Yılkomer Genel Müdürü Serdar Aksoy, Türkiye’nin en çok yıldırım alan kentleri aynı zamanda güneş enerji santrallerinin yoğun olarak kurulduğu yerler olduğunu belirterek proje aşamasındayken yıldırımdan korunma teknolojilerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. 13. EIF Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı kapsamında düzenlenen Solarbaba'ya ait PROSUMER2020 etkinliğinde konuşan Aksoy, “Yıldırımdan korunma ve topraklama çözümleri projenin en başından değerlendirilmeli ve bu konu mutlaka değerlendirilmeye alınmalıdır” dedi.
“3,5 GW PROJEYE HİZMET SUNDUK”
“Yılkomer olarak Türkiye genelinde 3,5 GW kurulu güce sahip projelere hizmet sunduk ve yıldırımdan zarar görmesini engelledik. Bu konuyla ilgili bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriyoruz.” diyen Aksoy, Türkiye’de yaşanan yıldırım olaylarını ve neticesinde yaşanan sorunları şu sözlerle anlattı: “Ülkemizdeki yıldırım risk durumu nedir? GES projeleri bu riskten ne kadar etkileniyor? Tamamen yıldırımla uğraşan firma olarak rakamların korkunç boyutta olduğunu söyleyebiliriz. Dünya genelinde yaşanan iklim değişiklikleri nedeniyle daha önce Türkiye’de görülmeyen süper hücre bulutları görülmeye başlandı. Bu bulutlar çok kısa süre içerisinde binlerce yıldırımı bırakma özelliğine sahip. Örneğin uzun süre herhangi bir yağış görülmese de o gün yağmur yağdığında İstanbul’a 6 bin adet yıldırım düşebiliyor. Güneş enerji santraline bir tane bile güçlü yıldırım düşse yeterli korumanız olmadığı müddetçe tüm inverterler, haberleşme altyapıları ve trafolar zarar görüyor. Bundan sonra bu tarz problemleri daha çok yaşayacağız. Çünkü iklim değişikliği nedeniyle doğa olayları değişiklik gösteriyor. Güneş enerji santralleri ise bu riskin tam ortasında yer alıyor. İnsanların başına herhangi bir sorun gelmeden bu tarz konulara yatırım yapmıyor. Yapsa dahi uygulamalar ya yanlış parafudrlarla yapılıyor ya da santralin bir kısmını kapsıyor. Dolayısıyla belli bir standartta ilerlemiyor. Projelerde hem can hem de mal kayıpları yaşamamak için yıldırımdan korunma ve topraklama çözümleri projenin en başından değerlendirilmeli ve bu konu mutlaka değerlendirilmeye alınmalıdır.”
