Alkaliler, fosfatlar, tuzlar ve asit grupları başta olmak üzere 100’ü aşkın ürün çeşidi ile deterjan, kozmetik, gıda ve yem, tarım, kağıt, tekstil, yapı ve boya sektörleri gibi birçok endüstri alanına kimyasal ürün tedarik eden Akça Kimya, hitap ettiği sektörlerdeki müşterilerine hem standart hem de özel ürün sunuyor. Akça Kimya; Zülfikarlar Holding’in kendine ait limanı, antrepo sahası ve antrepo tankları ile özellikle sıvı yük gemilerine sağladığı lojistik avantajla rakiplerinden ayrılıyor.

GEÇEN YIL 110 MİLYON TL FAVÖK KAYDEDİLDİ

2021 yılında 110 milyon FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar) kaydeden Akça Kimya’nın 2022 yılı hedefleri arasında Türkiye içinde bölgesel büyüme ve ihracat ile büyümek yer alıyor. Akaryakıt dağıtım (Türkiye Petrolleri), enerji (TESLA Hidroelektrik santralleri), kimya (Akça Kimya) ve finans (Akdeniz Faktoring) sektörlerinde faaliyet gösteren, 2020 yılı itibariyle konsolide cirosu 3 Milyar USD’a yaklaşan Zülfikarlar Holding bünyesinde yer alan Akça Kimya; Yarımca tesisine ek olarak tüm Türkiye’de de satışlarını artırmayı hedefliyor. 
Bu hedefle 2021 yılında İzmir Aliağa şubesini hizmete açan Akça Kimya, Türkiye’nin güney bölgelerindeki satışlarını artırmak için ithal edilen kimyevi maddelerin depolanmasını sağlamak üzere Hatay ilinde lojistik çözüm merkezleri ile sıvı ve kuru yük depolamada anlaşmalara vardı. 2022 yılı içerisinde ise Hadımköy’deki antrepolardan sevkiyatlara başlayan Akça Kimya, 2022 yılı ilk çeyreğinde Türkiye pazarında varlığını daha da arttırdı.

AKÇA KİMYA 2022 İLK ÇEYREĞİNDE BÜTÇE HEDEFİNİ İKİYE KATLADI

Akça Kimya’nın birinci çeyreğini değerlendiren Akça Kimya Genel Müdürü Alp Sarıcı, Büyük bir sıçrama gerçekleştirmiş olduklarını belirterek, “2021 yılı sonrası birçok bilinmezin olmasına rağmen 2022 yılı için ciroda yüzde 60 ve FAVÖK’de yüzde 40 civarında bir artış hedefledik. Hedeflerin çeyrek bazlı kırılımına göre birinci çeyrekte beklediğimiz brüt kar ve FAVÖK hedeflerinin yaklaşık yüzde 40-45 üzerine çıktık. Akça Kimya olarak iyi bir finansal yönetim gösterdik ve uyguladığımız finansal stratejiler sonucu VÖK (Vergi Öncesi Kâr) hedefimizin iki katına ulaştık” diye konuştu.
Pandemi sürecinde önemi artan gıda, temizlik, hijyen ve tarım sektörlerinin portföylerinde önemli yer tutması sebebi ile tüm kısıtlamalarda dahi faaliyetlerine aralıksız devam ettiklerini ifade eden Genel Müdürü Alp Sarıcı, “2022 yılını bir fırsat yılına çevirerek bölgesel genişlememize devam ederken aynı zamanda yurt dışında firma satın alarak büyümemizi ihracat pazarlarına açacağız. Türkiye’nin güney ve batı bölgelerinde oluşturduğumuz satış organizasyonu ve lojistik merkezlerimize, bu yılın ilk çeyreğinde Trakya bölgesinde oluşturduğumuz lojistik organizasyonunu ekleyerek daha önceden erişmekte güçlük çektiğimiz müşteri portföyümüzü genişletiyoruz” ifadelerinde bulundu. 
Bağlı oldukları Zülfikarlar Holding’in sağladığı imkanlar, Yarımca tesisinin sıvı-kuru yük elleçleme kapasitesi ve limanın sağladığı lojistik avantajlar sayesinde ürün tedarikinin bu kadar zorlaştığı bir dönemde bile müşterilerine kesintisiz ürün sağladıklarını anlatan Genel Müdür Sarıcı, henüz yer almadıkları segmentlere de hizmet vermeye devam edeceklerini belirtti.

