Bursa’da metal işleme sektöründe 1950 yılından bu yana faaliyet gösteren Baykal Makina; aynı zamanda ülkemizde makina sanayinin de öncüleri arasında yer alıyor. Takım tezgahlarının bir alt grubu olarak kabul edilen abkant pres, giyotin makas, plazma kesim, panch makinaları gibi ürünleri 70 bin metrekarelik alanda, dört adet üretim tesisinde imal ediyor.

Baykal imzalı bugüne kadar tahmini kaç makina üretilmiştir?

40 binin üzerinde olduğunu tahmin ediyorum. Baykal, Türkiye’nin en eski makina üreten firmasıdır.

Peki, teknolojide son dönemde neler değişti?

Endüstri 4.0 gibi konuları bir tarafa koyarsak Türk üreticiler ürünlerini bu değerlere göre hazırlayıp yurt dışına servis etmek zorunda kalıyor. Özellikle işçilik maliyetlerinin çok yüksek olduğu İskandinav ülkeleri, İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkelerde de; yeni jenerasyon artık imalat sanayinde çalışmak istemiyor. Almanya ve Japonya gibi bazı istisnai ülkeler de mevcut. Fakat aynı şey İskandinav ülkelerinde yok, Birleşik Devletler’de de yok. Bir abkant operatörü, bir yıl içerisinde 80 bin dolar kazanıyor. Bununla ben iki tane robot alırım. Sigortası yok, hastalık, tehlike vs birçok sorun yok... Yatırımcı oturduğu yerden nihai malını, minimum maliyetle hiç kimseyle uğraşmadan, istediği esneklikte imal etmeyi istiyor. Anlatmak istediğim; katma değeri yüksek projelere odaklanmak lazım.

“YURT DIŞINDAKİ HİÇBİR MAKİNA BAYKAL’DAN İYİ DEĞİL”

“Kalite anlamında bence onları geçtik ama iyi olmadığımız noktalarımız da var. Türkiye’de yapılamayacak mekanik dizayn yok. Kendi içinde olduğum niş pazarda hiç kimse bana Japon, Alman yahut bir İsveç makinasının herhangi bir Baykal makinadan daha iyi olduğunu iddia edemez.” Diyen Semih Erbek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Şahsi olarak 100 milyon dolar değerinden fazla makina satmış biri olarak bunu söylüyorum. Şu dünyada Türkiye kadar güzel bir ülke yok, üstelik ciddiyim ben 89 ülke gezmiş birisiyim. Benim müşteriye sorduğum şey şu: Herhangi bir sebepten dolayı Türkiye’yi tanımıyor olabilirsin. Ancak sana şunu söyleyebilirim. 100 bin avro değil, 60 bin avro vereceksin, altı ay beklemeyeceksin, benzeri komponentlerle yapılmış bir makina, üstelik daha hızlı ve daha hassas! Tamam yazılımda iyi olabilirler ama bu kapatılmayacak bir fark değil, çalışmakla alakalı. Biz bunu yapmadık, bu nedenle şimdi gidip yurt dışından satın alıyoruz. Ancak yapılamayacak bir şey değil. Bu yüzden birkaç senedir devam eden bir trend var, devam da etmeli! Artık mekanik imalat biraz hamallık işi gibi oldu. Yazılıma yönelinmesi gerekiyor. Bizim işlediğimiz 100 bin ton çelik kimsenin umurunda değil.”

“KATMA DEĞERİ YÜKSEK OLAN PROJELERE İMZA ATMALIYIZ”

“Eğer bizler '5 bin tane makina  yapacağız, tüm dünyaya satacağız...' derken batmamıza 10 yıl kalmıştır."diyen Erbek “Bizim müşterilere hat yapmamız ya da çok büyük makinalar üretmemiz lazım. Şu anda Baykal Makina’nın yaptığı makina Türkiye standartlarının çok yukarısındadır. Keşke daha az makina satsaydık ama cirolarımız misli fazla olsaydı… Bu düşünce içerisinde olmamız gerekiyor, katma değeri yüksek olan projelere imza atmalıyız.” dedi.

“OTOMASYONA AĞIRLIK VERİYORUZ”

Otomasyonun daha fazla içerisinde olduğu makinalar yapmaya başladıklarını ifade eden Baykal Makina Yönetim Kurulu Üyesi Semih Erbek “Makinaların büyüklüğü ya da küçüklüğüyle ilişkili olmadan otomasyona ağırlık veriyoruz. Makina çok büyük bir makina olabilir ya da çok kalın ya da dar parçalar kesiyor olabilir. Tüm şartlara rağmen bu tip hatlar yaptık. Örneğin Uzak Doğu’da deniz altı parçası üreten bir firmaya bu şekilde bir hat kurmaya çalışıyoruz.” dedi.