İnci Holding’in öncü şirketlerinden, sektörünün en değerli akü markası İnci Akü olarak, gücümüzü Japon devi GS Yuasa’nın küresel deneyimi ve yeni nesil akü teknolojileri konusundaki birikimi ile birleştirerek 2015 yılı itibarıyla İnci GS Yuasa Akü Sanayi ve Ticaret A.Ş. unvanıyla faaliyetlerimize devam ediyoruz.

SEKTÖRÜN GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİRECEK PROJELER

Başta sektörümüzün ilk Bakanlık onaylı Ar-Ge Merkezimizle, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin, ileri teknolojiyi üretmeleriyle doğru orantılı olduğunun bilinciyle, teknolojik ürünleri üreten, bu teknolojiyi transfer eden, dünyadaki enerji depolama sorununa çözüm odaklı projeler geliştiren bir enerji depolama uzman üreticisi olmayı hedefliyoruz. Özellikle yeni nesil araçlara ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin depolanmasına yönelik projelerimizin, sektörün yarınlarını şekillendirecek yatırımların belirleyici unsurları olacağı düşüncesindeyiz. Ar-Ge çalışmalarımızın bir kısmı mevcut ürünlerimizin geliştirilmesi için yapılırken, bir kısmı da geleceğe dönük projeler için yapılıyor.

Yakın zamanda yeni çıkan araçların büyük kısmını oluşturması beklenen mikro hibrit diğer adıyla start-stop araç aküleri ile ilgili çalışmalarımız sonucunda “İnci Akü Start-Stop AGM” ve “Start-Stop EFB” aküleri geliştirdik ve pazara sunduk. 2011 yılında BREEAM sertifikalı İnci Battery Fabrikamızda istif makineleri sektörü başta olmak üzere baraj, santral, UPS ve denizcilik gibi değişik sektörlerde de kullanılan endüstriyel akülerin üretimine başladık. Bu akülerin gelecek versiyonlarıyla ilgili Ar-Ge çalışmalarımızla Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’daki tüm ülkeler, Uzak Doğu ve Güney Amerika’da genişlemeyi hedefliyoruz. Yeni gelişen pazarlar ve fırsatlara göre aksiyon alabilmek için altyapımızı geliştirmeye devam ediyoruz.

MÜŞTERİ TALEPLERİNE YÖNELİK ÇALIŞMALAR

İnci GS Yuasa 14 Eylül 2009 tarihinde T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sektöründe bir ilki gerçekleştirerek Ar-Ge Merkezi belgesi almaya hak kazandı. Böylelikle öz kaynaklarımız ve teşviklerle oluşturulan Ar-Ge bütçemizin güçlenmesi sağlanarak projelerimizde nitelik ve nicelik olarak da değer artışı gerçekleştirildi. Bu süreçte nitelikli eleman; doktora ve yüksek lisans eğitimi almış personel sayımızda artış sağlandı. Mevcut personellerimiz de alanlarında uzmanlaşmalarını sağlamak için doktora ve yüksek lisans eğitimi almaya teşvik edildi.

Ar-Ge Merkezimizin stratejileri doğrultusunda kimi projelerimizde ulusal ve uluslararası boyutta, konusunda uzman kişi ve kuruluşlarla iş birliklerine gidildi. Elde edilen bilgiler ışığında yeni projelerin oluşumu sağlanarak yurt dışına yönelik teknoloji transferi başlatıldı. Diğer yandan Ar-Ge Merkezi unvanı ile birlikte global OEM/OES müşterilerimize yönelik projelerimizin sayısında ve niteliğinde artış sağlandı. Özellikle OEM müşterilerimizin taleplerine yönelik çalışmalar projelendiriyoruz. Bu kapsamda yurt dışında yatırım projeleri oluşturmaya başladık. 

"TEŞVİK PROGRAMLARI YAYGINLAŞTIRILMALI"

Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizdeki kurum ve kuruluşlar da Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarından daha fazla pay almak için çaba gösteriyorlar. Ar-Ge Merkezleri, şirketlerin ve ülkelerin dünyaya açılan pencereleridir. Bu pencere ne kadar geniş olursa, şirketler o kadar geniş açıyla daha uzağı görebilirler. Bu nedenle Ar-Ge teşvik programlarının yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Daha yüksek bütçeli projeler ve destek oranları ile global rekabetçilik adına daha özgün projeler oluşturulabileceğine inanıyoruz. 

Bu bağlamda üniversite-sanayi iş birliğinin ülkemiz teknoloji gelişiminde öncü olacağı düşüncesinden hareketle, batarya teknolojileri alanında yurt dışında düzenlenen kongre ve konferansların ülkemizde de yoğun bir şekilde gerçekleştirilmesinin, üniversitelerimizin bu alanda daha fazla çalışma üretmelerine olanak sağlayacağını düşünüyoruz. Bu tarz etkinlikler üniversitelerde veya araştırma enstitülerinde görev yapmakta olan öğretim üyelerinin ve uzmanlarının sanayi çalışanları ile bir araya gelerek yeni projelere yönelik fikir alışverişini hızlandıracak ve enerji depolama sektörüne yönelik yetişmiş insan gücünü arttıracaktır. Üniversitelerimizin sanayi uygulamalarına yönelik Ar-Ge faaliyetlerinde bulunacak yetişmiş insan gücünü arttırma konusunda lisans ve lisans sonrası programlarına daha fazla ağırlık vermeleri gerektiğini düşünüyoruz.