ULUSLARARASI YAPAY ZEKA ZİRVESİ İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI ULUSLARARASI YAPAY ZEKA ZİRVESİ İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI

KİMYA SEKTÖRÜ KONUMUNU GÜÇLENDİRDİ

Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olan pek çok sektöre ara mal ve hammadde temin eden kimya endüstrisinin 2021 yılında dünya çapında üretim, lojistik ve tedarik gibi konularda problem yaşadığını belirten Genel Müdürü Sarıcı, 2022 yılında kimya endüstrisinde yaşanmakta olan gelişmeleri değerlendirdi. Sarıcı, stratejik önemi daha çok anlaşılan ve 30 civarında farklı sektöre üretim yapan kimya sektörünün, bazı sektörlerde yaşanan daralmalar, lojistik problemler ve ham madde fiyatlarındaki artışlara rağmen konumunu güçlendirdiğini ifade etti.

TÜRK KİMYA ENDÜSTRİSİ, 7.5 MİLYAR USD İHRACATLA İLK ÇEYREĞİ BİRİNCİ OLARAK KAPATTI

Pandemi sebebi ile tedarik zinciri yöneticileri ve lojistik firmaları, uzun yıllardır görmedikleri gelişmelere şahit olduklarını dile getiren Sarıcı, arz talepteki yüksek dalgalanmaların tedarik zincirinde aksamalara sebebiyet verdiğini söyledi. Rusya - Ukrayna arasında yaşanan savaşın etkileri sonucu küresel pazardaki hammadde akımında sapmalar da meydana geldiğini ortaya koyan Sarıcı, bütün bu olumsuz koşullara rağmen Türkiye özellikle 2021 yılından beri artan kimyevi madde ihracatıyla ülke ekonomisine büyük destek sağlamakta olduğunun altını çizdi.
Sarıcı, gelinen nokta ile ilgili, “2022 yılında birinci çeyreğini 7.5 Milyar USD ihracat ile birinci olarak kapatan kimya endüstrisi aynı zamanda diğer sektörlere verdiği destek ile (otomotiv, refrakter, kozmetik, yapı malzemeleri, tarım, gıda vs.) bu sektörlerin de ihracatına dolaylı yoldan katkı veriyor. Jeopolitik önemi, Asya ile Avrupa arasında gerçek bir lojistik köprüsü olma özelliği, Avrupa ile olan Gümrük Birliği Anlaşmaları, Orta Doğu ve BDT ile olan ortak özellikleri, kültür ve tarih birliktelikleri Türkiye’yi 80 milyonluk bir Pazar olmaktan yaklaşık 400 milyonluk bir pazar potansiyeline taşımakta.” değerlendirmesinde bulundu. 
Bu noktada özellikle son yıllarda Afrika kıtasındaki ülkeler ile oluşturulan iş ilişkileri, bu pazar potansiyelini daha da büyütmekte olduğunun altını çizen Sarıcı, “Başta Akça Kimya’nın içinde bulunduğu kimya sektörü olmak üzere, stoksuz çalışmayı tercih eden birçok firma hammadde tedarikinde zorluklar yaşadı. Bu noktada Akça Kimya olarak; güçlü finansal yapımız, yüksek stoklama kapasitesi, geniş ürün portföyü gibi sağladığımız avantajlarla hammadde krizinin etkilerinin Türkiye’de asgari şekilde hissedilmesine önem vererek paydaşlarımızı korumak için elimizden gelen çabayı gösterdik. Bunun karşılığında oluşan müşteri memnuniyeti ile 2020 yılından beri işlerimiz ve müşteri sayımızda kayda değer artışlar yaşanmakta" diye açıkladı.
Sarıcı, küresel pazarda konumunu koruyan emtia fiyatları, Çin’de pandemi süreci ile ilgili izlenen politikalar sonucu azalan sununun düşmesi, Rusya - Ukrayna arasında çıkan savaş ve bunun İskandinav ülkelerine sıçrama ihtimalinin arttırabileceği ambargoların önemli etkilerinin olacağını vurguladı. İki yıl içerisinde kimyasal hammadde pazarının hemen hemen tüm ürünlerinde arz eksikliği olabileceğini ve yüksek karlı olmasını beklediklerini söyleyen Sarıcı, “Büyük miktarlarda ham madde tedariği sağlayan bir firma olarak gerek satın alma gücü ve ilişkilerimiz gerekse yüksek stoklama kapasitesi ve geniş ürün portföyümüzle büyük karlılık oranları hedefliyoruz”dedi. Sarıcı, öte yandan bu belirsizlikler sebebiyle hammadde piyasalarının talepte düşme olsa dahi yüksek seviyelerde ve sıkışıklıklarla devam edeceğini, global bazda kısa sürede bir dengelenme beklemediklerinin altını çizdi.

