Jeotermal enerji, yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde bulunan birikmiş ısının oluşturduğu sıcaklıkların, bölgesel atmosferik ortalama sıcaklığının üzerinde olan ve çevresindeki normal yeraltı ve yerüstü sularına göre daha fazla çözülmüş mineral, çeşitli tuzlar ve gaz içerebilen basınç altındaki sıcak su ve buhar (akışkan) yolu ile yüzeye taşınan ısı olarak tanımlanmaktadır.

Jeotermal enerji yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmeyen, ucuz, güvenilir, çevre dostu ve yerli bir enerji kaynağıdır.

Çevreye olan etkileri ve emisyonlar açısından değerlendirildiğinde fosil yakıt yakan enerji üretim tesislerine oranla çok daha çevre dostu olduğu söylenebilmekle birlikte bu tesislerden de kaynaklanan bazı emisyonların olduğu bir gerçektir. Derinden çıkarılan sıcak jeotermal suların içinde bikarbonat iyonları formunda çözünmüş CO2 bulunur.

Jeotermal sıvı yüzeye çıkartıldığında ve suyun basıncı düşürüldüğünde kalsit (kalsiyum karbonat) depolanması başlar ve CO2 açığa çıkar. Ayrıca jeotermal sıvının çıkarılması sırasında H2S (hidrojen sülfür) gazı emisyonları ve koku oluşumu söz konusu olabilmektedir. Jeotermal enerji santrallerinde emisyonların sürekli olarak ölçümüne ilişkin bir zorunluluk bulunmamaktaydı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 21 Ağustos 2020 tarihinde Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri Tebliği’nde değişiklik yapılmasına ilişkin bir taslak yayınlanarak taslakta H2S ölçümünün sürekli olması yönünde bir madde yer almaktadır. 

Taslak tebliğ maddesine göre : 

“(4) Jeotermal Enerji Üretim Tesislerinde H2S parametresinin sürekli olarak izlenmesi amacıyla kullanılacak analizörlerin TS EN 14181 Standardı kapsamında KGS 1 sertifikasının bulunmaması durumunda, bu parametrenin ölçümünü SEÖS ile gerçekleştirmek amacıyla seçilecek olan analizörün, CE belgeli, TS EN 15267-3 ve TS EN ISO 14956 standartlarına ya da dünya genelinde bu standartların muadili olarak kullanılan standartlara göre performans ve belirsizlik testleri yapılmış ve şartları sağladığı belgelenmiş, ısıl dönüştürücü ve kimyasal ölçüm metotları olmadan, optik ışık metodu ile doğrudan H2S ölçümü yapabilen, uygun ölçüm aralığına sahip olması zorunludur.”

H2S’in tebliğ taslağında belirtildiği gibi optik olarak ölçümü UV (ultraviyole) ışın kaynağından çıkan ışınları absorplaması esasına dayanır. UV-spektroskopi teknolojisi kullanılarak ekstraktif (numune almalı) ya da in-situ (yerinde) ölçüm yöntemleri kullanılarak H2S sürekli olarak izlenebilmektedir.

Ekstraktif metotta numune bir prop (sonda) vasıtasıyla istenen ölçüm noktasından alınarak, gazın içeriğindeki nem muhtevası ve gaz sıcaklığına bağlı olarak uygun bir gaz hattından getirilerek analizörde ölçüm gerçekleştirilmektedir. Yine gaz ve ortam koşulları (koroziflik,nem, toz yükü,patlama riski vs.) dikkate alınarak analizörün öncesindeki gaz şartlandırma ünitesi ve analizör kabineti tasarlanmaktadır.Ekstraktif sistemlerin en güzel yanı modüler olmaları ve istenilen şartlara göre dizayn edilebilmeleridir.

SICK olarak GMS800 serisi gaz analizörünü MKAS model farklı gereksinimlere göre düzenlenmiş (duvar tipi, ATEX özellikli) kabinet  içerisinde üstün bir mühendislik ve dizayn ile birleştirerek H2S’in ekstraktif olarak sürekli ölçümünü gerçekleştirebilmekteyiz.

In-situ yani yerinde ölçüm metodunda ise numune ölçümü istenen noktadan direkt analizör vasıtasıyla ölçülmektedir. Yine UV ölçüm teknolojisine dayanan bu metotda numune bir noktadan diğerine taşınmadan yerinde ölçülmektedir. Bu metodun en önemli avantajı ölçüm probu, gaz taşıma hattı , şartlandırma ekipmanları bulunmaması sebebiyle daha az parçadan oluşması dolayısıyla bakım ihtiyacının düşük olmasıdır. Ayrıca gaz taşınmadığı ve direkt ölçüldüğünden hem gaz muhtevasında herhangi bir değişiklik olmaz hem de tepki süresi çok daha hızlıdır.

SICK GM32 model in-situ gaz analizörü UV ışın kaynağı içermekte olup yine H2S’in ölçümünü yerinde hızlı, güvenilir ve minimum bakım gereksinimi ile gerçekleştirebilmektedir.

SICK Türkiye müşterilerinin gereksinimlerine ve yönetmelik gerekliliklerine en uygun sistemlerin seçilip , tasarlanması ve devreye alınması konusunda direkt üretici firmanın kendisi olarak Türkiye’de hizmet veren yegane firma konumunda yer almaktadır.

Satış ve kurulum sonrası bakım hizmetleri, 7/24 servis desteği ve uzaktan servis gibi hizmetlerle ürün ve çözüm tedariğinin yanı sıra ürün ve sistemlerin ömrü boyunca her zaman belirli kalite standartlarında servis desteği de tedarik edilmektedir.