Otomotiv sektörüne hizmet veren Kanca, İkinci kuşak bir aile şirketi olarak çalışmalarını sürdürüyor. Firmanın üretiminin yüzde 90’nı otomotiv, yüzde 10’nu ise el aletleri oluşturuyor.

TÜRKİYE’DE PAZAR LİDERİ

Yılda 14 milyon adet ve tonaj olarak 30 bin ton üretim yapıldığını söyleyen Alper Kanca, üretim tesislerinde 300 değişik otomotiv parçası üretildiğini açıkladı. Üretilen parçaların emniyet parçaları cinsinden olduğunu belirten Kanca, “Bu parçalar, yüksek nitelikli olması ve bir aracın kullanımında hiç hata yapılmaması gereken  parçalar. Krank milleri, motor ve aktarma organlarındaki biyel kolları,  salıncak kolları, çelik piston kafaları, dizel sistemlere ait enjektör gövdeleri ile dizel ray parçalar, dişli parçaları,  tekerlekleri araca bağlayan ve dönmesini sağlayan porya ve akson parçalarını bu parçaların bazıları olarak sayabiliriz” dedi.

Kanca, Türkiye’de Tofaş, Renault, Ford ve Toyota, Avrupa’da ise Volkswagen, Audi, Porsche, Scania ve Bentley gibi otomotiv sanayinin önde gelen firmalarıyla çalıştıklarını dile getirdi.Ayıca Kanca,”Son  dönemde Türkiye ve Almanya demiryollarına da tren çeki kancaları başta olmak üzere hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu. Kanca, binek araçlarda oldukça fazla ürünleri olduğunu ve yüzde 70’lik pay ile sektörde Pazar lideri olduklarını da sözlerine ekledi. Toplam üretimde ihracaat payının yüzde 55 olduğunu kaydeden Kanca’nın Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca ile sundukları çözüm önerilerini, şirket yapılanmasını ve gelecek dönem hedeflerini konuştuk.

Firmanızın kuruluş hikayesinden kısaca bahseder misiniz?

Kanca 1960’lı yıllarda babam ve amcam tarafından İstanbul’da kuruldu. 46 metrekarelik minik bir atölyede çekiç ve marangozların kullandığı işkence gibi el aletleri üretimi ile işe başladılar. O yıllarda sanayi değil, tarım ve ziraat sektörü ağırlıkta olduğu için el aletleri imalatı yapılıyordu. Daha sonra atölye sayısı 5’e çıkınca, daha fazla büyümek için Güneşli’de 15 bin metrekarelik bir fabrika yapılarak burada üretime devam edildi. 1980’lere kadar el aletleri üretimine devam ettik. O yıllarda ülkemizde otomotiv sektörü gelişmeye başlayınca biz de yavaş yavaş otomotiv sektörüne yöneldik. Binek araç parçaları yapmaya başladık. Otomotiv sanayine parça yapmaya başladıkça sektör de bizi keşfetmeye başladı. 90’larda daha fazla otomotiv sektörüne yöneldik, yatırımlarımızı ona yönlendirdik

Peki, bu yıla ilişkin hedefleriniz nelerdir ve bugünlere gelmenizde etkili olan etken nedir?

Bu sene 2018 yılı sonuçlarına göre İSO 500 listesine girerek devler liginde yerimizi almayı bekliyoruz. Geçen sene gerçekleştirdiğimiz %15 büyüme sonrası geldiğimiz noktayı bu senede korumayı hedefliyoruz.  Yeni tezgah ve modernizasyon yatırımları planlandığı şekilde devam etmektedir. 
Firma olarak kendisini ve üretim teknolojisini yenileyen, modern, ihtiyaçlara cevap veren bir anlayışın içinde olduk. Uzun yıllar bir arada çalışmış tecrübeli, konusunu iyi bilen kadromuz da bu güne gelmemizde etkili oldu.

