35 yıllık sektör deneyimi ve bilgi birikimi ile farklı sektörlerden çok sayıda firmanın paletleme, paketleme ve ambalaj sistemleri ihtiyacını karşılayan Keramik Makina, müşterilerine tek elden anahtar teslim çözümler sunuyor.

“Bir araya getirme sanatı” mottosuyla yola çıkan firma, müşterilerinin ihtiyaçlarını en optimum şekilde, en doğru çözüm olarak sağlıklı bir şekilde bir araya getirerek karşılıyor. Ar-Ge merkeziyle birlikte bu kapsamdaki faaliyetlerini tek bir çatı altında toplayan ve çalışmalarını hızlandıran firma, yıllık cirosunun yüzde 5’ini Ar-Ge faaliyetlerine ayırıyor.  

Keramik Makina Genel Müdürü Cem Büyükçıngıl son dönemde Ar-Ge merkezlerinde geliştirdikleri ve üretimini yaptıkları Stretch Hood yapabilen makinanın, yurt içinin yanı sıra yurt dışında da büyük talep gördüğünü belirtiyor.

Keramik Makina markasını konumlandırma hususunda bir araya getirme sanatı olarak tanımlıyor işini. Bir araya getirme sanatını sizden dinleyebilir miyiz?

Keramik Makina olarak biz anahtar teslimi paletleme, paketleme çözümleri sunuyoruz. Bu çözümleri oluştururken de birçok fonksiyonu ve ekipmanı bir araya getiriyoruz. Bu aynı zamanda endüstri olarak da mesleki olarak da kendi bünyemizdeki otomasyon mühendisinin, mekatronik mühendisinin, makina mühendisinin ya da teknik ressam gibi birçok farklı branşta olan arkadaşlarında bu projelerde bir araya gelerek çözümleri bulmasıyla oluşuyor. Bir araya getirme sanatını ki aslında yurt dışındaki verdiği imajın da çok olumlu geri bildirimleri oluyor. Dolayısıyla sizin çözümünüz için gereken ne varsa biz bütün bunları en optimum şekilde, en doğru çözüm olarak sağlıklı bir şekilde bir araya getirerek, tek elden bütün ambalajlama, paletleme, etiketleme, barkodlama ihtiyaçlarınıza çözüm buluyoruz ve bunu anahtar teslim olarak yapıyoruz. 

Sektörel olarak baktığımızda Keramik Makina’nın hemen hemen her sektörde çözümleri var. Ama ağırlıklı olarak inşaat ve gıda sektörleri öne çıkıyor. Özellikle öne çıkan sektörler var mı, ya da her sektöre eşit çözümleriniz mi bulunuyor?

Evet, başlangıçta inşaat sektörü ağırlıklı ilerliyorduk. Özellikle paletleme konusunda daha fazla faaliyette bulunuyorduk. Bunun da sebebi inşaat sektörünün biraz daha ağır bir endüstri olmasından kaynaklanıyor. Yani ağır ürünler olmasından dolayı inşaatta ürettiğinizin ürünün paletlenmesi ve paketlenmesi için insan gücünü çok daha fazla kullanmak zorunda kalıyorsunuz. İş güvenliği, işçi sağlığı veya verimlilik açısından çok daha fazla problemle ve zorlukla karşılaşıyorsunuz. İlk iş olarak inşaat sektörü ile başladık, yapı blokları ve kiremit endüstrisinde yaptığımız projeleri, alçı, çimento, yapı kimyasalları, zemin döşeme ve izolasyon sektörleri takip etti. Firma olarak özellikle son 10 yılda anahtar teslim hat sonu çözümlerine odaklanınca, sektör ve ürün ayrımı yapmamaya başladık. İçinde palet varsa paletin üstüne ürünlerin dizilmesi, kutulanması, barkodlanması ve paletin üzerine dizdiğiniz ürünün yük güvenliği dolayısıyla taşıma esnasında dağılmaması, dış etkenlerden zarar görmemesi için bir koruma ambalajı varsa, tüm bu ürünlere ve sektörlere hitap eden çözümler sunuyoruz. Dolayısıyla bugünkü koşullara baktığımızda, inşaat ve yapı malzemeleri sektörü daha önde olabilir fakat kimyadan cama, gıdadan ahşap ve otomotive birçok farklı sektöre anahtar teslim çözümler sunmaya devam ediyoruz. 

