LED teknolojisinin bir yandan aydınlatma maliyetlerini büyük oranda düşürmeyi başarması, diğer yandan da yepyeni renklendirme ve ambians yaratma olanakları sunması talebinin hızla artmasına yol açtı. Talep artışı da haliyle rekabeti çetinleştirdi. Özellikle de kar marjının daha yüksek olduğu ticari aydınlatma segmenti rekabetin iyice kızıştığı alan haline geldi. Bu da haliyle beraberinde fiyat düşüşleri getirdi. 

Ancak LED sektöründeki fiyat düşüşleri başka pek çok yerde görüldüğü gibi yalnızca karları tıraşlamakla kalmadı, başka farklılaşmalar da yarattı. Bunlardan biri de düşük maliyetli üreticilerin pazara girmesi oldu. Bu üreticiler özellikle floresan lambaların trofer ve downlight olarak adlandırılan armatürlerini LED’lere entegre ederek rekabet oyununu değiştirdiler. Bu işten kısa vadede tüketiciler karlı çıkarken eski üreticiler büyük tehditlere maruz kaldılar. 

Bu durum eski büyük üreticilere çözümün inovasyonda olduğunu düşündürttü. Ancak inovasyonları maliyet düşürmek değil, değer arttırmak yönündeydi. Sonuçta ortaya “akıllı aydınlatma ürünleri” çıktı. Düşük maliyetli ürünler yalnızca açma-kapama ve karartma yapabilirken akıllı aydınlatma ürünleri programlanabilirlik, self diagnostic, sensör uyumluluğu, titreme engelleme ve bütünleşik kontrol yetenekleriyle üst segmenti ele geçirme potansiyeli yakaladılar. Şimdilik teknolojik karmaşıklıkları anlaşılmalarını ve anlatılmalarını zorlaştırdığı için pazara tam nüfuz edememiş olsalar da gelecek akıllı ürünlerin olacak. 

Uzun vadede fiyat tabanlı değil, değer tabanlı ürünler kazanır!