Bugüne kadar 6,8 milyar dolarlık proje hacmine sahip bin 200'den fazla yeşil bina projesini tamamlayan Turner, ABD’nin saygın inşaat dergisi Engineering News-Record (ENR) tarafından en büyük çevreci müteahhit olarak gösterildi. ENR listesinde 15 yıldır üst üste aynı başarıyı yakalayarak kırılması zor bir rekora imza atan Turner'ın Türkiye Sürdürebilirlik Mühendisi Raif Gürkan ile yeşil binalar ve sürdürülebilirlik mükemmelliği için çıtayı belirleyen sektöre örnek yaklaşım ve çalışmaları üzerine konuştuk.

YAPILARIN ANALİZİ VE GÜÇLENDİRİLMESİNDE AKILLI METODOLOJİLER DÖNEMİ BAŞLIYOR YAPILARIN ANALİZİ VE GÜÇLENDİRİLMESİNDE AKILLI METODOLOJİLER DÖNEMİ BAŞLIYOR

Şirketinizin sürdürülebilirlik politikasından ve bugüne kadar bu konuda neler yaptığından bahseder misiniz?
15 yıl önce Turner, “Yeşil İnşaatçı” olma konusunda resmi bir taahhütte bulundu. Turner olarak, şu ana kadar 6,8 milyar dolarlık proje hacmine sahip bin 200'den fazla yeşil bina projesini tamamladık, üç buçuk milyon tondan fazla inşaat atığını çöp sahalarından yönlendirdik, çalışanlarımızı yeşil bina uygulamaları konusunda eğittik, çalışma ortamlarımızı iyileştirdik, inşaat ve kurumsal programlarımız aracılığıyla çevresel etkimizi azalttık. ABD'deki inşaat dergisi ENR (Engineering News-Record) bizi son 15 yıldır ABD'de 1 Numaralı Yeşil Müteahhit olarak tanıdı. Ancak bu çabalar tek başına yeterli değildir. Aşırı hava olayları, iklim değişikliği, bunların insanlar ve yapılı çevre üzerindeki etkileri, bizi yeni ve gelişmiş yollarla liderlik etmeye çağırıyor.
Turner, sürdürülebilirlik anayasası olarak da nitelendirebileceği 8 maddeli bir sürdürülebilirlik politikasına sahiptir. İşte o maddeler:
•    Çalışanların Eğitilmesi
•    İnşaat Atıklarını Azaltılması ve Geri Dönüştürülmesi
•    Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması
•    Turner Ofisleri için LEED Sertifikası Alınması 
•    Yeşil Saha Ofisleri ve Faaliyetleri
•    Çevresel Performansı Beyanı
•    Yeşil Bina Bilgilerinin Araştırılması ve paylaşılması
•    İş güvenliği kültürünün teşvik edilmesi

Şirketinizin sürdürülebilirlik vizyonu hakkında bilgi verir misiniz?
Yaşadığımız evlerimiz, okullarımız ve işyerlerimiz günlük hayatımızın vazgeçilmez parçalarıdır. İnşa ettiğimiz binalar, insanların öğrenmesi, büyümesi, oynaması ve gelişmesi için güvenli ortamlar sağlar. Verimli işletilen, karbon emisyonlarını en aza indiren ve bina sakinlerinin sağlığı, zindeliği düşünülerek tasarlanan yeşil binaların daha iyi bir yaşam biçimi sağlayabileceğine inanıyoruz.
Bugün müşterilerimize sunduğumuz hizmetler ve operasyonlarımızda gösterdiğimiz liderlik ile sürdürülebilirlik mükemmelliği için çıtayı belirlemeye devam ediyoruz. Sürdürülebilirlik vizyonumuz, çalışanlarımız, müşterilerimiz ve çevre için sağlıklı, refah ve sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için teknik uzmanlığımızı kullanmaya çağırıyor. Şimdi bu bağlamda 3 tane madde bizim sürdürülebilirlik vizyonumuzun temel taşıdır diyebiliriz: 
1) Çevresel Verimlik: Biz Turner olarak geri dönüşümü mümkün olmayan doğal kaynaklarımızın kullanımı ve korunmasından sorumlu olacağız. Sera gazı emisyonlarını ve su tüketimini inşaat operasyonlarında 2030'a kadar 2020 yılına göre yüzde 50 oranında azaltmayı taahhüt ediyoruz.
2) Değişime Ayak Uydurma (Resiliency): Bir sistemin, ister birey, ister orman, şehir veya ekonomi olsun, değişimle başa çıkma ve gelişmeye devam etme kapasitesidir. İnsanların ve doğanın, yenilenmeyi ve yenilikçi düşünceyi teşvik etmek için finansal kriz veya iklim değişikliği gibi şokları ve rahatsızlıkları nasıl kullanabileceği ile ilgilidir.
Turner Resiliency vizyonu:
İnşaat süreci boyunca iş güvenliği ve kişisel sağlığı geliştireceğiz ve koruyacağız. Uzun vadede konfor sağlamak, yaşanabilirlik, binaların ve toplumların sürdürülebilirliği için bu alanda teknik uzmanlığımızı daha da geliştireceğiz.  
3) Yeşil Bina Uzmanlığı: Çalışanlarımız yenilikçi yeşil bina teknolojileri ve süreçleri konusunda öğrenmeye, bilgi birikimlerini, deneyimlerini arttırmaya devam edecektir. Bu sayede projelerimizde belirlenen çevresel hedeflere ulaşmayı planlıyoruz.