Pazarlama faaliyetlerinizde sektörel anlamda ayrıştırarak mı faaliyetlerinizi anlatıyorsunuz, yoksa genel olarak yaptığınız işi kendi cephenizden mi veriyorsunuz? 

Sektörel olarak ayrışmaya önem veriyoruz ki söylediğiniz çok doğru. Aslında bugün gerek yatırımcı gerek doğrudan alıcı olalım öncelikle referanslara bakıyoruz. Bizi diğer firmalardan ayıran en önemli özelliklerden biri de bu. Bir araya getirmeyi veya çözüm sunarken işin içine sanatı dahil ediyoruz ve büyük resme bakmayı tercih ediyoruz. Örneğin ahşap sektöründe a firmasına yaptığımız çözümün aynısını b firmasına götürüp de “Bu sizin ürününüzle birebir aynı çözümü içeriyor” demeyi çok tercih etmiyoruz. Çünkü her fabrikanın, her üretimin farklı dinamikleri mevcut. Aynı ürünü de üretse, üretim sahasındaki yerleşimi, şartları, ekibin işletme mantığı, operasyon mantığı vb. her şey farklı. Her işletmeye, her sektöre özel farklılıklar oluyor. Bizi farklı kılan en önemli özelliğimiz, her ne kadar standart ürettiğimiz ana makinalarımız olsa da ilk önce saha ziyaretinden başlarız. Müşterinin isteklerini alırız ve en uygun olan çözümü tasarlayıp yaptığımız benzer işlerle de destekleyerek, onların kafasındaki ürünü hayal etmelerini sağlarız. Çünkü insan ilk olarak gördüğüne, ardından da hayal ettiğine inanır. Kısacası sektörel ayrışmaya çok önem veriyoruz. Her sektörün dinamiğinin farklı olduğunu, aynı sektörde farklı ülkelerdeki dinamiklerin farklılığını bildiğimiz için de müşterimize kendi ürünüyle ve sektörüyle ilgili hiçbir üretim yapmamış olsak bile hattın veya çözümün birebir simülasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bütün bunları özellikle çevrim süreleri, kapasiteleri, performansları ve arka planda yaptığımız mühendislik hesaplarıyla destekliyoruz. Bu iş için doğru firma olduğumuzu, işi mühendisliğiyle bildiğimizi ve yapabildiğimizi ikna etmek adına bütün teknik detaylarıyla sunuyoruz. Akabinde uygulamalarımızı bir adım daha ileriye taşıyarak müşterinin ürünlerini tesislerimizdeki test merkezimizde muadil makinalarda teste tabi tutuyor ve müşterimizi de davet ederek demo uygulamalar yapıyoruz. Bu sayede müşterilerimizin hayal ettiklerini hayata geçirerek konforlu bir yatırım süreci yaşatıyoruz.  

Keramik Makina’nın rakiplerinden ayrışma noktasında farklı olarak ön plana çıkardığı konular nelerdir? 

