2025 yılını kuraklığın gölgesinde geçiren Türkiye elektrik sektöründe, Kasım ayı verileri yenilenebilir enerjide dengelerin nasıl yeniden kurulduğunu net biçimde ortaya koydu. Hidroelektrik santrallerinin üretimdeki payı düşerken, güneş enerjisindeki güçlü artış kayıpların büyük bölümünü telafi etti.
Kasım 2025’te hidroelektrik santrallerinin elektrik üretimindeki payı, geçen yılın aynı ayına kıyasla yaklaşık 3,5 puan gerileyerek %11,8 seviyesine düşerken, kuraklığın etkisiyle hidroelektrikten kaynaklanan üretim kaybı yaklaşık 1,03 TWh olarak hesaplandı.
GÜNEŞTEN GÜÇLÜ TELAFİ
Aynı dönemde güneş enerjisinden üretilen elektrik, geçen yılın Kasım ayına göre %55 artışla 0,8 TWh yükseldi. Bu artış sayesinde, hidroelektrik üretimindeki düşüşün %78’i güneş enerjisiyle telafi edilmiş oldu. Güneşin toplam elektrik üretimindeki payı ise 3 puanlık artışla %8,3’e ulaşarak tüm zamanların en yüksek Kasım ayı seviyesini gördü.
RÜZGAR DENGELİ SEYRETTİ
Rüzgar enerjisinin elektrik üretimindeki payı %11 olarak gerçekleşti. Bu oran, 2024 yılı Kasım ayındaki %10,7’lik seviyeye oldukça yakın bir görünüm sergiledi.
Kasım 2025’te elektrik tüketimi, geçen yılın aynı ayına göre %1 geriledi. Bu dönemde fosil yakıtların elektrik üretimindeki payı da 0,11 puanlık düşüşle %62,5 olarak kaydedildi. İthal kömürün payı 0,4 puan artarken, doğalgaz ve yerli kömürün payları ise yaklaşık 0,3’er puan azaldı.
YENİLENEBİLİR DENGELEYİCİ ROLÜNÜ GÜÇLENDİRİYOR
Kasım ayı verileri, özellikle kuraklık dönemlerinde güneş enerjisinin sistemde dengeleyici rolünün giderek güçlendiğini ortaya koyarken, yenilenebilir kaynak çeşitliliğinin enerji arz güvenliği açısından önemini bir kez daha gözler önüne serdi.



