TÜSİAD (Türkiye Sanayi ve İş İnsanları Derneği) Başkanı Erol Bilecik, alınan tedbirleri olumlu bulduklarını belirterek, yeni yılda yüzde 1’lik büyüme ve yüzde 17’lik enflasyon öngördüklerini açıkladı. Bankaların bilançolarında gerekli temizliği yaparak, reel sektörün finansmana erişim problemini çözmesini isteyen Bilecik, AB üyeliğinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Türkiye ekonomisinin 2018 yılı büyük resmini masaya yatıran Bilecik, “2018 yılı başında, iş dünyasının yüzde 5’lik büyüme öngörürken, yaşananlardan sonra, bu hedeflerde sapma yaşandı. İş dünyasının yüzde 5’lik büyüme öngörüsünün ardında, Türkiye’nin ihracat rakam ve beklentileri vardı. Ancak, ağustos ayında yaşanan kur şoku ve sonrasında, iç talepte beklentilerin aksine, daralma görüldü.
Nakit sıkışıklığı, reel sektörde, iyice belirginleşti ayrıca kredi daralması yaşanıyor. Bu tablo bitirdiğimiz yıla damgasını vurdu. Bununla birlikte,  mali disiplinin devamı, sıkı para politikası ve enflasyon ile son derece başarıyla mücadele eden, bir ekonomi yönetimimiz var. 
Şimdiden sonra, reel sektörün finansmana erişim probleminin mutlaka çözülmesi gerektiğinin altını çiziyorum.
Ekonomide yaşadıklarınızdan çok, bu engellerle nasıl mücadele ettiğiniz önemlidir. Problemler başarı ile kontrol altına alındı, bundan sonrası için büyümüye nasıl sürdüreceğimizin yol haritasını belirlememiz gerekiyor.
2019’DA KÜRESEL GELİŞMEYİ ARKAMIZA ALACAĞIZ

2019 ile ilgili ekonomistlerin ortaya attığı iki senaryodan, benim de desteklediğim fikre göre, 2019 yılında yüzde 1’lik büyüme ve yüzde 17’lik enflasyon yaşanacak. Küresel gelişmelerin rüzgarı, Türkiye gibi, gelişmekte olan ülke ekonomilerini olumlu etkileyecek. Küresel rüzgarları da, yeni yılla birlikte arkamıza alacağımızı öngörüyorum. Öyle çok büyük büyüme rakamları olmasa da, yönümüzü büyümeye çevireceğimiz bir yıl bizi bekliyor.

DEZONFORMASYONUN YIKICI ETKİSİ YAŞANDI
Popülist dalganın etkilediği bir dönemden geçiyoruz. Küreselleşme kavramına daha dikkatli bakılması gerektiğini düşünüyorum. 


Dijitalleşme ve ileri teknolojik gelişmeler, hem rekabet koşullarını, hem de yaşam koşullarını farklılaştırdı. Dijitalleşmenin nimetleriyle beraber, bilgi kirliliği iklimi de oluşturuldu. Bu bilgi bombardımanı arasında yolunuzu bulmanız güçleşti. İşte bu etmenler de, yıkıcı siyasi eğilimlerin nedenlerindendi.”