Öncelikle Türkiye’de asansör pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?     

Asansörler, fiziki olarak binalarla, dolayısıyla inşaat piyasasının dinamikleriyle doğrudan irtibatlıdır. İnşaat sektöründe bir arz fazlasının yarattığı dengesizlik dönemi yaşanıyor. Tüm yapı tamamlayıcı donanımı ve malzemeleri gibi asansörler de doğal akışın ötesinde bir satış dönemi yaşadı.  Bu darboğazdan geçerken ortaya çıkan pandemi, her alanda olduğu gibi asansör endüstrini de zorlamaktadır. Asansör sektörü genel itibarıyla aksam üretimi, asansör tasarımı ve montajı ile asansör bakım ve onarımı gibi üç ana kolda faaliyet göstermektedir. T.C. Sanayi ve Teknoji Bakanlığı verilerine göre 3000’e yakın montaj, bakım ve aksam üreten firma faaliyet göstermekte, idari personelle birlikte 30.000 civarında istihdam yaratmaktadır. Bununla birlikte Türkiye’de bugün faaliyette olan 600.000’e yakın asansör olduğu ve her yıl sayısı 40.000 civarında yeni asansörün tesis edildiği bilinmektedir. 
Türk asansör sektörünün faaliyet alanı dikkate alındığında, üretilen binaya göre yıllık montaj sayısı, belgelendirme hizmetleri, periyodik kontrol hizmetleri, aksam üretimi, bakım ve servis hizmetleri genelinde yaklaşık 1,5 milyar $ seviyelerinde bir ciroya sahip olduğu düşünülmektedir. Asansörlerin yenileme ve bakım pazarı her zaman dinamik olmuştur, emniyet kültürünün gelişimine paralel olarak gelecekte de yükselerek var olacaktır.

AYSAD’ın gündeminde neler var, neye odaklanıyor?

Bilindiği üzere pandemi döneminde, her sektör gibi biz de dijital ortamda faaliyetler ve toplantılar yaptık. Tabii, bu etkinlikler normal tempomuzun çok altında kaldı, sosyal ve ekonomik olarak bir tatminsizlik var. İlk hedefimiz, 2021 yılı Mart ayında yapılacak Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı. Bu kez fuarımızı pandeminin bitiş müjdecisi olarak, sıradışı bir hevesle bekliyoruz. Yapamadığımız genel kurulumuzu Aralık ayında yapmayı diliyoruz. Yine ertelenen İzmir Asansör Sempozyumu ve Uluslararası Elevcon Asansör Kongresini de yapacağız.

Hem yurt içi hem de yurt dışı pazarında sektör oyuncularının başarısını arttırmak adına neye odaklanmalı sizce?

Asansörler, hem orta yüksek teknoloji seviyesinde bir endüstriyel üründür; hem de nihai ürün haline geldiği yer bir makine üretim tesisi değil, şantiye ortamıdır. Bu iki özel durumu, bir arada başarıyla yürütmek, yüksek kalifikasyona sahip insan kaynağı, mekatronik bilgi birikimi ve yönetim sistemi kurulumu gerektirir. Asansörün piyasaya arzından sonra, bakımı onarım ve modernizasyon işlerini yürütmek de asansör firmalarının faaliyet alanıdır. Burada yüksek organizasyon yeteneği ve dijital yönetim teknolojileri kullanmak kaçınılmazdır. İşte, yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda başarıyı arttırmak için tüm bu rekabet bileşenlerine odaklanmak gerekir. Asansör firması olmak, sermayesiz kolay bir iş gibi görünse ve sektöre giriş-çıkış çok yoğun olsa da; bu beceriler olmadan başarı kazanmak mümkün olmayan son derece zorlu bir iş alanıdır.