Müşterimizin yapacağı yatırımın uzun vadede, kendilerinin ihtiyaçlarına cevap verecek bir yatırım olacağı en çok üzerinde durduğumuz nokta. Çünkü doğru yatırım bir kere yapılır. Gelişen teknolojiye göre müşterinin ürün çeşitliliğinin artması, trendlerin artması oranında yapmış olduğu yatırımının veya sunduğumuz çözümün uzun vadede kendilerinin gelecek ihtiyaçlarına cevap verebilmesi noktasında çok hassas davranıyoruz. Öncelikle müşterinin ne istediğini çok iyi anlamamız gerekiyor. Müşterinin ne istediğini anladıktan sonra 35 yıllık gerek yurt içindeki gerekse yurt dışındaki tecrübe ve gözlemlerimizle hayallerini daha da çeşitlendirerek, genişleterek devam ediyoruz. Şu an belki yapmadıklarını ileride yapmayı düşünmelerini, geribildirimler alıp onların da aslında resme biraz daha farklı açıdan bakmasını sağlayıp, hayallerini daha da çeşitlendirmesine olanak vererek bütün bunları kapsayabilecek bir çözüm oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun dışında bizim en önemli özelliklerimizden biri de doğru çözümü, minimum alanda ve optimum maliyetle çözme konusunda süreklilik ve performansı ön plana çıkartarak tasarlamak ve sunmak. Yani neticede bir paletleme sistemi dediğinizde, ürünün a noktasından b noktasına taşımak gibi gözüken bir operasyonun arka planında aslıda sizin operasyon esnasında harcadığınız ve harcayacağınız enerji, esneklik, hız ama en önemlisi de sağlıklı ve sürekli bir şekilde performansının en üst seviyede olmasını sağlayabilmek önem taşıyor. Örneğin 5 paleti düzgün istifleyip 6. palette bir sorun olmaması, 17 katı düzgün istifleyip 18. katta istifin bozulmaması veya haftada ya da ayda bir ayar yapılmasına gerek kalmadan işin en mükemmel şekilde sürekliliğini sağlayacak biçimde tasarlanıp imal edilmesi son derece mühim.

Sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini konuşalım dilerseniz. Robot entegre etmek çok önemli bir süreç, entegratörlerin sorumluluğu büyük. Firmalar hızlı kuruluyor ama entegratörlükte çok ciddi bir mühendislik bilgisi, ekip ve güç gerektiriyor. Gözlemleriniz doğrultusunda bu kapsamda öne çıkan sorunlar nelerdir? 

Bu bence iki ayaklı bir konu. Birincisi, robot üretici firmaların doğal olarak bir satış hedefi var. Bu satış hedefi baskısıyla hedefi tutturabilmek veya daha fazla satabilmek adına bazen daha az seçici hareket edebiliyorlar ya da robotlarını sattığı kişinin aslında robota can verecek, hayat verecek kişiler olduğunu ve doğru kişiler değilse de hayat verilecek olan robotun aslında sanayiciye zarar vereceğini belki düşünemeyebiliyorlar. İşin ikinci ayağı da, yatırım yapacak olan müşteri kısmı. Müşterilerimizin veya yatırımı yapacak kişilerin konuya sadece bir yerden diğer yere robotun taşıması gibi bakmamalarını sağlamak. Çünkü neticede robot entegratörü eğer kurguyu doğru yapamazsa, eğer bütün prosesi doğru çözümleyip tanımlayamazsa, prosese uygun doğru ekipmanları, doğru yazılım mantığıyla yazılımın içindeki yorumlarıyla eksiksiz bir şekilde yapamazsa ne performans ne de verimlilik sağlanabilir. Ya da bir arıza olduğunda bunu bulma imkanına sahip dokümantasyon sahibi olacaksınız. Çok önemli bir diğer konu da dokümantasyon. Entegratörlük haricinde dokümantasyon konusu da sektörde henüz istediğimiz seviyeye ulaşmış değil. Dokümantasyon, yaptığımız makinalarla ilgili en önemli kısımlar arasında bulunuyor. Entegratörlük konusunda, robot firmaları robotu sattıkları kişilere çeşitli eğitimler veriyor. Bunlarda uzun, zor eğitimler veya meşakkatli süreçler değil. Ancak entegratörün bünyesinde tecrübeli bir ekibi yoksa, yeterli altyapıya sahip değilse sadece hesaba dayanmayan eldeki bir taslakla bu işi yaparsa satış sonrası destek konusunda sağlıklı destek veremeyecektir. Çünkü işin başında tasarlarken bir mühendislik hesabı yapmadı. Müşteri neden robot yatırımı yapar? Kapasitesini yükseltmek, hızını artırmak, duruş zamanını insan bağımlı olmadan ortadan kaldırmak için yatırım yapar. Bu da sistem 7/24 çalışabilecek performansta olması gerekiyor demek. Sizin dokümantasyonunuz tam değilse, el skeciyle yapılmış bir prosesse, e-plan dediğimiz elektrik projesi pano ile uyumlu değilse, programın içerisinde commentler ve yorumlar yoksa programı yazan kişi bile üç ay sonra geldiğinde neyi nasıl yaptığını, o kodu hangi fonksiyona bağladığını hatırlamayacağı için kendisi bile destek veremeyecektir.

