pazarına satıldı. Konuyla ilgili olarak Mr. Mori şunları söyledi: “Bugüne kadar 3 bin 200 tane makinamız Türk sanayine hizmet sundu. Her yıl 200 makina bu portföye ekleniyor. Bu yıl belki mevcut finansal duruma baktığımızda birazcık zor bir durumdan geçebiliriz. Ancak güzel bir finansal paket sunacağız. Japonya’da ve Almanya’da bu paketi destekleyecek. Yani uzun süreli 26 aylık leasingler sunarak Türk müşterilerimizin işini kolaylaştıracağız. Burada 58 çalışanımız var. Çoğu uzun süredir bizimle, Fatih Bey gibi… şunu söylemek istiyorum çalışanlarımızı mümkün olduğu süre boyunca bizimle tutacağız, her zaman bizimle olacaklar.”

Türkiye ve Türkiye sanayisini nerede görüyorsunuz?

Mr. Mori: Sanayiden bahsetmeden önce bir ülkenin sanayileşmesi için iyi bir eğitime ihtiyacı vardır. Sanayileşmiş ülke ve kurumların tarihi, nüfusu, büyüklüğü de çok önemlidir. Bu konuda zaten Türkiye geniş bir tarihe sahiptir ve her zaman sizin yanınızda olacağız. Yeriniz olarak da çok iyi bir konumdasınız… Diğer taraftan bir takım siyasi ve ekonomik zorluklar yaşanıyor ama uzun vadede bunların çözüleceğine inanıyorum. Eğitim sisteminiz de oldukça iyi… Türk sanayisi ve pazarı çok büyük potansiyele sahip. Ancak potansiyelin yakalanabilmesi için biraz siyasi istikrara ihtiyaç var. Ancak siyasi istikrar oturduğu takdirde, Türkiye bizim için en iyi pazarlardan biri olmaya devam edecek.

“FIRTINALI DÖNEMLER UZUN SÜRMEZ”

“Aslında yeni teknolojileri devreye sokmak için de çok güzel bir zaman.” Diyen Mr. Mori “Türk iş birlikçilerimizi de yakın bir tarihte Almanya ve Japonya’ya davet edeceğiz. Böylelikle yeni teknolojilerimiz üzerine imalat tesislerimizde eğitim alacaklar. Biz zor zamanların en fazla iki yıl sürdüğüne inanıyoruz. Dolayısıyla sabırlı olmak lazım, alınacak veriler dikkatli kullanılmalı. Sonrasında ekonominin iyileşmesini hep beraber göreceğiz. Bu tür zamanlar çok uzun sürmüyor… Yani fırtınalar standart hale gelmez; gelir geçer. Biz de buna inanıyoruz. Biraz sabırlı olmak lazım; iki, üç yıl, ne gerekiyorsa…” dedi.

İki yıldan bahsettiniz… Bu iyimser bir bakış açısı mı, ayrıca sizce bu dönemde ön plana çıkan sektörler hangileri olur?

Mr. Mori: İyimser olmak lazım... Hiçbir fırtına sonsuza kadar sürmez. En yoğun, zorlu koşullarda bile sonunda güneş açacaktır. Diğer sorunuzla ilgili olarak da son dönemde havacılık, tarım, inşaat, su pompaları, enerji ve medikal sektörleri ön plana çıkacaktır. Diş implatları diğer ülkelerde çok pahalı aslında ama Türkiye’de yerel üreticiler sayesinde bu fiyatlar çok daha uygun. Bu yüzden bu alan da ön plana çıkıyor.

