Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu düşünürsek su yalıtımın önemi nedir? Su yalıtım çözümleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Binaların ömrünü kısaltan ve dayanıklılığını etkileyen en büyük tehlikelerden biri sudur. Yapının gövdesine sızan sular, zamanla gövde ve taşıyıcı kısımlardaki donatıların korozyona uğramasına sebep olur, binada çatlakların ve kırıkların oluşmasının önünü açar. Olası bir yer hareketinde veya depremde binalarda çatlak ve kırılmaların oluşmasına neden olur. Su yalıtımı yapılmadığı durumlarda, korozyona bağlı kesit kaybının yılda 0.25 mm olduğu kabulüyle, S420b sınıfı Ø12 inşaat demirinin 10 yılın sonunda başlangıca göre kesit alanında meydana gelen kayıp yüzde 34 kadardır. Yani, 10 yılın sonunda donatı başlangıçtaki taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını kaybetmiş olur. Su yalıtımı binanın yapımında, inşaatın en başından planlanmalıdır. Su Yalıtımcıları Derneği (SUDER)’in yayınladığı bilgiye göre, su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin yaklaşık yüzde 3-5’idir. Metallerin büyük bir kısmı su ve atmosfer etkisine dayanıklı olmayıp, normal şartlar altında dahi korozyona uğrayabilirler. Su yalıtımı, su ve nemin yarattığı korozyon ve aşınmaları engeller, yapısına herhangi bir yoldan sızan suyun, binanın taşıyıcı elemanları ve donatılarına zarar vermesinin önüne geçer. Özellikle ülkemiz açısından düşündüğümüzde Türkiye’nin belirli coğrafi bölgelerinin nemli bir iklim tipine sahip olması ve deprem kuşağında yer alması, binalarda su yalıtım uygulamalarının gerekliliğinin vurgulanması açısından önemlidir. Nitekim binalardaki deprem hasarları incelendiğinde, boyutlandırmada belirgin bir şekilde dikkate alınmayan korozyonun yapıların deprem hareketinden hasar görmesini önemli ölçüde arttırdığı gözlenmiştir.
Fixa olarak su yalıtım grubunda çok geniş bir ürün gamımız var. Bu ürün gamı içerisinde gerek MS polimer teknolojisi ile ürettiğimiz ürünler, gerek kapiler su yalıtım ürünlerimiz gibi inşaatın farklı alanlarında ve farklı aşamalarında kullanılabilecek ürünlerimiz var. MS polimer teknolojisi ile Türkiye’de üretim yapan ilk firmayız.  Bu ürünlerimiz ilk üretildikleri 2013 ve 2014 yıllarında yılın su yalıtımı ödüllerini aldılar. 

Çözüm sunduğunuz projelere örnek verir misiniz?

İnşaatın temel çukuru açılması ile başlayıp, tamamlanmasına kadar olan sürecindeki kaba ve ince işler olarak tabir edilen tüm aşamalarında kullanılan malzemelerimiz ile hem önemli detay çözümlerinde birbiri ile uyumlu malzemeleri kullandırıyor hem de şantiyelere tedarik kolaylığı sağlıyoruz. Bu sebeple birçok projede mutlaka bir ya da daha fazla Fixa ürünü kullanılıyor. Henüz şartname aşamasında veya çoğu zaman satış sonrası şantiyelerde teknik ürün müdürlerimizin verdiği eğitimler ile malzemenin doğru uygulanması ve yapım aşamaları ile ilgili teknik desteklerimizi sürdürüyoruz. 

Önümüzdeki süreçte neyi hedefliyorsunuz, planlarınız neler?

Fixa, kalite-fiyat dengesinde piyasada çok ayrıcalıklı bir konuma sahip. Aynı zamanda ürün çeşitliliği ile çok farklı ihtiyaçlara hitap edebiliyor. Bir inşaatın her aşamasında ihtiyaç duyulan ürünlerin tamamını Fixa’dan karşılamak mümkün. İstanbul, Ankara ve Adana fabrikalarımızdan Türkiye’nin her yerine hızlı bir şekilde ürün gönderebiliyoruz. Ayrıca neredeyse hiç müşteri/kullanıcı şikayeti ile karşılaşmıyoruz. Şu ana kadar piyasada edindiğimiz yer de giderek aranan bir marka olmamızın yolunu açtı. Biz bu ayrıcalıklı konumumuzu koruyarak ürün kalitemizi artıracak yeni teknolojiler ve yatırımlar üzerinde çalışıyoruz.