Kuşkusuz başarı bir ekip işi. Martin ürünlerinin dünyaca kabul görmüş kalitesi, mesleklerine aşık global ölçekte hizmet veren mühendis kadrosu ve yaş ortalaması bir futbol takımını bile kıskandıracak ölçüde genç olan Türkiye ekibi... Hepsi de toplam başarının kuşkusuz birer parçası.

***

İlker Tan’ı bu yazıya konu etme gerekçeme gelince... Türkiye’de daha çok İlker Tan var, onlara `doğru bildiklerini yapabilecekleri alanlar` açabilsek başarı neredeyse kaçınılmaz olacak.
Ben doğru insana yatırım yapmanın hayati bir unsur olduğuna inanıyorum. Yeter ki kaliteli yatırımcıyla, kaliteli profesyoneller bir araya gelebilsin. Bunun önündeki en büyük engel toplum olarak biraz fazla `garantici oluşumuz` sanıyorum. Yani, çalışanlar olarak hemen yüksek maaşı hedefliyor, işverenler olarak da başarıyı çok kısa sürede bekliyoruz.
Bunun ortasını her nedense çok uluslu şirketler daha kolay bulabiliyor. İşte bu başarıya iyi bir örnektir Martin Engineering ve İlker Tan.
Hırsı, prensipli çalışması ve organizasyon başarısıyla gelecekte bu genç arkadaşın adını iş dünyasında daha sık duyacağımızı düşünüyorum. Yolun açık olsun İlker Tan.

-----

İnşaat sektörü olmasa TV’lerin hali ne olurdu?
Şirketimiz Alternatif Yayın Grubu yılda 2 kez TV’de reklam kampanyası yapar. Buradaki amacımız okuyucu kitlemizi sürekli artırmak. Biz, endüstride faaliyet gösteren neredeyse tüm firmaları tanırız... Ama günümüz iletişiminde firma tanımak yetmiyor, önemli olan `yaptığınız işle ilgilenen şahısları tanımak`.
Bu amaçla da şu an TV’de hem ST Dergileri için ücretsiz abonelik reklamları hem de Türkiye Makina ve Aksam İmalatçıları Kataloğu; Makinabul`u kullanacak kişilere ulaşmak için 2 ayrı reklamımız yayınlanıyor.
TV reklamlarını incelemek her zaman işimizin bir parçası ama bu aralar herhalde daha dikkatli izliyoruz. Görüyoruz ki (neredeyse) her 2 reklamdan 1’i konut reklamı. Neden böyle? -``Rakibim var, ben de olmalıyım`` diye mi?
Ne diyelim, iyi ki varsınız. Bu bakış açınız olmasa TV’ler ne yapardı?