İSTANBUL (AA) – Joachim von Amsberg, gelecek senelerde,  yıllık 10 milyar dolarlık yatırım yapabileceklerini belirterek, "Yüzde 15'i yani 1,5 milyarı doları Türkiye'ye akar." dedi.
AIIB’nin üçüncü büyük yatırım pazarının Türkiye olduğunu belirten Amsberg, AIIB Yönetim Kurulu'nun 2018 senesinde, hükümetin hedeflerini destekleyen ve AIIB’nin sürdürülebilir altyapı, sınır ötesi bağlantılılık ile özel sermayenin harekete geçirilmesinden oluşan öncelikleriyle uyumlu bir şekilde Türkiye’de iki proje için onay verdiğini belirterek; projelerden ilki olan, Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Genişletme Projesi"nin Türkiye’nin doğalgaz arzının güvenilirliğini ile güvenliğini artıracağını belirtti.

İkinci proje içinde: "TSKB Sürdürülebilir Enerji ve Altyapı Kredisi"nin de öncelikle yenilenebilir enerji ile enerji verimliliği projeleri için uzun vadeli finansmanı destekleyecektir. Bu anlamda bölgesel bir enerji üssü olmanın önemli bir aşaması olarak ve aynı zamanda büyük bir yatırım fırsatı da olan, enerjinin komşu ülkelere ihraç edilmesi için gereken uzun mesafeli iletim hatlarının inşa edilmesi olacaktır. AIIB gibi çok taraflı kalkınma bankaları, zorlu ekonomik dönemlerde daha yüksek bir altyapı yatırımı seviyesini sürdürmeye yardımcı olmak için ek sermaye, pratik çözümler, veri ve iç görülerle ortaya çıkmalıdır. Mevcut hükümetler, makroekonomik istikrar ile beraber, artan talebi karşılamak için yüksek düzeyde altyapı yatırımını sürdürme ihtiyacıyla boğuşurken, AIIB de üyelerinin altyapı geliştirme alanında kısa ve uzun vadeli zorluklarla mücadele etmesine yardımcı olacak stratejiler geliştiriyor." şeklinde konuştu.

BİZİM ROLÜMÜZ KATALİZÖR OLMAK

Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Joachim von Amsberg, AIIB'in 57 ülkenin bir araya gelmesiyle kurulduğunu ve kuruluşlarının 3. Yılını doldurduğunu hatırlatarak, toplam sermayelerinin 100 milyar dolar olduğunu açıkladı. Aynı zamanda sermayeyi uluslararası piyasalarda tahvil ihracıyla elde ettiklerini, böylece en düşük maliyetle finansman sağladıklarını aktardı. Devletler ile özel şirketlere kredi verdiklerini, bunun dışında Asya'da özel şirketlere altyapı yatırımları da yaptıklarını belirtti.

Türkiye olarak, Hindistan ve Endonezya'nın arkasından, en büyük 3. yatırım pazarları olduğunu ifade eden Amsberg, şunları kaydetti:
"İkinci en yüksek nüfusa sahip ülke Hindistan, bu anlamda kıtasal ekonomi ve çok ciddi bir altyapı yatırımına ihtiyaçları var. Aynı şekilde Endonezya'nın 250 milyonluk nüfusu mevcut. Bizim görevimiz projeleri değerlendirmek. Türkiye’ye baktığımızda, çok büyük bir ekonomi. Birden daha ve fazla güzel yatırım fırsatı çıktı karşımıza. Hali hazırda,Türkiye'de 2 projeye yatırım gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bunlar ise; 600 milyon dolarlık 'Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Genişletme Projesi' ile 200 milyon dolarlık 'TSKB Sürdürülebilir Enerji ve Altyapı Kredisi'.
3'üncü yatırımımız da mevcut; o ise Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı'nın (TANAP) Türkiye kısmına, oluyor. Ancak bu projenin teminatı Azerbaycan hükümetinde. Değeri de 600 milyon dolar. Bunu da katarsak, Türkiye'ye toplam yatırımımız 1,4 milyar dolara ulaşıyor. Biz, katalizör rolü oynamak istiyoruz."

FİNANSMAN RAPORU

AIIB tarafından hazırlanan Asya Altyapı Finansmanı Raporunda, kilit oyuncular içinde, yüksek kaliteli tartışmaları mümkün kılmak için Asya’da altyapı finansmanı ile ilgili verilerin niteliğini artırması beklenen bir dizi rapordan ilkini oluşturmakta.

Rapor içerisinde, Türkiye'de uzun vadeli altyapı yatırım fırsatlarının sürdüğü belirtilerek, Türkiye'nin daha ziyade gelişmiş finans piyasalarının yanı sıra kamu-özel ortaklığı (PPP’ler) modelinin, zorlu bir ortamda özel sektörün altyapı yatırımlarını sürdürmesine yardımcı olabileceği kaydedildi.

Raporda şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye Hükümeti; ülkede bulunan güneş, su, rüzgâr ve jeotermal kaynakların muazzam ekonomik potansiyelini kullanmak sureti ile 2023 yılına kadar 61 GW kurulu güce ulaşmayı hedeflemekte. Ve hali hazırda, finansman aramakta ve sırada bekleyen potansiyel altyapı işlemlerinin çoğu da (yüzde 75,6) enerji sektöründe yer alırken, onu ulaştırma sektörü takip etmekte (yüzde 13,3). Buna göre hükümetin bölgesel bir enerji üssü olma amacıyla tutarlılık göstermekte."