Dünyada 81, Türkiye’de 25. yılını dolduran Hilti, Martin Hilti tarafından 160 kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan Lihtenştayn Prensliği’nde küçük bir aile şirketi olarak kuruldu. Ürün gamında; kaba inşaat, ince işler, mekanik, elektrik, mühendislik yapıları, enerji ve endüstri, çelik ve metal iş kollarına hitap eden ürünler bulunan firmanın aynı zamanda akülü sistemler, direkt tespit sistemleri, delici-kırıcılar, dübel sistemleri, elmaslı delme-kesme sistemleri, barutlu ve gazlı çivi çakma sistemleri, kesme ve taşlama, vidalama çözümleri ile lazerli ölçme sistemleri, yapılarda yangın güvenliği amacıyla kullanılan pasif yangın durdurucuürünler de yer alıyor. Hilti Türkiye olarak 268 kişilik kadroları, 10 binin üzerinde ürünleri, beş mağazaları, bir eğitim ve teknik servis kuruluşlarıyla inşaat, enerji ve endüstri sektörüne hizmet verdiklerinini belirten Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Mehmetcan Tufan, "Esnek, karşılaştığı güçlükleri daha çabuk algılayıp adapte olabilen ve dijital kanallarını çok daha efektif kullanan bir organizasyon olarak faaliyet gösteriyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de geniş ürün gamımızla öne çıkıyor; ekipman ve makine parkuru yönetimi servisleri, sertifikalı İSG eğitimleri, mühendislik hizmet ve yazılımlarımızla müşterilerimize proseslerinde verimlilik ve imalatlarında hız kazandırıyoruz" dedi.

“TÜRKİYE, HİLTİ İÇİN EN KRİTİK PAZARLARDAN BİRİ”

Türkiye pazarı Hilti için ne ifade ediyor?
İnşaat sektörünün ekonomide ve kalkınmada belirleyici bir rol üstlendiği Türkiye’de yer almak Hilti için çok önemli. Özellikle de mühendislik yetkinliği, stratejik konumu, nitelikli iş gücü, yüksek potansiyeli, Türkiye’yi Hilti için en kritik pazarlardan biri haline getiriyor. 200’den farklı alt sektöre çıktı sağlayan inşaat sektörünün gerek yurt içi yaptığı gelire katkısı gerekse istihdamda yarattığı geniş havuzu ile Türkiye ekonomisin büyüme performansına çok büyük etkisi oluyor. Bu noktada ülkemizin dinamiklerini ve avantajlarını çok değerli buluyor, yatırımlarımızda önceliğimize alıyoruz. Üstelik inşaat sektörü Türkiye’nin en gelişmiş endüstriyel faaliyet alanlarının başında geliyor. Hilti olarak bu pazar gücünü en iyi şekilde değerlendirebilmek hem markamıza hem de Türkiye’ye katma değer sağlamak adına çalışmalarımıza son hızımızla devam ediyoruz.

“5 MİYON TL’LİK YATIRIMLA TUZLA OSB’DE TEKNİK SERVİS VE EĞİTİM MERKEZİ AÇTIK”

25 yıl içinde Türkiye’de hangi önemli projelerde yer aldınız?
Türkiye’de çok sayıda önemli proje ve yatırımı hayata geçirdik. Öncelikle kendi içimizde pazardaki Hilti makinelerinin sayısında yaşanan hızlı artışa bağlı olarak Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 5 milyon TL’lik yatırımla Teknik Servis ve Eğitim Merkezi’ni açtık. Bu merkezin yıllık 120 bin makine tamir kapasitesi bulunuyor. 3 bin 500 metrekare kapalı alana sahip üç katlı binanın birinci katı teknik servis, ikinci katı ofis ve çalışanlar için sosyal alan, üçüncü katı ise eğitim ve konferans alanı olarak kullanılıyor. Önceki yerleşkeye göre üç kat daha geniş bir alana kurulu olan yeni teknik serviste, yenilenen ve sayısı artırılan makineler ve segmentlere göre sınıflandırılan uluslararası standartlardaki tezgahlar ile operasyon hızı büyük ölçüde artıyor. Ülkemizin en önemli çalışmalarında da tercih edilen firma olmanın gururunu sayısız kez yaşadık. Örneğin şehir hastanelerinde yangın durdurucu sistemlerimizle yer aldık ayrıca kimyasal ankraj sistemlerimiz de tünel projelerinde tercih edildi.

