1987 yılında kurulan ve Türkiye’de halka açılan ilk özel sektör bankası olan Finansbank, ezber bozan hizmet anlayışı sayesinde sektöre pek çok ilk kazandırdı. 2016 yılında Finansbank ve iştirakleri, Katar'ın en büyük, Ortadoğu/Afrika bölgesinin ise en itibarlı finansal kuruluşu olan QNB-Qatar National Bank tarafından satın alınarak QNB Finansbank ismini aldı. 


Dijital dönüşümün temelinde yer alan veri merkezleri; uygulamaların çalıştırılması, verilerin işlenmesi ve depolanması için tasarlanmış merkezi noktalar olarak adlandırılıyor. Veri depolama cihazlarının ve diğer istasyon cihazlarının ortama yaydığı ısı, hem veri merkezlerinde yer alan bilgisayarları ve diğer cihazları hem de merkez içerisinde çalışan insanları olumsuz etkiliyor. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için büyük ölçekli verilerin depolandığı alanlarda hassas iklimlendirme sistemlerine ihtiyaç duyuluyor. Enerji maliyetlerindeki tasarruflar, bir veri merkezinin kârlılığına büyük ölçüde katkı sağlayacağından enerji verimli bir iklimlendirme sistemine sahip olmak gerekiyor.

VERİ MERKEZLERİNDE DAHA VERİMLİ ENERJİ KAYNAKLARINA GEÇİLMELİ

İsveçli araştırmacı Anders Andrae'nın 2025 öngörülerine göre veri merkezleri dünya çapında elektrik tüketiminde akıllı telefonlar ve TV'leri geride bırakarak yüzde 33 ile en büyük payı alacak. Eğer daha verimli enerji kaynaklarına geçilmezse veri merkezleri tüm dünya enerjisinin yüzde 20'sini kullanacak. Karbon ayak izi ise küresel değerin yüzde 5.5'ini oluşturacak. Altyapıyı çevreci bir bilinçle kurgulayarak yeni nesil veri depolama çözümleri ve tamamen otomasyonla yönetilen iklimlendirme sistemleri kullanımına odaklanmak büyük önem taşıyor. Örneğin; iklimlendirmede kullanılan suyun soğutulması için dış ortamdaki düşük hava sıcaklığını kullanmayı esas alan bir sistem olan "Free cooling" teknolojisi ile özellikle kış aylarında klima kullanımını minimuma indirerek, veri merkezlerinin en önemli maliyetlerinden olan enerji kullanımını azaltmak, çevreye doğrudan olumlu katkı sağlamak mümkün olabiliyor.

QNB FİNANSBANK GAZLI SİSTEMDEN SULU SOĞUTMA SİSTEMİNE GEÇTİ

Enerji verimliliğinin artırılması, yeni enerji kaynaklarının devreye sokulması için yapılacak yatırımlardan çok daha ekonomiktir. Tasarruf ederek kazanabileceğimiz enerjiyi üretmek için, çok daha pahalı yatırımlara ve çok daha uzun zamana ihtiyaç duyarız. Oysaki enerji tasarrufu, daha çabuk ve ucuza elde edilebilen bir enerji kaynağıdır. QNB Finansbank da enerji verimliliği kapsamında başlattığı veri merkezi renovasyon projesinde gazlı sistemden sulu soğutma sistemine geçip çevreye duyarlılığını göstererek enerjinin etkin ve verimli kullanılması hareketinde yerini alan markalardan. 

