2016 yılında yasalaşan 6676 sayılı “Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” olarak bilinen Ar-Ge Reform Paketi ile Ar-Ge merkezlerine yeni düzenlemeler getirildi. Kanun kapsamında Ar-Ge personeli sayısının 30’dan 15’e düşürülmesi, KOBİ ölçeğindeki firmaların da Ar-Ge merkezi kurmasının önünü açmış oldu. İlgili düzenlemelerin tamamlandığı 2016 yılının ikinci yarısına kadar (8 yılda) 264 Ar-Ge merkezi kurulabilmişken, son iki yılda 697 Ar-Ge merkezi kuruldu ve toplam sayı 961’e ulaştı. Tasarım yapan firmalara sağlanan teşviklerle de 2 yılda 234 tasarım merkezi kuruldu. Bu gelişmelerle birlikte, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’na göre 2018’de bütçeden Ar-Ge’ye toplam 4,9 milyar TL’lik kaynak ayrıldı.

TÜBİTAK’ın Ar-Ge destek bütçesi 2,8 milyar TL
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) Ar-Ge destek bütçesi 2018 yılında yüzde 1,2 artışla 2 milyar 871 milyon TL’ye yükseldi. İlgili bütçeden en büyük payı 471,4 milyon TL ödenek ile Sanayi Ar-Ge Destek Programı alıyor. Kamu Ar-Ge Destek Programı’na ise 250 milyon TL, Akademik ve Uygulamalı Ar-Ge Destek Programı’na 310 milyon TL aktarılıyor.

Makina sektörü ilk sırada
2016 yılından bu yana açılan Ar-Ge merkezlerinin sektörel dağılımına bakıldığında, makina ve teçhizat imalatı 128 Ar-Ge merkeziyle ilk sırayı aldı. Makina sektörünü 100 Ar-Ge merkeziyle otomotiv sanayi takip ederken, üçüncü sıra ise 82 Ar-Ge merkeziyle yazılım sektörünün oldu.

Ar-Ge ve inovasyon olmazsa olmaz!
Ar-Ge’ye ayrılan kaynakların Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmak ve yerli sanayiyi güçlendirmek adına büyük önem taşıdığını ifade eden Ar-Ge merkezi kurulumu ve yönetimiyle TÜBİTAK, TEYDEB Ar-Ge ve Tasarım Merkezi, Teknoyatırım destekleri üzerine proje yönetimi hizmeti sunan Experto Danışmanlık Genel Müdürü Jülide Birol, “Firmalar Ar-Ge desteğiyle ellerindeki kaynağı daha nitelikli personel istihdamına, gerekli test ve analiz cihazlarının alımına kanalize edebilecek, daha nitelikli Ar-Ge projeleri geliştirmek için üniversiteler ile iş birliği yoluna gidebilecekler. Bütün bu sayılanlar da ürünlerinde katma değeri, kar marjını artıracak ve büyümeye katkıda bulunacaktır. Hızla gelişen ve değişen dünyada Ar-Ge ve inovasyon artık olmazsa olmaz olarak karşımıza çıkmakta. Gelişime adapte olamayan firmalar ise günün sonunda ya küçük ölçekte kalmaya da ne yazık ki yok olmaya mahkum” diye konuştu.