Ar-Ge çalışmalarıyla birçok önemli çalışmaya imza atan Aluform Pekintaş, Türkiye’de ilk defa 180 dakika yangına dayanan taş yünü dolgulu sandviç panelini üreten marka. Teknolojiye yaptığı yatırımlarla bu başarısını her geçen arttıran firmanın çalışmalarını, CEO Özhan Olcay ile konuştuk. 

Aluform her geçen gün yeni çalışmalara imza atıyor. Şu an geldiğiniz nokta nedir? 

Aluform olarak hedefimiz müşterilerimizin zor projelerine çözüm sunmak. Ne zaman zor bir proje varsa bizi çağırsın müşterilerimiz. Çok sıkı kalite denetimleri varsa biz o projeye koşa koşa gitmek durumunda olalım. Daha evvel yapılmamış bir üretim varsa biz bunu yapmak için istekli olalım, gayret sarf edelim. Yani yenilikçi, inovatif, sürekli olarak gelişmeyi hedefleyen, müşterisiyle birlikte büyüyen, müşterisinden öğrenen, müşterisine katkı veren, dağıtım ağıyla, bayileriyle, çalışanlarıyla, üretiminde emek veren fertleriyle, dışarıdan hizmet aldığı firma ve bireyleriyle büyük ve birbirine çok bağlı bir ailenin ne yapması gerekiyorsa onu yapan bir firmayız. Adımız çok şükür kalite ve güven ile birlikte anılıyor. Önemli ve büyük projelerde markamız aranılıyor, tercih ediliyor. Davet ediliyoruz, bize danışılıyor, biz de sorulara yanıtlar vermeye çalışıyoruz. Ev ödevlerimizi çok iyi yapmaya ve bizim tarafımızdan yapılan hazırlıklarda herhangi bir eksik olmamasına gayret ediyoruz. Fabrikamız Düzce’de yer alıyor. Kapalı alanımız 32 bin metrekare. Açık arazimiz 200 dönüme yakın. Tesisimizi entegre ve gelişmiş üretim merkezi olarak ifade edebiliriz. Buranın dışında bir fabrikamız da Türkmenistan’ın Aşkaabat şehrinde devreye girdi. Buradan nakliyesi meşakkatli olan soğuk depo panellerini üretiyoruz.

Bu yatırımınızı ne zaman gerçekleştirdiniz?

Bu yatırımımıza 2015 senesinde başlamıştık. 2016 yılından bu yana üretim yapılıyor. Taşıma ve nakliye bedelleri çok yüksek olduğu için özellikle çok kalın ve soğuk depo projelerinde kullanılan ürünleri oradaki fabrikamızda üretiyoruz. Makedonya Üsküp’te yeni bir yatırımımız var. Makedonya Başbakanı ile beraber yatırım anlaşmasını imzalamıştık. Burada Sandwich panel üreteceğiz. Sadece Makedonya için değil çevre ülkelere de göndermek için üretim yapacağız. Sadece üretimini değil, aynı zamanda da ürettiğimiz sandwich panellerin anahtar teslim şeklinde projelere uygulanmasını da taahhüt edeceğiz. 

Yatırımlarınızın yanında yeni ürünlerinizle de isminizi duyuruyorsunuz. 180 dakika yangın dayanımına sahip ilk ve tek sandwich panelinin üretimini yaptınız. Bu ürünle ilgili bilgi verir misiniz?

Ar-Ge’ye ve yeni ürün üretimine çok önem veriyoruz. Yenilik yapmaktan yana hep arzuluyuz. Dört yeni ürünümüz var. Bunlardan biri yangın dayanımı yüksek ürünler. 180 dakika dayanıma sahip sandwich panellerimiz çok özel bir ürün. Her yerde kullanılabilecek kadar ucuz bir ürün değil. Üç saat yangına dayanımlı ürün yapabilmenin gururunu taşıyoruz. Tercih edilen bir ürün oldu, yurt dışına ihracat da yaptık. Yeni bir membranlı ürünümüz var; tek bir parça halinde, yerinde uygulamayı gerektirmeyen membranlı çatı paneli ürettik. Bu da yine çok tercih edilen, yatırımcının işini çok kolaylaştıran bir ürün oldu. 

Bir diğer ürününüz de Flat Panel. Bu ürünün özellikleri nelerdir?