DİJİTAL ÇAĞIN İHTİYAÇLARI DİJİTAL ÇAĞIN İHTİYAÇLARI


Gazlı sistemle soğutulan bir veri merkezini kısaca anlatmak gerekirse, verilerin saklanması için bir server sistemi bulunuyor ve oradaki kabinler ısı üretiyorlar. Alanı soğutma ihtiyacı var ve gazlı sistemle bu soğutma ihtiyacı karşılanıyor. QNB Finansbank veri merkezinde hem enerji verimliliği hem de kapasitelerden dolayı sulu soğutma sistemine geçilmiş. Yani bunu bir enerji verimliliği renovasyon projesi olarak düşünebiliriz. 13 yıldır kullanılan gazlı sistem yerine kuru soğutucular (dry cooler) ve hassas klima cihazları (crac üniteleri) koyulmuş ve bunların arasında suyu çeviren bir sistemle soğutma sağlanmaya başlanmış. İşte bu noktada, Grundfos’un IE5 verimlilik sınıfında entegre frekans konvertörlü TPE2 ikiz pompalarının önemi büyük çünkü pompalar suyun çevrilmesini sağlıyor. Bu sistemin gazlı sistemden en büyük farkı; kışın kompresör çalıştırmaya gerek kalmadan, dış havanın ısısından faydalanarak doğal soğutma-free cooling yapma fırsatı sağlıyor.

Veri merkezleri normal mekanik tesisattan daha hassas bir yapıya sahip, sistemin hiç durmadan lineer bir şekilde devam ediyor olması gerekiyor ve yedekleme hayati önem taşıyor. QNB Finansbank E Blok veri merkezinde 900 m² beyaz alan mevcut. 71.8 kw soğutma kapasitesinde 8 adet, 52.3 kw soğutma kapasitesinde 6 adet, 27.4 kw soğutma kapasitesinde 1 adet olmak üzere 3 ayrı kapasitede crac system kullanılmış.

PUE DEĞERİ, ÖZEN GÖSTERİLMESİ GEREKEN DEĞERLERİN BAŞINDA GELİYOR

"Dijitalleşmenin daha da hızlanacağını ve veri saklamanın boyutunun daha da artacağını düşünürsek veri merkezi projeleri önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacak. Yeni merkezlerin dışında, hali hazırda olan veri merkezleri kendilerine yeni etaplar yapmaya başlayacaklar ve bu pazarda çok büyük bir artış olacak" diyen QNB Finansbank Bakım İşletme ve Mühendislik Hizmetleri ekibinden Makine Mühendisi Ömer Aşiran, sözlerine şöyle devam etti: "Veri merkezi bileşenlerinin harcadığı enerji ve neden olduğu karbondioksit salınımının çevreci bir bakış açısıyla yönetilmesi gerekiyor. Bir veri merkezinin enerji kullanımının azaltılması çevreye doğrudan olumlu katkı sağlıyor. Bundan dolayı artık elektrik kullanımı düşük, karbondioksit salımı en az seviyede olan çevre dostu teknolojilere doğru bir yönelim var. Bu sebeple Veri merkezi projelerinde PUE değerine (data centerların enerji kaynaklarını ne kadar verimli kullandığını gösteren ölçü) özen gösterilmesi gereken konuların başında geliyor.

SOĞUTMA TÜKETİMİNİ YÜZDE 50'DEN FAZLA AZALTMAK HEDEFLENİYOR

Soğutma sistemleri, bir veri merkezindeki en fazla enerji tüketen sistemlerden biri olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, mevcut veri merkezlerinde VAP (verimlilik arttırıcı projeler) geliştirerek hem enerji tasarrufu yapıp işletme maliyetlerini düşürmek, hem de karbondioksit salınımı azaltıp daha yeşil veri merkezine dönüşmek mümkün. Biz bunun örneğini birebir veri merkezimizde gördük. Yaptığımız iki aşamalı VAP projeleri hayata geçtiğinde QNB Finansbank veri merkezindeki soğutma tüketimini yüzde 50'den fazla azaltmış olmayı hedefliyoruz. Grundfos'un veri merkezi projelerinde en güçlü yanı free cooling sistemlerinde önemli bir yer tutan, enerji verimliliğini en yüksek oranda sağlayan pompaları ile bu verimliliği yüksek sistemin bir parçası olması diye düşünüyorum."