Makina İmalatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Burç Angan, “Makine Zirvesi’nde, sektörü bir araya getirme gücünü, devletin çeşitli kademelerini yanımıza alma konumuna gelebilmiş durumdayız. Bu tablo tüm makinacılara bir umut ve bir ışık oluyor” dedi. 

Makina sektörünün, genel imalat sanayi içerisinden yüzde 15, ihracatın içerisinden yüzde 15 pay alıp kilogram fiyatını da 15 dolarlar seviyesine çıkartma hedefi hakkındaki yorumlarını sorduğumuz Burç Angan, “Türkiye‘de geçmişte ‘Discover Potential’ diye bir kampanya yapıldı. Gerçekten de girişimci ruhu açısından, çerçevenin dışında düşünme açısından, yapılmayanı yapma açısından çok ciddi bir potansiyele sahibiz.  Avrupalı ve Asyalı üreticilere bir alternatif olarak ortaya çıkma potansiyeli bölgemizde hatta dünyada en yüksek olan ülkelerden biri Türkiye. Altyapımız çok iyi, insan gücümüz tartışılır ama diğer ülkelere kıyasla parantez içinde söylemek gerekirse daha iyi bir noktada olduğumuzu söyleyebiliriz. Elbette geliştirmemiz gereken çok nokta var. Ara elemanda ciddi sıkıntılarımız var. Eğitim noktasında kendimizi çok geliştirmemiz lazım. İş yapabilecek nitelikli elemanlara, yenilik- inovasyon yapabilecek bireylere ihtiyacımız var. Bunun da elbette ki yolu nitelikli eğitim vermekten, insanları belli kalıplara sokmamaktan geçiyor. Bugün teknik liselerden çıkan çocuklarımızın pek çoğu hizmet sektörü gibi farklı alanlara yöneliyor. Herkes çok hızlı bir şekilde sonuca gitmek istiyor. Zorlu bir yola tahammülümüz yok. Bugün iyi bir usta ve iyi bir sanatkar mühendislerden iyi bir gelire sahip, bunu gençlerimize göstermemiz gerekiyor. Yüzde 15‘leri yakalayabilmemiz adına yine de çok ciddi potansiyel olduğunu düşünüyorum.  Hükümet tarafında bu yolda adımlarda atılmaya başlandı ve bunu da eğitim gibi konularla desteklememiz gerektiğine inanıyorum” dedi. 
Yurtdışına gitmeye gönüllü ve istekli olan gençlerin ülkede tutulması konusu hakkında da değerlendirmelere bulunan Angan, “Gençlerimize hakkettikleri, çalıştıkları ve çabaladıkları takdirde hakkaniyet temelinde bir noktaya gelebileceklerini gösterirsek, onları Türkiye’de tutarız. Hakkaniyet kalmadığını düşündükleri ve farklı yollarla insanların bir yerlere geldiklerine inandıkları vakit, yurtdışına yönelmeye başlıyorlar. Kariyerde hakkaniyete önem vermemiz gerekiyor.  Benim bir yakınım veya eşim-dostum olduğu için değil, o işi gerçekten hakkettiği için yani ben şahıs olarak o kişiyi sevmesem ve hoşlanmasam bile işini iyi yaptığı için o mevkide kalabileceğine inanması ve güvenmesi gerekiyor. 

Z- kuşaklarına yaklaşımın da önemine değinen Angan, “Staja gelen arkadaşlarımızı farklı kuşaklarla harmanlamaya çalışıyoruz. Bu kuşakların iş yapış şekli her geçen yıl önümüze daha farklı zorluklar getiriyor. Onların işe bakış açısını anlayarak ve en önemlisi onları törpülemeden bir şeyleri göstermemiz gerekiyor. Herkesi aynı kabın içerisine sokmaya çalışmaya çalışırsak farklı bir yere gidemeyiz. Çerçevenin dışında düşünmemiz gerekiyor. Harmanlama meselesi yani ne bir önceki kuşağın tecrübesinden vazgeçebiliriz, ne yeni gelen kuşağın taşıdığı inovasyon değerinden vazgeçebiliriz. Bunu en iyi şekilde harmanlamak işte bizler gibi yöneticilere ve ara idarecilere kalıyor” dedi. 

2030’a giderken yerli makina sektörü ile yerli yazılımcıların nasıl entegre edilmesi gerektiği noktasında açmazlar yaşandığını dile getiren Angan, “Yerli makina sektörümüzde, çok ciddi ölçekte firmalarımız var ama işin geneline baktığımızda KOBİ niteliğinde firmalar görüyoruz. Dolayısıyla belli bir ölçeğin altındaki firmaların bünyelerine bir yazılımcı katıp yazılım geliştirmesi maliyet olarak çok zor.  Bu noktada da açıkçası bir devlet politikası bir devlet stratejisi belirlenmeli” dedi.