“Temiz Enerjinin Başkenti” olarak rüzgar enerjisi endüstrisinde dünyanın en kapsamlı kümelenme örnekleri arasında yer alan İzmir’de son bir yılda dört türbin kanadı fabrikasının üçünde üretim durmak zorunda kaldı.
Bu durum başta YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması) yarışmalarında yüzde 65’lik yerlilik şartıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile sözleşme imzalayan yatırımcılar açısından büyük sorun oluşturuyor. Bugün itibarıyla Türkiye’deki ilk türbin kanadı üreticisi olan ve Ege Serbest Bölgesi’nde üretimini sürdüren Aero Rüzgar Endüstrisi A.Ş üretimine devam edebiliyor.
İZMİR KÜMELENMESİ ZORDA
Rüzgar enerjisi sektöründe yaşanan son durumu değerlendiren Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, İzmir’in Türkiye’deki dört rüzgar türbin kanadı fabrikasının tamamına, 7 kule fabrikasının 4’üne ve sektöre farklı ölçeklerde üretim yapan yüzlerce firmaya ev sahipliği yaptığını, 25 yıla yaklaşan bir üretim altyapısı olduğunu anımsattı.
Bergama Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan ve geçen yıl Mart ayında kapanan LM Wind Power şirketinin ardından Çiğli - Sasalı ve İzmir Serbest Bölgesi’nde iki fabrikası bulunan TPI Composites firmasının da Mayıs ayı itibarıyla üretimini durdurduğunu vurgulayan Kalaycı, “Başta derneğimiz olmak üzere yenilenebilir enerji sektörüne odaklanan pek çok sivil toplum örgütü bu konuda uyarılarda bulundu. Türkiye başta üretim maliyetleri olmak üzere pek çok başlıkta rekabetçi olmaktan uzaklaşıyor. Son yıllarda maliyetler açısından Polonya, Portekiz gibi Avrupa Birliği ülkelerinin bile gerisine düşmüştük. Kanat üretimi sayesinde İzmir ili başta olmak üzere, ülkemizde çok ciddi bir tedarikçi zinciri de oluşmuştu. Bu firmalar da ciddi zor günler geçiriyor. Umarım en kısa sürede eski üretim hacimlerine geri dönebiliriz.” dedi.
Türkiye’nin 2035 yılında güneş ve rüzgar enerjisi toplamında 120 bin MW kurulu güç hedefi belirlediğini sözlerine ekleyen Kalaycı, bu hedef kapsamında her yıl en az 3 bin MW seviyesinde rüzgar enerjisi kurulu gücünün devreye alınması gerektiğini kaydetti.
HER YIL 3 BİN MW RES KURULU GÜCÜ
“Bugün itibarıyla 13 bin 700 MW seviyesinde olan rüzgar enerjisi kurulu gücümüzün 2035 yılında 43 bin MW olması ulusal hedef olarak tüm dünyaya ilan edilmişti.” diyen Kalaycı şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu hedefin içerisinde 5 bin MW seviyesinde denizüstü (offshore) rüzgar santralleri de olacak. Bugün ulaşılan mevcut kurulu güç düşüldüğünde, her yıl yaklaşık 3 bin MW kurulu gücü devreye alması gereken Türk rüzgar enerjisi sektöründe, türbin kanatlarının yerli üretimle karşılanması kritik önem taşıyor. Ancak bu üretimi yapacak dört fabrikanın üçü an itibarıyla üretim yapmıyor.
Oysa baş döndürücü hızla gelişen teknoloji, santrallerin kurulu güç kapasitelerini ve dolayısıyla kanat uzunluklarının artmasını gerekli kılarken, ihtiyaç duyulan kanatların uzunlukları 85 metrenin üzerine çıkıyor. Bugün Türkiye’nin sıfır noktasında bulunduğu denizüstü santrallerde ise kanat uzunlukları 120 metreyi buluyor.”