“DİJİTALLEŞME GELECEĞİN EN ÖNEMLİ KONUSUDUR”

Mr. Mori’den sonra söz alan DMG Mori Türkiye Genel Müdürü ise üretim teknolojilerinin gidişatından bahsetti. DMG Mori’nin odaklandığı konulara dikkat çeken Girit şunları söyledi: “Özellikle yüksek teknoloji makinalarına olan ilgi, merak ve yatırım yapma arzusu bizleri heyecanlandırıyor. Çok eksenli ve yüksek teknolojili makinalara, bunun yanında dijitalizasyon ve otomasyona olan ilginin fazlalaştığı görülüyor. Müşterilerimizle yaptığımız görüşmeler, bizlere bunu her geçen gün teyit ettiriyor. DMG Mori markasıyla bizler takım tezgahı üreticisi olarak, üretim süreci zincirinin dijitalleşmesi ve buna bağlı vizyonumuz pazarda geniş yer bulmakta, geleceğin üretim teknolojisinin kaçınılmaz olarak bu yönde gelişmesine inanmaktayız. Bu süreçte DMG Mori olarak bizler, Endüstri 4.0 başlangıcından bu yana yeni dijital ürünler, hizmetler ve iş modelleri tasarlıyor ve geliştiriyoruz. Bizlerin birinci görevi bugün neye gereksinim olduğu kadar gelecekte neyin mümkün olduğuna dair farklı bakış açıları geliştirerek, müşterilerimizin ve üretim süreçlerinin dijitalleşmesi konusunda onları geleceğe taşımak. Özellikle makinalardaki dijitalleşme geleceğin en önemli konusu olmakla beraber bizler müşterilerimizi bu konuda bilinçlendirmeyi, deneyimlendirerek bilgilendirmeyi kendimize bir görev edindik. Otomasyon konusuna yakın geçmişte ve bu bugünlerde standart ve ürüne özel otomasyon çözümlerinde talep ve ilginin sürekli artmakta olup; otomasyonlu makinaların dijital bir fabrikada çok önemli bir bileşen olmakla birlikte bizlerin gelecek stratejilerinin en önemli dayanak olduğunu gözlemliyoruz. İnanıyoruz ki gelecekte birçok makina otomasyon donanımıyla üretilecek ya da bunun ön hazırlığı standart olacaktır. Bu yıl içerisinde İstanbul’daki Teknoloji Merkezimizde gerçekleştirdiğimiz iki otomasyon seminerinin ziyaretçi sayısındaki artış, müşterilerimizin ilgisi bizi bu konuda bir kez daha canlandırdı. En kaliteli makinayı üretmenin ve bunu satmanın yanında Türkiye’deki kalitemizi de bir numara yapmayı görev olarak kabul ediyoruz. Bunun en büyük ispatı ise 60’ya yakın kadromuzun 42’sinin servis bölümünde çalışmasıdır.” dedi.

2019’da DMG Mori neler yapacak?

Mr. Mori: 2018 iyi bir yıldı, müşterilerimize teslim etmeye devam ettiğimiz siparişlerimiz bulunuyor. 2019’un ise planlama aşamasındayız. Tüm dünyaya baktığımızda güçlü bir büyüme beklemiyoruz ama aynı düzeyde ilerliyor. Önümüzdeki yıl daha çok dijitalleşme ve otomasyona odaklanacağız. Tabii ki torna ve freze makinalarımız devam edecek. Ancak çok daha karmaşık parçaları tek bir seferde ve tek bir makinada üretir hale geleceğiz. Sadece amaca özgü makinaların olmasından ziyade bir makinadan birçok parçanın çıkabilmesi söz konusu olacak. Her 10 senede bir takım tezgahı sektöründe değişiklikler oluyor. Bu senede katmanlı üretim ön plana çıkıyor. Üretime geçildikten sonra toz yatağı, toz püskürtme gibi konuların ön plana çıktığını görüyoruz. Dört yıldır bunların kullanımı zaten vardı ancak bunların daha fazla kullanılmaya başladığını görüşüyoruz. Diğer taraftan da makinalarda yapılacak ölçümler ve tespitler için de oradan gelen verilerin çok daha fazla entegre bir biçimde kullanılacağı görülüyor.