Geçen günlerde endüstri firmalarında çok az görülen bir süreç yaşandı. Yaskawa Europe GMBH Genel Müdür Yardımcısı Katsumi Masumoto firmanızı ziyaret etti. Bu ziyaretin detaylarını rica edebilir miyiz?

Öncelikle şunu belirtmem gerekiyor. İşini iyi, düzgün yapan, kaliteli ekipman üreten, çözüm sunan ya da imalat yapan her firma bizim meslektaşımızdır. Rekabet kaliteyi getiriyor ve bu bizi geliştiren en büyük etken. Bu bağlamda biz 11 yıldır Fanuc’un entagratörlüğünü yapıyoruz, sadece onlarla çalışıyoruz. Yurt içi, yurt dışı özellikle Avrupa’da Almanya, İtalya, Fransa ve İspanya’da Fanuc robotlarıyla paletleme sistemleri devreye aldık. Gerek bizim Fanuc’a olan bağlılığımız gerekse Fanuc’un bize verdiği destek Japon felsefesiyle çok verimli bir şekilde büyümeye devam ediyor. Yaskawa’dan böyle bir ziyaret talebi geldiğinde biz olaya şöyle baktık. Neticede Türk firmasıyız ve yurt içinde ve dışında bir Türk firması olarak çok başarılı paletleme ve paketleme çözümleri sunduk. Yaskawa robot sektöründe globalde iyi bir pozisyonda bulunan, kaliteli ürünleri olan bir firma. Buradaki ana amaç, ülkemizdeki makina sektörünü, robot entagratörlüğünü ve çözümlerini kendisiyle paylaşmaktı. İki taraf açısından da keyifli ve güzel bir ziyaret oldu. Sektörün ortak sorunlarını konuştuk. Neticede bazı sorunlar globalde de yerelde de aynı. Entegratör sorunu, ürününüz ne kadar iyi olsa da entegratörün doğru çözümü sunamamasından dolayı yaşanan mağduriyet ve bu yaşanan mağduriyetin giderilmesine yönelik alınacak aksiyon, marka imajınız ve ülkemizin her şeyden önce otomasyon, robotik konusunda hangi boyutta olduğu ve nerelere gideceğinin gösterilmesi açısından önemliydi. Sayın Masumoto, ziyaretinin ardından Türkiye’deki bir entegratörün bu seviyede, kalitede ve kapsamda çözümler sunduğunu görmekten çok etkilendiğini, Türkiye pazarıyla ilgili daha fazla fikre sahip olduğunu söyledi ve memnuniyetini iletti. Biz de ziyaretlerinden duyduğumuz memnuniyeti kendilerine ilettik ve teşekkürlerimizi sunduk. 

Ar-Ge merkezi kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreci anlatabilir misiniz?

Ar-Ge merkezimizi kurarken bizi motive eden iki konu oldu. Bunlardan ilki, 75 kişilik ekibimizle saha ziyaretinden tasarıma, imalattan elektriğe, otomasyondan devreye almaya ve satış sonrası hizmetlere bütün fonksiyonları kendi bünyemizde barındırmamızdı. Bundan yurt dışındaki müşterilerimiz ve bizi ziyaret edenler çok etkileniyor. İkinci motivasyon sebebimiz ise, standart olarak aldığınız tek bir makina da ya da komple bir sistemde olsa o hattın birebir tesisimizde sevk öncesi kurulumunu yapıyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun müşterimizin ürününü bize göndermesini şart koşuyoruz ve müşterinin kendi ürününü sözleşmede belirttiğimiz kapsamdaki hattı kurup tesisimizde paketliyoruz. Bunun neticesinde şartların uygunluğunu yerimizde birlikte kontrol ediyoruz ve “factory acceptance test” dediğimiz fabrika kabul testini yapıp, imzalayıp hattı söküp götürüyoruz. Ar-Ge konusunda ise, söz konusu çalışmalar esnasında yaptığımız bütün fabrikalardaki iyileştirmeleri, fabrikamızda gerçekleştirdiğimiz fabrika testinde birçoğunu tespit ettik. Kendi bünyemizde yaptığımız için Ar-Ge’nin gerekliliğini hissettik ve makinaların kapasite, esneklik, verimlilik ve kullanım kolaylığı noktasında geliştirilmesi için bize daha fazla fayda sağlayacağını düşündük. Eğer biz bunu bir Ar-ge merkezi olarak kurup Ar-Ge bakış açısını, kültürünü çalışanlarımıza yayabilirsek, o bilinci yerleştirebilirsek, ülkemize ve firmamıza daha fazla katkı sağlayan katma değerli ürünler üretebiliriz dedik.