TÜRKİYE, KİMYADA AVRUPA’NIN YENİ HAM MADDE LOJİSTİK ÜSSÜ OLABİLİR

Uzakdoğu’da yaşanan navlun artışı ve uzayan sevk süreleri, Rusya ve Ukrayna arasında çıkan savaş ve bunu bağlı olarak ambargo etkilerinin özellikle Avrupa ülkelerini yeni tedarik zinciri arayışına ittiği hususunda da açıklamalar yapan Sarıcı, Türkiye’nin bu anlamda Avrupa için bir can simidi olacağını belirtti. Toplam ülke ihracatının yüzde 10’unu gerçekleştiren, yaklaşık 300 bin kişiye istihdam sağlayan kimya sektörünün, Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında en fazla katkı yapacak sektörlerin başında geldiğini anlattı.
Kısa transit süreleri ile hızlı teslimat yapılabilmesi, iş gücü kalitesi ve alternatif ulaşım kanallarının varlığı gibi nedenlerle 2022 yılında kimya alanında ihracatta artış yaşanacağını ortaya koyan Sarıcı, pek çok sektöre girdi sağlayan kimya endüstrisinin üretim ve pazar çeşitliliğinin de yüksek olduğunu vurguladı.  Ek olarak AB mevzuatına uyumlu yüksek kalitedeki ürünlerin tedarik noktasında daha da güçlenmelerine sebep olduğunu, Türkiye’nin de gelişen pazarlara yakınlığı ve coğrafi konum avantajları ile bu durumu iyice güçlendirdiğini aktardı.
Türkiye’nin güçlü yanlarına dikkat çeken Sarıcı, yeni müşteri potansiyelinden de bahsederek şunları kaydetti: “Ülkemizi sadece 80 milyon nüfuslu bir pazar olarak değil; etnik bağları ile Türki Cumhuriyetlere olan yakınlığı, Orta Doğu’daki bilinirliği, Afrika için oluşturmaya başladığı projeleri ve Avrupa ile olan gümrük birliği mevzuatı çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor. Tüm bu gelişmeler ışığında Türk ihracatçılarına gelen taleplerde artış olacağı, yeni müşteri girişlerinin yaşanacağını öngörüyoruz. Her ne kadar belirsizliklerin çok olduğu bir seneye başlamış olsak da ülkemizin ve firmamızın gücüne güvenerek emin adımlarla büyümeye devam edeceğiz.”
Türkiye’nin dünya ihracatındaki payının da hızla artığını ifade eden Sarıcı, “Ülkemizde, kimya sektöründe yaklaşık 2 bin 600 kimyasal madde ve müstahzarları üretiliyor ve bu üretimlerde kullanılan teknolojilerin büyük bir kısmı küresel rekabete ayak uydurabilecek seviyede. 2021 yılında 25,3 milyar USD ile en çok ihracat gerçekleştiren ikinci sektör olan Türk kimya sektörü, 2022 yılı ilk çeyreğinde ihracatını yüzde 41 artırarak 7.5 milyar USD ile birinci sıraya yerleşti. Sektörümüzün 2022 yılında da Türkiye’nin toplam ihracatına yaptığı katkıyı daha da artıracağına inanıyorum” şeklinde konuştu.



.