Yeşil bina deyince ne anlamamız gerekiyor?
'Yeşil' bir bina, tasarımında, yapımında veya işletme sürecinde (test ve devreye alma), olumsuz etkileri azaltan veya ortadan kaldıran aynı zamanda iklimimiz ve doğal çevremiz üzerinde olumlu etkiler yaratabilen bir binadır. Yeşil binalar değerli doğal kaynakları korur ve yaşam kalitemizi artırır. Yeşil binaların çevresel ve ekonomik etkileri olmakla birlikte insan sağlığı üzerinde de etkileri bulunmaktadır. Bir binayı 'yeşil' hale getirebilecek bir dizi faktörler var. 
Bu faktörler şunlardır:  
•    Enerji, su ve diğer kaynakların verimli kullanımı
•    Değişen çevreye uyum sağlayan bir tasarım
•    Güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kullanımı
•    Kirlilik, atık azaltma önlemleri ve yeniden kullanım ile geri dönüşümün sağlanması
•    İyi iç ortam hava kalitesi
•    Toksik olmayan, etik ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımı
•    Tasarım, inşaat ve işletimde çevrenin dikkate alınması
Yeşil binaların tasarımı, inşa edilmesi ve işletmesi, bina sakinlerinin yaşam kalitesinin dikkate alınması gibi bir sürü faktörü barındırmaktadır. Herhangi bir bina; bu bir ev, bir ofis, bir okul veya bir hastane olabilir, yukarıda listelenen özellikleri içermesi koşulunu yerine getirirse yeşil bir bina özelliği taşıyabilir. Burada önemli olan bu binaların ulusal veya uluslararası standartlara göre yapılmasıdır. (LEED, BREAM ülkemizde YeS-TR) Bu binaların standartlara uygun yapılması için de belirli bir dizi puan sistemine uygunluğunun kademeli olarak raporlanması ve ilgili kurum tarafından uygunluk verilmesi gerekmektedir.

Şirketinizin karbon hedefi konusunda neler söylemek istersiniz?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; bilim insanları sanayi öncesi dönemdeki seviyelere göre küresel ortalama sıcaklığın 1.5 santigrat dereceden daha fazla artmasının Dünya’daki yerleşim için felaket olacağı konusunda uyarmaktadır. Bu artış iklim değişikliğine neden olmanın yanı sıra, belirli sera gazları, duman ve hava kirliliğinden kaynaklanan solunum yolu hastalıkları gibi sayısız insan sağlığı problemlerine yol açacaktır. Özellikle inşaat sektöründe binaların işletilmesi ve inşaat aşamasında kullanılan malzemeler, imalat süreçleri her yıl küresel CO2 emisyonlarının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturmaktadır. Bir inşaat şirketi olarak Turner, inşaat sürecinin israfları kontrol edebileceği yönleri üzerinde daha derin bir bakışla doğrudan ve ölçülebilir bir etki yaratma fırsatına sahiptir. 
Şirketimizin karbon hedefi noktasına gelecek olursak şunu söylemek gerekiyor: 22 Nisan 2019'da Turner, inşaat faaliyetlerinden kaynaklanan su tüketimini ve sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 2020 yılına göre yüzde 50 azaltma taahhüdünü duyurdu. Bu taahhüdü uygulamak için 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren tüm yeni projelerin yakıt, elektrik ve su kullanımı takibi açısından proje gelirine ve geçici kullanım koşullarına göre değerlendirilmeye başlandı. Hedefin açıklanmasından 2020'nin sonuna kadar, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'daki bölgelerdeki 50'den fazla pilot proje, azaltma stratejine katkı sunmuş oldu. Dileriz ülkemizde de yükleniciler, bu azaltma stratejilerini yakın zamanda hayata geçirmeye başlarlar. Çünkü hepimiz biliyoruz ki enerji verimliliği, su verimliliği, atık verimliliği inşaat sektöründeki en önemli sorunların başında geliyor.