“TÜRKİYE’DE ÇÖZÜM ORTAĞI MODELİ İLE BÜYÜMEYE DEVAM ETMEK İSTİYORUZ”

Hilti, Türkiye’de nasıl bir büyüme stratejisi izleyecek?
25 yıldır ülkemiz inşaat sektörüne önemli katma değer sağladığımıza inanıyoruz. Bu noktada bir araştırmadan bahsetmek isterim. Uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR'nin “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde bu yıl Türkiye'den 42 firma yer aldı. Bu sayı artarken bu firmaların pazar erişimleri de genişliyor. İnşaat sektöründeki bu gelişimin yanı sıra Türkiye, enerji ve endüstri alanlarında yoğunlaşan yatırımlarla da dikkat çekiyor. Hilti olarak bu noktada yatırımlarımıza hız kazandırmış durumdayız. Böylesine değerli bir pazarda sadece ekipman üreten bir firma olarak yer almıyoruz. Şirket olarak “Çözüm Ortağı” modelinin sürdürülebilir değer yaratmada çok önemli bir itici güç oluşturduğuna inanıyoruz. Bu modelle sadece ekipman üreten ve satan bir tedarikçi olmak yerine verilen hizmet sonrası danışmanlık, yazılım, tasarım, kontrol ve mühendislik gibi faydalar sağlayan bütüncül bir hizmet sunuyoruz. Bu modelde servis ve yazılım danışmanları aracılığıyla müşterilerimizi ofis, şantiye ve üretim alanlarında ziyaret ederek müşteriye özel analizler yapıyor ve onların yaşadıkları zorlukları belirleyip çözüm önerileri ile işlerine hız ve verimlilik anlamında da destek oluyoruz. Bu anlamda büyük bir pazar olan Türkiye’de çözüm ortağı modeli ile büyümeye devam etmek istiyoruz.

“TÜRKİYE’DE HİLTİ GLOBAL İLE ANLAŞMALI ÜÇ AYRI YEREL ÜRETİCİMİZ MEVCUT”

Global bir firma olarak Türkiye’de yerel iş birlikleriniz oluyor mu? Varsa gündeminizdeki gelişmeleri bizimle paylaşır mısınız?
Hilti olarak ülkemizdeki potansiyelin ve gücün farkındayız. Bugün Türkiye’de Hilti Global ile anlaşmalı üç ayrı yerel üreticimiz mevcut. Bu üreticilerimizin ürettiği ürünler gerek Türkiye’de gerekse Türk müteahhitlerimizin yurt dışındaki projelerinde sıklıkla kullanılıyor.

“DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜM KONUSUNDA ÜNİVERSİTELER VE STK’LARLA ORTAK PROJELERE İMZA ATIYORUZ”

Ülkemizdeki deprem gerçeği konusunda nasıl bir yol izliyorsunuz? Bu konuda iş birliği yaptığınız kurum ve kuruluşlar var mı?
Hilti olarak Türkiye’nin de içinde bulunduğu en zorlu deprem kuşağı göz önüne alınarak verilen C2 sismik onayına sahip, yapı elemanlarını sabitleyen dübellerimiz ile depremin olası hasarlarını azaltmaya yardımcı oluyoruz. Sürdürülebilir ve kaliteli bina üretimine katkı sağlamak için yenilenen mevzuat ve yönetmeliklerle ilgili olarak üniversite ve devlet kurumları ile çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Deprem ve kentsel dönüşüm konusunda da üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile ortak projelere imza atıyoruz. Bu doğrultuda, ülkemizdeki yapıların değerlendirilmesi için yerel yönetimlerle ve düşük dayanımlı betonların güçlendirilmesi projelerinde İTÜ ile birlikte çalışıyoruz. Ayrıca Ayrıca AFAD, AKUT ve Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) ile de farklı projeler kapsamında iş birliği içindeyiz.

DOĞRU ISI YALITIMIYLA YAZIN EVİNİZİ VE CEBİNİZİ SERİN TUTUN DOĞRU ISI YALITIMIYLA YAZIN EVİNİZİ VE CEBİNİZİ SERİN TUTUN

“KADIN ÇALIŞAN SAYISINI ARTIRMAYI ÖNCELİK OLARAK BELİRLEDİK”