Flat Panel de piyasada çok talep gören bir ürünümüz oldu. Panel yüzeyinin tamamen düz, herhangi bir roll-form işlemine tabi tutulmadan yapılması anlamına geliyor.  Zor bir işlem çünkü en ufak hatayı gösteriyor. Ama hatasız yapıldığında da mükemmel bir görüntü veriyor. Endüstriyel bir binanın cephesini cam cephe gibi gösteriyor. Maliyeti ise mimari cephelerden çok düşük olduğu için tercih ediliyor. Bizim üretim tesisimizdeki makinemizin özel bir bölümü var, palettenband dediğimiz. 32 metrelik bir bölüm bu. Bu bölümdeki basınç ve ısı dengelemesi konusunda yaptığımız bir Ar-Ge çalışması ve satın aldığımız bir teknoloji sayesinde bunu yapıyoruz. Yoksa metalde hemen bozulma meydana geliyor ve üretilemiyor. Biz bu teknolojiye sahibiz, bu sayede bu ürünümüzü yapabiliyoruz. Çok da estetik sonuçlar veriyor. 

Algida markasının fabrikasına da çözümler sundunuz. Nedir bu çözümler? Ve çözüm sunduğunuz diğer projelere örnekler verebilir misiniz?

Algida’nın hem Çorlu, hem de Konya’daki fabrikalarında Aluform ürünleri kullanıldı. Algida dışında FritoLay yani Pepsi Cola’nın Manisa fabrikasında yine Aluform ürünleri tercih edildi. Yeni, çok büyük bir proje var; Doğa Lojistik firmasının Şekerpınar’daki yatırımı. Kapalı alan olarak Türkiye’deki en büyük lojistik deposu olacak. Bu projede yine taşyünü izolasyonlu çatı ve cephe panelleri kullanıldı. Vector projesi adı altında Konya’da Unilever’in çok büyük bir projesi oldu. Enteresan yurt dışı projelerimiz de var. Patron Gasprom yani Ruslar, müteahhit Samsung, Güney Koreliler, yatırım yeri Kuzey Irak… Bu rafineri inşaatında bizim ürünlerimiz tercih edildi. Hem güvenlik çok önemli, hem de standartlar çok yüksek bu projede.  Ayrıca Türkmenbaşı’nda ana müteahhitin Hyundai tarafından üstlenildiği bir üniversite inşaatında da Aluform tercih edildi. TANAP projesinde, yani Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye arasındaki doğalgaz aktarım hattındaki pompa istasyonlarında çok özel vasıflara sahip 200 mm izolasyon kalınlığındaki panellerde yine firmamız seçildi. Avrupalı bir firmayla rekabete girdik ve tercih edildik. 

Bu büyük projelerde tercih edilmenizin sebepleri neler sizce?

Birkaç sebebi olduğunu düşünüyorum. Bu yatırımcılar, önce tesislerimizi tetkik ediyor, ardından “istediklerimiz bu tesislerde yapılabilir raporunu” veriyorlar. Daha sonra tasarımcı, mimar, mühendislerle beraber bu ürünleri geliştirme sürecine dahil oluyoruz. Yarışma o zamandan başlıyor aslında. Bu işlemleri yapmaktan, emekleri vermekten imtina etmiyoruz. Bütün bunlar bittikten sonra yatırımcılar, bu hizmeti yapabileceğine inandıkları firmaları bir ihale sürecinde birbiriyle yarışmaya tabi tutuyor. Bu yarışmadan başarıyla çıkan firma netice olarak bu üretimi yapmak durumunda oluyor. 

Binaların izolasyonuna yönelik Türkiye’deki yönetmelikleri yeterli buluyor musunuz? 

Yönetmeliklerde eksiklikler var ama her şeyi yönetmeliklerden beklemek de doğru bir yaklaşım değil. Hepimizin bu konuda üzerine görev düştüğünü düşünüyorum. Sadece üreticinin değil tüketicinin de vazifesi var. Tüketici talep etmeli, dersini iyi çalışmalı. “Şu özelliklerdeki ürün olmasını istiyorum” diye satın alma aşamasında kıyaslamasını ve değerlendirmesini daha sağlıklı yapabilmeli. Şartnamelerde düzelmeler var, giderek Avrupa standartlarına yaklaşıyoruz. Ama izolasyon kalınlıkları olarak hala çok geride olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye yazları sıcak, kışları soğuk bir ülke. Daha iyi izole edebiliriz. Isınmaya ve soğumaya daha az para harcayabiliriz. Daha iyi izole edilmiş binalarda daha sağlıklı yaşayabiliriz. Sağlık masraflarımızı azaltabiliriz. İzolasyonun daha sağlıklı, daha uzun ömürler sahibi nesiller oluşmasına fayda sağlamaya kadar etkisi olduğunu düşünüyorum. Umutsuz değilim, gelecekte izolasyona verilen önem artacaktır. Son olarak yenilenebilir enerjiye ve bu korunaklı endüstriyel binalara entegrasyonuna vurgu yapmak istiyorum. Ülkemizin güneşini, güneşimizin temiz ve ucuz enerjisini kullanarak, enerji verimliliğini, izolasyonu bilinçli ve çevremizi, ekolojik dengeleri koruma vazifesi sağlamamız gerektiğini düşünüyorum.