Ar-Ge Merkeziniz ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Bu çerçevede yaptığınız Ar-Ge faaliyetleriniz nelerdir?

Öncelikle altını çizmek isterim ki, Ar-Ge’ye önem verdiğimizin bir göstergesi olarak toplam yıllık ciromuzun yaklaşık yüzde 5’ini Ar-Ge yatırımlarına ayırıyoruz. Önem verdiğimizin bir başka göstergesi de Keramik Makina Ar-Ge Merkezi’mizde toplam 43 kişi görev alıyor. 75 kişilik kadromuzun 43’ü Ar-Ge merkezimizde çalışıyor. Biz beyaz yaka ağırlıklı, mühendis ağırlıklı bir firmayız. Çünkü işimiz mühendislik, işimiz çözüm ve hesap üstüne, teknoloji üstüne dayalı. Son dönemde Ar-Ge merkezimizin çalışması olan bir ürünümüz var. Yaklaşık 1,5-2 yıllık Ar-Ge çalışma sürecinin sonunda ortaya çıktı. Biz yoğun olarak Stretch Hood makinası üretimi yapıyoruz ve makinalarımız 130*120 cm ebadındaki paletler içindi. Maksimum yüksekliği ise 2,5 metreydi. Aynı zamanda Ar-Ge merkezimizin de ilk ürünü olarak yaklaşık 2 ay önce 130 cm eninde 270 cm uzunluğundaki bir palete veya ürüne 3 metre yüksekliğindeki bir istifi Stretch Hood yapabilen bir makina yaptık. Alçı levhaların, mdf sunta levhaların, taş yünü veya cam yünü levhaların tek makinada tamamıyla su geçirmez ve sıkı bir şekilde Stretch Hoodlamasını yapabilen, büyük XL makina dediğimiz makinayı geliştirdik. Şu anda bu ebattaki ürünleri Stretch Hood yapabilen makinayı üreten Almanya, İtalya ve Danimarka’dan sonra dünyadaki dördüncü firmayız. Bundan dolayı ülkemiz ve firmamız adına büyük gurur duyuyoruz. Ayrıca ihracatta çok fazla talep gören bir makina haline geldi. Bu uygulamaya ilaveten 120x200-130x240- 130x270 gibi büyük ölçülerdeki ağaç, alçı ya da taş yünü plaka istiflerine tüm tesislerde maliyet ve operasyon sorunu yaratan ahşap palet kullanımı yerine istifin altına otomatik olarak XPS, plastik veya ahşap materyalden üretilmiş takozlar aplike ederek ve üst köşelerini de yine karton ya da plastik köşebentleri otomatik koymak suretiyle çemberleyerek forkliftle almaya uygun hale getiriyoruz. Palet kullanımının ortadan kalkması ile operasyon ve üretim hızının artması, palet stoklama maliyetinin minimize edilmesi, daha fazla boş alan yaratılması ve daha güvenli sevkiyat yapmaya uygun bir istif stabilitesi sağlayarak müşterilerimize büyük bir inovasyon kazandırıyoruz. Aynı istifler bu uygulama sonrasında yeni jenerasyon XL stretch hood makinalarımızda ambalajlanarak yüzde 100 waterproof izolasyon seviyesinde, yüksek stabilitede sevkiyata hazır hale getiriliyor. İnovatif paletsiz paketleme çözümlerimiz özellikle ihracat yapan yerli sanayimizin ve global pazardaki müşterilerimizin oldukça ilgisini çekmektedir.