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de işveren markası olarak konumlanan bir şirketsiniz. Bu başarıyı sağlamadaki temel dayanaklarınız nelerdir?
Katılımcı, eşit, çeşitliliği sağlayan, iletişim kanallarını açık tutan ve değer yaratan bir şirket kültürümüz var. Yarattığımız bu güçlü ekosistem sayesinde 2012 yılından beri Türkiye’nin en iyi işverenleri arasında yer alıyoruz. 2021 yılında Hilti Türkiye çalışanları, Great Place to Work Enstitüsü (GPTW) tarafından yapılan ankette yüzde 91’lik rekor bir skorla Hilti’yi “çalışmak için harika bir yer” olarak tanımladı. 2022 yılında yine GPTW Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen “Türkiye'nin En İyi İşverenleri” araştırmasında 100-249 çalışan sayılı şirketler kategorisinde 6. olduk. Ayrıca bu yıl ilk defa gerçekleştirilen Happy Place to Work araştırmasında Türkiye’nin en mutlu işyerlerinden biri olarak seçildik. Çalışanlarının gelişimi ve sadakati için üst ve orta yönetimle birlikte mentorluk programlarını güçlendiren Hilti Türkiye, erkek istihdamının yoğun olduğu düşünülen bir sektörde kadın çalışan sayısını çoğaltmayı bu yılın ve sonraki yılların önceliği olarak belirledi.
Hilti Global için çok önemli bir yetenek havuzuyuz. Son 4 yılda yaklaşık 50 çalışanımızı başta Dubai olmak üzere İngiltere, Almanya, Lihtenştayn ve Amerika’ya gönderdik. Çalışanlarımızın bu deneyimlerini yine Türkiye’de ya da bağlı olduğumuz META bölgesinde kullanmaları da şirketimize değer katıyor. Aynı şekilde inşaat sektöründe kadınların iş gücüne eşit katılımını sağlayacak hâlihazırda birçok proje de yürütüyoruz. Bunlardan biri olan “Hilti Kadınları Sahada” projesi ile sektördeki mesleki cinsiyet kalıplarını yıkmak ve fırsat eşitliği sağlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aynı zamanda, okul hayatından başlayarak özellikle iş hayatıyla ilgili konularda kadınları desteklemek amacıyla oluşturduğumuz Hilti ile Kariyer Köprülerini İnşa Edin adını verdiğimiz mentorluk programıyla da kadın öğrencileri desteklemeye devam ediyoruz. Satış, pazarlama ve mühendislik departmanlarında başlattığımız “Kadın Stajyer” programı ile de şirketteki yeni mezun genç kadın sayısını artırmayı hedefliyoruz.

“AR-GE VE DİJİTALLEŞME KONUSUNDA ÇOK CİDDİ ATILIMLARIMIZ MEVCUT”

Yakın ve orta vadedeki hedefleriniz nelerdir?
İlk olarak Türkiye’nin ana sektörlerinin başında gelen inşaat endüstrisinde öncü bir rol üstlenmeye devam etmek istiyoruz. Bunu ise dijital uygulamalar ve çözüm ortağı modelimiz ile sürdürülebilir değer yaratarak ve sürdürülebilirliği her çalışmamızın temeline koyarak yapmak istiyoruz. Ek olarak global ve yerel iş birliklerimizi artırmayı planlıyoruz. Her sene olduğu gibi önümüzdeki süreçte de sektöre fayda sağlayacak birçok ürünümüzün lansmanını gerçekleştireceğiz. Ar-Ge ve dijitalleşme konusunda çok ciddi atılımlarımız mevcut. Bu atılımları önümüzdeki yıl daha da büyüterek müşterilerimize ve tüm sektör paydaşlarımıza sağladığımız hizmet kalitesini üst düzeye taşımayı hedefliyoruz.
Küresel bir öncelik olarak kabul ettiğimiz sürdürülebilirlik konusunda ise yine çok somut hedefler belirledik. Bu noktada 2023 yılına kadar karbon emisyonunu nötrlemeyi istiyoruz. Bunun için küresel araç filomuzu benzinli ve dizel motorlardan elektrikli, doğalgazlı ve tam hibrit araçlara dönüştürmek istiyoruz. BIM uygulamaları konusunda sektörde fark yaratacak teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Hilti olarak Ar-Ge yatırımlarımız doğrultusunda yeni teknolojiler ve patentli sistemler geliştirmeye devam edeceğiz.
Son olarak bir müjde vermek istiyorum. Hilti tarihindeki en büyük lansmanımızı önümüzdeki yıl gerçekleştireceğiz. Yeni lansman ürünümüz Nuron ile 70’den fazla el aletinin aynı akü platformunda, nesnelerin internetini kullanarak birbirleriyle konuşacağının ve bugüne kadar herhangi bir akülü makinede görülmemiş bir performansla çalışacağını göstereceğiz. Nuron teknolojimizle, müşterilerimizin hem birçok yeni uygulamada akülü makineler kullanmasını sağlayacak hem makine parkını optimize ederek yatırım maliyetlerini düşürecek hem de sahadaki üretkenliklerini artıracağız.