12 yıl önce Almanya'da faaliyete geçen depomuza ilave geçen sene faaliyete geçen ABD depomuzu daha da geliştirip, müşterilere kendi evlerinde hizmet sunarak, böylece pazarı daha fazla büyütmeyi hedefliyoruz.

Firmanızın 2018 yılı performansı ve iç piyasa hakkında bilgi verir misiniz?

2018 Yılı, 2020 ve sonrası yeni projelerin numune ve sipariş çalışmalarının yapılarak devreye alındığı bir yıl olarak geçti. Bunlardan en önemlisi Renault Bursa Fabrikasında üretilecek hibrit motora ait parçaların yerlileştirilme çalışması oldu. Diğer taraftan uluslararası yılın kamyonu seçilen Ford F-Max kamyonun motor ve vites kutusunda 15 den fazla ürünümüz ile bu gururun bir parçası olduk.

Ayrıca Alüminyum, Titanyum ve paslanmaz çelik dövme konusunda ülkemizin dışa bağımlılığını ortadan kaldırmak için çalışmalarımız devam etmektedir. 2018 Mayıs ayındaki devalüasyon sonrası iç piyasadaki daralma %10 ila %20 arasında düşüşlere neden olmuştur. Hâlihazırda pazarda yeterli canlanma yaşanmadığından düşük tempo devam etmektedir. 


İhracat tarafınızdan bahsedecek olursak, 2018 yılı itibarıyla satışlarınızın yüzde kaçını ihracattan karşıladınız? 

Direk ihracatımız %50-55 olmakla birlikte dolaylı olarak %75 lere ulaşmaktadır. Yaklaşık 40 yıl önce başlayan ihracat faaliyetlerimiz, Ağırlıklı kıta Avrupa olmak üzere bugün 50 den fazla ülkeyi kapsamaktadır. Son dönemde Amerika’yı hedef Pazar olarak seçtik ve bu doğrultuda pazarlama ve satış faaliyetlerini yönetiyoruz. 

İhracatımız özellikle motor ve vites kutusu parçaları, şasi parçaları ile demiryolları parçalarından oluşmaktadır.

Ar-Ge faaliyetleriniz ne durumda,bu yılki bütçenizin yüzde kaçlık kısmını Ar-Ge harcamalarına ayırdınız? 

Her yıl ciromuzun yaklaşık %2,5 civarını Ar-Ge faaliyetlerine harcıyoruz. Ar-Ge stratejilerimiz arasında, öncelikli olarak Türkiye’de üretilmeyen ithal ürünleri üretmek, müşterimizin taleplerine yenilikçi ve rekabetçi çözümler sunabilmek var. Araç hafifletme amaçlı, yüksek mukavemetli çelik, alüminyum ve magnezyum alaşımları dövme teknolojilerinin geliştirilmesi üzerine çalışmalarımız var. Sadece otomotiv değil havacılık alanında da titanyum alaşımlı malzemeleri dövebiliyoruz. Havacılık sanayiinden ilk siparişlerimizi almaya başladık.

Faaliyet alanınız itibarıyla temel sorunlarınız ve bu sorunlarının çözümü noktasında hangi önlemler alınmalı sizce? 

Otomotiv Sektöründe diğerlerinde olduğu gibi  kısa, orta  ve uzun vadeli sorunlar mevcut .Kısa vade içinde döviz kurundaki beklenmeyen hareketlerin azaltılması , fiyat değişkenliği hızının azalması gibi  maliyetlerimizi ve karlılığımızı etkileyen unsurlar var .  Türkiye içinde araç satış adetlerinin çok düşmüş olması da, sektörü olumsuz etkileyen bir kısa vadede düzeltilmesi gereken bir durum. İç pazarın iyileşmesi için bir çok şeye ihtiyaç var, bunlardan biri de faiz oranlarının düşmesi ve kullanıcıların daha uygun şekilde kredilere ulaşımının sağlanması.