İSTANBUL (AA) -  Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı olan Bora Tuncer, "Pandemi sürecinde fabrika ve ofislerde önemi daha da artan verimlilik konusunda, katma değer sağladığımız sistemler bulunuyor. Bu doğrultuda sistemin tasarımını birinci öncelik olarak değerlendirebiliriz. Tasarımın doğru yapılmasının sistemlerin verimliliğine etkisi yaklaşık yüzde 10-20 seviyelerine kadar çıkabiliyor." şeklinde konuştu.

Başkan Tuncer basın mensuplarına, koronavirüs pandemisinin ardından yaşanan normalleşmeyle beraber yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi aktardı.

Tuncer, 100'ü aşkın ülkede toplam 137 bin çalışanıyla faaliyet gösteren Schneider Electric olarak, global firma kimliği ve 180 seneyi aşkın tdeneyim ile enerjinin güvenli, güvenilir, verimli ve çevreci bir şekilde yönetilmesinde aktif rol üstlendiklerini belirtti.

Endüstriyelleşme, şehirleşme ve dijitalleşme trendlerine paralel olarak dünyada artan enerji ihtiyacına cevap verebilmek amacıyla teknolojik çözümler geliştirdiklerini dile getiren Tuncer, "Türkiye'de 1988 yılından bu yana Manisa ve Gebze’de bulunan yeşil bina sertifikalı 2 üretim tesisimiz, bin 200’ün üzerinde çalışanımız, 14 satış ofisimiz ve 200'e yakın yerel iş ortağımız ile faaliyet gösterirken, pazara sunduğumuz akıllı şehirler, loT ve Endüstri 4.0 odaklı enerji verimliliği çözümlerimiz ile ülkemiz enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanımına 30 yılı aşkın süredir katkıda bulunuyoruz ve Türkiye ekonomisinin gelişimi için yatırım yapmayı ve katma değer üretmeyi kesintisiz sürdüren Schneider Electric olarak, Türkiye’de ürettiğimiz yenilikçi ürünlerimizi 80’i aşkın ülkeye ihraç ediyoruz." şeklinde konuştu.

1 senede yüzde 25 enerji tasarrufu imkanı

Tuncer, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile beraber  binaların verimlilik ve sürdürülebilirlik bağlamında yeterliliklerinin sorgulandığını belirterek, bu kapsamda binalarda, yeni nesil IoT sistemlerinin mimarisini oluşturan "Haberleşen Cihazlar", "İzleme ve uzaktan Kontrol Sistemleri" ve "Analitik Çözümler" kullanılarak enerji verimliliği sayesinde çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik konularında büyük faydalar sağlanabileceğini dile getridi.

IoT ve bulut tabanlı veri analiz sistemlerinin gelişmesi ile özellikle bina yönetim sistemlerinde köklü bir değişimin başladığını söyleyen Tuncer, şşöyle devam etti:

"En temelde akıllı binalar sensörlerle donatılırken, bu sensörler binadaki ısıtma-soğutma (HVAC) sistemlerini, mekanik sistemleri, elektrik ağındaki kesici, UPS, trafo gibi kritik varlıkları izlemek için kullanılıyor. Bu sensörler topladıkları bilgileri bulut tabanlı ortama aktarıyor ve bina operatörleri kontrol ve izleme yazılımlarıyla bu bilgileri izleyip kontrol ederek sistemlerini yönetiyorlar. Aynı zamanda bu veriler yapay zeka algoritmalarıyla analiz edilebiliyor.

Schneider Electric olarak pandemi sürecinde fabrika ve ofislerde önemi daha da artan verimlilik konusunda, katma değer sağladığımız sistemler bulunuyor. Bu doğrultuda sistemin tasarımını birinci öncelik olarak değerlendirebiliriz. Tasarımın doğru yapılmasının sistemlerin verimliliğine etkisi yaklaşık yüzde 10-20 seviyelerine kadar çıkabiliyor.

Trafoların yanlış seçilmesi sonucu kapasitif cezaya girebilirken, boşta ve yükteki kayıplar da gereksiz maliyetler yaratabiliyor. Ayrıca verimlilikleri yüksek UPS’ler seçilerek gereksiz enerji kayıpları önlenebilir. Örneğin bir veri merkezinde 1 yılda yüzde 25 enerji tasarrufu sağlanabiliyor."rimiz ve dağıtım merkezlerimiz açık ve faaliyetlerimize devam ediyoruz."